İsrail'in terör devleti varlığını ölüm, kan ve gözyaşı üstünde sürdürüyor, bu cesareti de Müslüman geçinen dincilerden alıyor.

İsrail, yıllarca kapı kapı gezdi kimse onlara yer vermedi. Fransa, Portekiz, İspanya, Almanya ve daha birçok ülkeye yerleşmek için başvurdu ama hiç bir ülke onları kendi topraklarında istemedi. Çünkü İsrailliler gittikleri yerde rahat durmayan, o ülkeyi birbirine düşüren, insanları birbirine düşman eden, fitne çıkartan bir topluluktur.

Altı ay denizin üstünde karayla hiç bir ilişkileri olmadan yaşadılar. En sonunda bugün ki Filistin devletinden toprak satın alana kadar. O dönemin dincileri, dindarları kandırarak topraklarını İsrail'e sattılar. Toprak satan dinciler, Beyrut'ta dolarları eğlenerek yediler. Ailelerini Filistin'den çıkartılar, hepsi zengin olurken, dindarlar da dün olduğu gibi bugün de öldüler. Cennetle kandırıp, ölümün soğuk kollarında kaderlerine terk edildiler.

Dün ki dinciler bugün yine aynı senaryo ile dindarları kandırmaya devam ediyorlar.

Dünyanın dört bir köşesinde ki İslam Ülkeleri birlik olup, İsrail'e fiili yaptırımlar yapmaları gerekirken, kınamakla, yas ilan etmekle durumu geçiştiriyorlar.

İslam devletleri İsrail büyükelçiliğini kapatabilir, uluslararası ilişkilerini askıya alabilir, ürünlerine boykot getirebilir, ondan ve Amerika'dan silah satın almayabilir, petrol, doğalgaz vanalarını kapatabilir en önemlisi İslam Birliği, İsrail'e ültimatom verebilir.

Bu saydıklarımın daha fazlasını yapabilirler ama yapmıyorlar. Yapmamalarının sebebi ülkelerini düşündükleri için değil veya ahretlerini düşündükleri için de değil. Bunlar bir tek kendi saltanatlarını, iktidarlarını düşünen dincilerdir. Dindarlar ölmüş umurlarında değil, Müslümanlar öldükçe onlar kazanacakları paraya bakarlar.

Siyasi parti başkanları, konfederasyon, federasyon başkanları, tarikat büyükleri, cemaat liderleri, şeyhler, alimler, vs. Nerdeler? Kınamaktan, beddua etmekten, ayet okumaktan, dua etmekten protesto etmekten başka bir şey yaptıkları yok.

"Temizlik imandandır" diyip, İsrail'in ürünlerini satın alırlar, mitinge gidip İsrail'i protesto ederler, mitingten sonra "susadık" kola alıp içerler, tarikat liderleri müritleriyle birlikte "kahrolsun İsrail" bedduasını yaptıktan sonra dinciler akşam dindarlarla (mürit) beraber tatlının yanında kola içerler ve "Yarabbi Şükür" derler. İsrail'de müslümanlara sattığı ürünlerden yani "Kahrolsun İsrail, yaşasın Filistin" diyen ümmetin cebinden aldığı parayla, silah üretir veya alır ve mahsun müslüman sivilleri öldürür.

İslam coğrafyasında kime sorsanız "elhamdülillah müslüman" der. "İnsanım" demezler. Çünkü bize insan olmayı unutturdular. Oysa insan olunmadan, müslüman olunmuyor.

Cennet Müslümanların tapulu malı değil. Bu dinciler, dindarları yıllardır bu şekilde kandırdılar ve ne yazık ki kandırmaya da devam ediyorlar.

Peygamber efendimiz hiç bir zaman sofradan tok kalmamıştır. Onun ümmetindeki liderler, alimler, şeyhim diyenler yani dincilerin hepsinin göbekleri var, karınları onlardan önde gidiyor. (Hepsi böyle olmamakla birlikte, Salih ve Sıddık dindarlar hariç)

Bu dincilerin tek sermayesi var, o da dindir. Dindarları, din sermayesiyle kandırıyorlar. Davalarında samimi iseler İsrail'in mallarını boykot etsinler.

Müslümanlar sadece Filistin'de ölmüyorlar. Çin'de Uygur Türkleri, Suriye'de, Irak'ta Kürtler, Hindistan'da ve Arakan'da Müslümanlar diri diri yakılıyor, kurşuna diziliyorlar, öldürülüyorlar. Bu dincilerin sesi, bu insanlar için çıkmıyor. Dindarlar kaderleriyle baş başa bırakılıyor.

İslam ümmetinin durumu içler acısı Filistin'de sadece insanlar ölmüyor, insanlık ölüyor, İslam can çekişiyor ümmet ölüyor Müslümanlar filim izler gibi izliyor ve Dincilerde, Dindarları kandırmaya devam ediyor.