Anayasa Mahkemesi mi Yargıtay mı kim haklı?
Bir tartışmadır gidiyor. Anayasa Mahkemesi mi haklı, yoksa Yargıtay mı haklı?
Yargıtay Başkanlığı, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği "hak ihlali" kararına uyulmamasının ardından başlayan yargı tartışmaları sürüyor. Oysa kanunlar açık ve nettir.
Her suçun cezasının ne olduğu, bir hak ihlali varsa bunun yüksek mahkemelerce karar verme yetkisinde olduğu, her mahkemenin görev ve sorumluluğunun yasalarla belirtilmiştir.
Herkes kendi sorumluluk alanında görevini yaptığı taktirde, herhangi bir konu hakkında, bir vuku ceriyan etmez. Maalesef bizde insanlar üzerlerine vazife olmayan şeylere müdahil olmayı marifet gördükleri için kurallara, yasalara, kanunlara, konu hakkında araştırmaya bakmaksızın, kendini bir anda o meselenin piri gibi görür. Bu durum ne yazık ki bizde "cehalet kültürü" haline geldi.
Siyasiler 40 yıllık hukukçuymuş gibi yüksek mahkemelerin kararlarına müdahil olabiliyor, hukukçulardan çok onlar konuşuyor. Tabipler doğayla ilgili bir konu hakkında görüş bildirebiliyor, çevrecilerin işini başkası yapmaya kalkıyor. Her yıl Eğitim politikası değişiyor, eğitimcilerden çok dincilerin sesi çıkıyor. Sağlık problemlerinin ve personellerinin yaşadığı sorunlarda sağlık emekçilerinden çok basın mensuplarının sesi çıkıyor. Bende bu cehalet kültürüne uyarak, kervandan ayrılmadan bir hukukçu olmadığım halde yazar olarak yorumluyorum. Oysa herkes kendi iktisat alanında işini yapsa bugün yaşadığımız sorunların çoğu çözüme kavuşmuş olacak.
Gel gelelim Can Atalay konusuna, konu bir siyasetçi olunca işler Arap saçına döndü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara'da yaptığı konuşmada "Biz tartışmada taraf değil, hakem konumundayız" dedi. Oysa hukukta hakem yargıçlardır, siyasiler değil.
Erdoğan, "Yargının iki kurumu arasındaki yetki tartışmasının çözüm yeri anayasadır, yasalardır. Ancak mevcut anayasamız ve yasalarımız, bu konuda yetersiz kalmaktadır." Bu konuda sayın Cumhurbaşkanımız haklıdır. İvedilikle Türkiye Cumhuriyeti yeni bir Anayasa yapmalı, darbe Anayasasından kurtulmalıdır.
Mevcut durumda nasıl ki yasa, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinde, TBMM ‘ben bu iptali tanımam’ diyemezse, yargı kararından kaynaklanan bir Anayasa ihlali varsa, yargı organı Anayasa Mahkemesinin ihlal kararına uymayacağını söyleyemez; böyle bir yargısal davranış hiçbir anayasal devlette, hiçbir hukuk devletinde kabul edilemez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.