Selim Kaplan

Selim Kaplan

Allah yürekli kadınlarımızı korusun

Allah yürekli kadınlarımızı korusun

Anne-baba ve üç çocuk, akraba ziyaretinden dönüyorlardı. Batman’da akşam saat dokuz civarı idi, aile evlerine giden sokakta yol alırken, çocukların küçüğü babasının kucağında, diğer ikisi annelerinin elini tutmuşlardı.

Arkadan gelen iki karaltıyı fark eden kadın, kocasına, “Bey sanki bu adamlar bizi takip ediyorlar” deyince adam, ”Bizim kimse ile hesabımız yok, bizi neden takip etsinler ki” demişti.

İki adamdan biri aileye yetişip geçmek üzere iken, diğeri elindeki silahı adamın ensesinde ateşlemiş, adam kucağındaki çocuğuyla birlikte yere yığılmıştı.

Olaydan sonra kadın, malını mülkünü geride bırakıp, kendisi ve çocuklarını korumak için Diyarbakır’a taşındı.

Babası öldürülürken, Babasının kucağında olan çocuk, yaşadığı şokun etkisiyle psikolojik sorunlardan kurtulamadı, diğer iki çocuk birer suç makinesine dönüştü, anne, çocuklarının sorunları ve sahipsizlikten dolayı hiçbir zaman huzur bulamadı.

O babanın katilleri, annenin yıllar süren adalet arayışına rağmen, hiçbir zaman bulunamadı.

Bu olayın yaşandığı doksanlı yıllarda, Batman’da adam öldürmenin rayiç bedelleri vardı.

O tarihlerde Batman’da yaşayan bir dostum, Hizbullah’ın; sokak ortasında tabancayla, tenha köşede bıçakla, kaçırıp kuytu yerde öldürme vb. adam öldürme usullerine göre, rayiç bedellerinin ayrı ayrı olduğunu söylemişti.

O dönemlerde ve sonraki yıllarda, Türkiye coğrafyasında yaşanan ve faili meçhul kalan, adaletin yerini bulmadığı, öldürme olaylarının en büyük mağduru, yaşamımızın başlangıcı ve kendini yaşamın devamından sorumlu gören kadınlarımızdır.

Adalet için yüreklerini ortaya koyan kadınlarımızın yaşamlarına ve kamuoyuna mal olan bazı cinayetleri, özellikle adalet adına hatırlamakta fayda vardır.

Cumartesi Anneleri; 30 yıla yakındır, babalarının, kocalarının, evlatlarının, kardeşlerinin faillerinin bulunması için, bin haftayı aşkın süredir, her hafta Cumartesi günü bir araya gelip adalet arıyorlar.

Uğur Mumcu; yazar, araştırmacı, gazeteci, 1993 yılında Ankara’da evinin önünde arabasına konulan bombanın patlaması ile öldürüldü. Devletin o dönemdeki en yetkili şahısları “cinayeti çözmenin devletin namus borcu olduğunu” ifade etmelerine rağmen, ipe un serildi, cinayet çözülmedi. Eşi Güldal Mumcu’nun adalet arayışı sonucu, daha sonra İç İşleri ve Adalet Bakanlıkları da yapan Mehmet Ağar “O tuğlayı çekerseniz Devlet yıkılır” sözünü söylemek zorunda kalmıştı. Öldürülme olayının aydınlatılması halinde yıkılma tehlikesi olan devlet ile katiller hiçbir zaman bulunamadı.

Necip Hamlemitoğlu; tarihçi ve yazar, 2002 yılında, Ankara’da evinin önünde, suikast sonucu öldürüldü ve ölümü faili meçhul kaldı. Eşi Şengül Hablemitoğlu’nun adalet arayışı devam ediyor.

Hrant Dink; gazeteci, 2007 yılında, İstanbul’da, gazetesinin bulunduğu sokakta, uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Katili olarak yakalan kişi, birkaç yıl hapis yattıktan sonra dışarı çıktı. Kamuoyu onu, en son adliyeden tespih sallayarak çıkarken görmüştü. Azmettiricileri hiçbir zaman bulunamadı. Eşi Rakel Dink’in adalet arayışı devam ediyor!

