“Adem’e de: “ Ey Adem! eşinle beraber cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğinizi bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zalimlerden olursunuz” dedi. Bakara süresi, 35. Ayet  

     Bunun üzerine şöyle buyurduk: “Ey Adem! Şüphesiz bu iblis, senin ve eşin için çok tehlikeli bir düşmandır. Dikkat edin de, sizi cennetten çıkarmasın! Yoksa ihtiyaçlar içinde koşturur durur, sıkıntı çeker, perişan olursun.” Taha süresi, 117. Ayet

     “Böylece Adem ve Havva o yasak ağaçtan yediler. Bunun üzerine ayıp yerleri kendilerine açılıp belli oluverdi de oraları hemen cennet yapraklarıyla örtmeye çalıştılar. Böylece Adem, Rabbinin emrine karşı geldi ve şaşırıp kaldı.” Taha süresi, 121. Ayet

     Yukardaki ayetlerde de anlaşılacağı üzere Hz. Adem (a.s.) ve Hz. Havva Allah’ın emir ve yasaklarına karşı gelmiş ve hata yapmışlardır.

     Bundan beş yıl önce söylediği bir şarkıda Hz. Adem ve zevcesi Hz. Havva’ya yakışı olmayan sözleri yüzünden tartışma konusu olan Sezen Aksu;

1)  Neden vakti zamanında değil de aradan beş yıl geçtikten sonra tartışma konusu oldu?

2) Birçok sanatçı şarkılarında toplumun dini hassasiyetlerine dikkat etmezken ve aradan yıllar geçmesine rağmen nasıl oldu da ülkenin gündemi bir anda değişti, ve nasıl bir anda ülkenin gündemi haline geldi?

     Yoksulluğun zamlarla beraber kapı kapı gezip adete dilencilik yaptığı, vatandaşın evinde olanı da aldığı, (özellikle elektrik, doğal gaz zamları, mamafih çiftçileri ve sanayicileri can çekişir hale getirdi.) kurun ve enflasyonun yükselip, düşmesi ve piyasalardaki bu dalgalanmaların vatandaşın mutfağına yansıdığı bu dönemde sayın Aksu’nun bir anda memleket meselesi haline gelmesi oldukça manidar bir durum.

Türkiye Cumhuriyet tarihinde Mısır’ın parası, Türk lirasını geçmemişken bu girdaplı dönemde ne yazık ki Mısır’ın parası bizim paramızı geçti. Türk lirası çetin bir cendereden geçip ve bu kadar değer kaybederken bir an da ülke sorunu Sezen Hanım olması düşündürücü bir durum.

Toplumsal linç kampanyasına karşı demokrasiye inanmış, dini değerlerine saygılı ve bunu hayatına sirayet etmiş, muhafazakâr olan tipik bir Anadolu ailesinden gelmiş bir lider…

Demokratik değerleri özümsemiş, bu eksende haksızlığa uğrayan her kesin/kesimin yanında olan, sözde değil, özde demokrat kişilikli bir lider… Sayın Ali Babacan

Sayın Babacan, toplumsal saldırıya uğrayan bir sanatçımızın yanında durduğu için bazı kesimlerce neredeyse din düşmanı sayılacaktı. Ve ne yazık ki bunları yapanda söz de hocalarımız. Bunların özde hocalıkla ilimle, tasavvufla ilgileri yok.

Yukarda yazının başında, mealini açıkladığımız ayetlerde de belirtiyor ki, Hz. Adem (a.s) babamız ve ruhu revanı Hz. Havva validemiz yaratıcının emrine karşı gelmişlerdir. Ve bu konu dört semavi dinde de böyle geçer.

Ey! din gölgesinde, din ticareti yapan alimler gücünüz yetiyorsa gidip Allah’a hesap sorun, gidip onunla cenge durun… işte siz, işte Allah ve işte meydan, meydanlar sizindir. Dinin özü bizimdir.

Ey! din simsarcıları mademki davanızda samimi iseniz “Komşusu aç iken, kendisi tok yatan bizden değildir.” Hadisini diyen ve hiçbir zaman tok karınla uyumayan peygamberin ümmeti değil misiniz? Komşularınız aç yatarken sizler villalarınızda, konaklarınızda, köşklerinizde keyfinize keyif katıyorsunuz. Mademki davanızda samimi iseniz buyurun peygamber ve sahabe hayatını yaşayın. Bu yoklukta, yoksullara el uzatın, bölüşün.

Haksızlığa uğrayan bir insana, destek olan birine özelikle dini hassasiyetleri olan birini, bir lideri kalkıp din üstünden karalamak en basit tabiriyle cahilliktir.

Azizim mademki dini konularda bu kadar hassasınız neden kadın cinayetlerinde sesiniz çıkmıyor “Kim bir canı, başka bir cana ya da yüzünde fesat çıkarmasına karşılık olmaksızın öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur.” Maide süresi, 32. Ayet yoksa siz Allah’ın emrine karşı mı geliyorsunuz? Yoksa Allah’ın emirlerini suiistimal edip kendi çıkarlarınız için mi kullanıyorsunuz?  Neden çocuklara cinsel istismar olduğunda sesiniz çıkmıyor, neden birileri faiz helaldir dediğinde sesiniz çıkmıyor, neden ağaçlar kesilirken, hayvanlar öldürürken sesiniz çıkmıyor da bilinçli ve sistematik bir şekilde toplumun bir ferdi haksızlığa uğruyor ve onu destekleyen Sayın Ali Babacan’a ve mağdureye sesiniz lal olurcasına çıkıyor?

Nebiler serdarının dini kimsenin tekerinde değildir. Sözde hocalarımız siyasi demeç verip, toplum mühendisliğine soyunmasınlar. Zira bir koltuğa iki karpuz sığmaz. Eğer siyaset yapacaksanız dini suiistimal etmeyin, başınızdakini çıkartın. Yok dinle, ilimle uğraşacaksanız o zaman da ağzınızı yıkayın, siyasi demeç verip toplumu dinden de soğutmayın.

Din ve siyaset ayrı değerlerimizdir. Birbirine karıştırmamak lazım.