M.Latif Yıldız

M.Latif Yıldız

AĞABEYİMİ DEĞİL ARKADAŞIM YOLDAŞIM, DOSTUMU KAYBETTİM

AĞABEYİMİ DEĞİL ARKADAŞIM YOLDAŞIM, DOSTUMU KAYBETTİM

Değerli okuyucular 3 Mart 2025 Pazartesi 52 yıl öğretmen, gazeteci ve reklamcı olarak görev yaptığım Konya’dan Covit nedeniyle ikinci adresim Ankara’ya yerleştim.

4 Mart Pazartesi 50 yıldır ayakta duran ofisimi, şehir merkezi çarşıyı pazarı görmek için raylı sisteme bindim. Hareket eder etmez telefon geldi. Arayan en küçük kardeşimdi. Acı haberi verdi. Benden bir yaş büyük Abdulgaffar ağabeyimi (ki ona hep Zafer adı ile hitap ettim) kaybetmiştik.

Raylıdan inip eve geri döndüm. Birkaç saat kaldığım Konya’dan Ankara’ya doğru yola koyuldum. Kızım Emel’e uçaktan yer ayırttım. Doğrusu zor bir gece geçirdim.

Sabah kalktım. Öğle uçağında yer bulduğum için ancak saat 14’te Batman’a ulaştım. Hava alanına iner inmez kardeşimi aradığımda ağabeyimi defnetmişlerdi. Gelenek gereği de olsa ailenin hayatta kalan büyüğü ve onun ile ilk, orta, öğretmen okulunu aynı sınıf ve aynı sırada geçiren benim için kabrine bir kürek toprak atmamak ukde olarak kaldı.

Zafer ağabeyim ile geçmişim uzun yıllara dayanır. Aramızda bir yaş farkı olduğu için birlikte yaşadığım günler sinema şeridi gibi gözümün önünde canlandı. Altı olan İlkokul yaşım tutmadığı için Zafer ağabeyimi o zaman kaloriferli, ilçenin tek modern okulu Site Atatürk İlkokuluna kayıt etmişlerdi. Okula beni yazdırmadıkları için günlerce ağladım. O güne kadar hayatı birlikte geçirdiğim ağabeyimden ayrılmak bana zor geliyordu. Babam ağlamama daha fazla dayanamadı ve mahkeme kararı ile yaşımı büyüterek beni de okula kaydettirdi. O günden sonra altı yaşıma kadar birlikte olduğum ağabeyim ile yeniden bir arada olduğum için mutluydum.

Batman Atatürk İlk Okulu, Site Ortaokulu, Diyarbakır Öğretmen okulunda hep aynı sınıf ve aynı sırada birlikte okuduk. Son derece zeki, efendi, alçak gönüllü, seven, sevilen ve çalışkan bir öğrenciydi. Ben ise çok hareketli biraz da haylaz öğrenciydim. Çok başarılı değildim ama ağabeyimin büyük özverisi ile okul hayatım boyunca hep onun güçlü desteğini arkamda hissettim.

Okul hayatımızda olduğu gibi ağabeyim ile ilk öğretmenliğimiz de 1969-1971 yıllarında Batman Hürriyet İlkokulunda kesişti. O ne kadar çok başarılı bir öğrenci idiyse de bir o kadar da başarılı bir öğretmen olmuştu.

Nitekim ağabeyimin de benim de öğrencim olan Batman eski Baro Başkanı Sevgili Sabih Ataç, vefat haberini öğrendiği Avrupa’da bana şöyle bir mesaj attı:

“Sevgili Hocam, Öğrencinin öğretmeninin ölümünü duyması acı oluyormuş.

O öğretmen ki, yüzüne bakınca, sevmeyi, dinleyince öğrenmeyi, birlikte kalınca saygıyı ve adabı öğreniyorsun. Üzülüyorum, hem de çok. Yurtdışındayım ve maalesef gelemiyorum. Hepinizden af diliyorum. Ailenin acısı büyük, hepsine başsağlığı ve sabır diliyorum.

Onun dünyaya bıraktıklarına baktığınızda, Allah’ın sevgili bir kulu olduğundan hiç şüphe yok.

Sevgili Allah’ım rahmetini hak eden, yarattığın gibi temiz kalabilen bir kul olduğuna ben de şahitlik ediyorum. Biz öğrencilerine kattığı çok değer var.

Güle güle öğretmenim, mekanın cennette, nur içinde yat. Önünde saygıyla eğiliyor, şu an ellerinden öpüyorum” diyordu.

Bir insanın arkasından bunları yazmaktan daha güzel ve anlamlı ne olabilir ki!

Kabrin nur olsun, mekanın cennet olsun sınıf ve hayat arkadaşım Zafer ağabeyim.

Belki sağlığında seni çok iyi anlamadık, anlamadım. Belki bu satırları yazarken beni anlamayacak olanlar da çıkacaktır. Seni kaybettiğim için kendi adıma acıyı ve sensiz geçecek günlerde eksikliğini hep duyacağım. Tıpkı 10 Nisan 1980’de kaybettiğim rahmetli babam Seydaye Melle Abdulkerim’i unutmadığım gibi. Babamın, annemin, senin ve bu yazıyı okuyanların bütün ölmüşlerini rahmet ile anıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Latif Yıldız Arşivi
SON YAZILAR