Muhsin Yazıcıoğlu; siyasetçi, şair, 2009 yılında, Kahramanmaraş yakınlarında, şüpheli bir helikopter kazası sonucu hayatını kaybetti. Eşi Gülefer Yazıcıoğlu’nun, kazanın ve eşinin ölüm nedeninin aydınlığa kavuşturulmasına ilişkin hukuk mücadelesi devam ediyor.

Berkin Elvan; 15 yaşında çocuk, Taksim gezi parkı protestolarında, polis tarafından atılan gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu, aylarca komada kaldıktan sonra vefat etti. Annesi Gülsüm Elvan’ın adalet arayışı devam ediyor.

Tahir Elçi; hukukçu, Baro Başkanı, 2015 yılında, Diyarbakır’da, basın açıklaması yaparken çıkan çatışmada, ateşlenen silahlardan çıkan kurşunlar ile yaşamını yitirdi. Eşi Türkan Elçi, katilleri bulma mücadelesinde daha güçlü olmak için, Hukuk Fakültesini bitirerek avukat oldu, adalet arayışı devam ediyor.

İki Oğul ve bir Eş; 2018 yılında, Şanlıurfa’da Ak Parti Milletvekili Adayı olup aynı seçimlerde Millet Vekili seçilen, İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları tarafından öldürüldü. Oğulları ve Eşi gözleri önünde öldürülen Emine Şenyaşar’ın adalet arayışı devam ediyor.

Sinan Ateş; akademisyen ve siyasetçi, 2022 yılında Ankara’da uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Eşi Ayşe Ateş’in adalet arayışı devam ediyor.

Ülkenin; yazarları, gazetecileri, hukukçuları, siyasetçileri, sanatçıları, evlatları ve burada değinemediğimiz bir çok değeri, Madımak olayı gibi daha birçok olayda, sokak ortasında katledilenlerin, katilleri ve mahkeme dosyaları meçhule yol alırken, adalet mücadelesini yüklenmek yine yürekli ve sabırlı kadınlarımıza kalıyor.

Her türlü adaletsizliğin, gerçek mağduru kadınlar olduğu içindir ki, Anadolu’da barışın, huzurun, bereketin, sabrın, adaletin teminatı kadındır ve “Adalet” bir kadın adıdır. (İsmi Adalet olan Kayınvalideme de, bu vesileyle, Allah’tan rahmet diliyorum).

Yüz yıl önce, Anayurtları ve bağımsızlıkları uğruna, kocalarını ve evlatlarını kurban veren Anadolu’nun Kadınları, yüz yıl sonra, bu kez faili meçhule giden evlatları, kocaları ve kendileri için, Adalet Anne’den adalet bekliyor.

Fransız Yazar Emile Zola; 19. Yüzyılda, Fransa’da, bir subayın haksız yere suçlanıp, ceza almasından sonra, olayı bir hukuk ve ayrımcılık skandalı olarak ele alır ve suçsuzun aklanması, suçluların cezalandırılması amacı ile suçluların makamları ve isimlerinin de yer aldığı bir mektubu zamanın Fransa Cumhurbaşkanı’na yazar.

Başlığı “Suçluyorum” ve suçlananların isim isim yer aldığı mektup, aynı zamanda gazetelerin ilk sayfasında yer almış ve Cumhurbaşkanı’nın olaya el atması ile suçsuz aklanmış, birçoğu üst seviyede ve adaletsizliğe sebep olan hâkimler, bürokratlar suçları oranında cezalandırılarak adalet yerini bulmuştur.

Kocaları, babaları ve evlatlarının ölümleri, hala faili meçhul olan, Ülkemiz kadınlarının her biri, Emile Zola’dan daha fazla mektup yazıp, daha yüksek sesle acılarını haykırırken, onların muhatapları, görmedim, duymadım, konuşmadım deyip, üç maymunu oynuyorlar! Yedi düvele başkaldıran toprakların insanları iken, korkaklar memleketine döndük.

Allah yürekli kadınlarımızı korusun, Onlara mücadelelerinde sabır ve güç versin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR