İyilik de bulaşıcıdır
Virüs salgını, karantina günleri birçok yönüyle çok can sıkıcı oldu. Bu sıkıcı günlerde, önceden yaşanan ve sessiz sedasız devam eden dayanışma geleneğinin bu sıkıntılı günlerde yaygınlaştı. Bu dayanışma örnekleri çok sevindirici oldu ve duygusal bir atmosfer yarattı. Birçoğumuzu duygulandırdı.
Maddi durumları iyi olan bazı iyi yürekli ve yardımsever vatandaşların mahallelerde bakkallara olan borçlarını sildiği basına yansımaktadır. Adının basına çıkmasını, adının reklam edilmesini dahi istemeyen bu iyiliksever insanlar; borçla yaşayan, yardım ve desteğe ihtiyaç duyan insanlara görülmez bir el gibi uzandı. Borçla yaşamak zorunda kalan, ihtiyaç sahiplerinin yaralarına merhem oldu. Bu yardımseverler bu işi yaparken; tıpkı bir elin verdiğini diğeri görmesin anlayışıyla yardımlarını gizlice yaptılar.
Bu gizli ellerin varlığı karamsar olan, geleceğe ilişkin umutsuzluğa kapılan birçok insanda; demek hala insanlık ölmemiş duygusunu yeniden canlandırdı. Bu iyiliksever eller bu damara yeniden kan taşıdı. Dünyanın iyilikle var olacağını bir kez daha gösterdiler.
Daha öncede bazı lokantalarda satılmayan yemekleri, lokanta sahipleri Diyarbakır’da ihtiyaç sahibi insanlara, gece kimse görmeden motosikletli insanlar tarafından evlere dağıtıldığı haberleri çıkmıştı. Bu dayanışmayı hangi lokantaların hangi ihtiyaç sahiplerine ulaştırdığı gizli kalmıştı.
Maddi durumu iyi olanlar; komşun açken sen tok yatmayı içine sindiremeyen iyiliksever vatandaşların bir kısmı mahallede maddi durumu iyi olmayan ihtiyaç sahiplerine desteklerini sunmaya başladılar.
Diyarbakır’da çok eskiden beri fırınlar dükkânlarının yanında bir ekmek askısı bulunduruyorlardı. Hatta ‘Bir ekmek eve bir ekmek askıya.’ geleneği vardı. Bu gelenek yıllardır sürüyor. İhtiyacı olanlar buradan ihtiyacı olan ekmeği alıyordu. Virüs nedeniyle karantinadan dolayı ekonomik sıkıntıya girenler için destek olmak isteyenler bu geleneği devam ettirdi. Hatta bazı fırınlar evden çıkamayan ihtiyaç sahiplerine ekmeği kendileri ulaştırdı.
Maddi değerleri hiçbir zaman ölçülemeyecek olan böylesi dayanışma içinde olmak çok güzel ve sevindiricidir. İyilik; insanı, insani değerlerine yakınlaştıran bir davranış olması gerçekliği bir kez daha kendini doğrulamış oluyor.
Böyle dayanışmalarda bulunmak toplumu birbirine daha fazla bağlamaktadır. Bu güzel davranışlar, karamsarlık ve sıkıntılı ortamlarda değeri ölçülemeyecek kadar büyük insani bir dayanışmadır. İnsanlık ölmedi diye yaklaşan, her şey para değildir diyerek yardım elini uzatan tok gözlü insanlar var olduğu müddetçe dünya daha yaşanabilir olmaktadır.
Zorda kalanlara yardım etmeyi kendilerine bir yaşam felsefesi yapanların bu davranışı, onları sadece ben, her şey bana diyenlerden farklılaştırmaktadır. Bu dayanışma ruhu onlara; toplum için birlik olmanın, ayakta kalabilmenin ince çizgilerinin neler olduğu bilincini kazandırmıştır. Aynı zamanda bu anlayış ve davranış toplumu ayakta tutmanın direnci, geleceğin sevinci, umudu ve güçlü bir toplum olmanın harcı, insanlığın yaşam damarı olmuştur.
Sadece insanın sağlığını, hayatını tehdit eden virüsler bulaşıcı değildir. İnsanı insan yapan özelliklerden biri olan iyilikseverlik ve dayanışmacılık ruhu da bulaşıcıdır. İyilikler başka iyilikleri tetikleyerek daha fazla büyüyecektir. Çünkü iyilik ve kötülük doğuştan değil, sonradan edinilen bir davranıştır. Kötülüğün yerini iyilikler aldı zaman, dünya daha yaşanabilir olacaktır.
Mümin Ağcakaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.