Hep buradaydık bay paçavra, pamuk şekeri…
Bay paçavra yine konuştu, bu defa Kürt çocuklarını diline doladı, yüreğini şişiren faşist kinini milyonların üzerine kustu, bir defa daha akıl seviyesini açık etti. Neymiş, polis Newroza giden Cizreli Kürt çocuklarına pamuk şekeri dağıtmış. Bu yetmemiş gibi polis, bir de dünyanın her bir tarafında olduğu gibi kendisinin belediye başkanı olduğu Ankara’da da dalganan Irak Kürdistan Bölge Yönetimi’nin resmi bayrağının Newroz meydanlarında taşınmasına ses çıkartmıyormuş, Newroz alanına giden Kürtlere yol veriyormuş, engel çıkartmıyormuş. Aklı fikri Kürtlerin değerlerini aşağılamak, Kürt çocuklarını hedef almak olduğu belli olan bay paçavraya öyle içimden gelen her şeyi yazmayacağım, konuyu da öyle daha fazla uzatmayacağım, değme bir faşistin aklını, zikrini de o kadar da ciddiye almayacağım, daha doğrusu öyle adam yerine koymayacağım ama birkaç laf söylemeden de edemeyeceğim. Her Kürt, her demokrat, her kendine insanım diyen biri gibi ben de bu lanetli dile sessiz kalamam. Bilmem ne politikası gereği Kürtlerin de verdiği oylarla seçilmiş faşist bir zihniyetin bu kadar aleni, bu kadar uluorta, bu kadar pervasızca milyonların şahitliğinde Kürtlere, Kürtlerin değerelerine, Kürtlerin çocuklarına saldırmasına öfkeliyim…
*
Bay paçavranın Cizre’nin (Bay paçavranın deyimiyle “Doğuda bir yerde…”, yani Kürt bölgesinde bir yerde) sokaklarında kurşunlanan Kürt çocuklar, panzerlerin tekerleri altında can veren Kürt çocuklar, anne ve babalarıyla birlikte evlerinde yakılan Kürt çocuklar, küçücük bedenleri tanklarla kuşatılmış bodrumlarda diri diri yakılan her yaştan Kürt çocuklar hakkında bir defa bile konuştuğunu, insani bir tepki gösterdiğini duyan, tanık olan olmadı, olmadık. Olamaz da, belli ki bay paçavra esastan bir faşistmiş, gözü dönmüş bir ırkçıymış. Adam yüreğinde biriktirdiği kin ve nefreti kusmadan duramazdı, hele ki aklını yavaşlatan kirini, pasını Kürtlerin üstüne boca etmeden hiç duramazdı. Öyle ya, pılı pırtı bilmem ne partisine katılsa da, bilmem ne kentine değil başkente bile şehremini seçilse de dahası altın suyuna batırılsa da bay paçavranın canı çıkar ama huyu çıkmaz. Devletin başına geçmeye can atsa da reisi cumhur tahtına heveslense de huyu çıkmaz, o kadarına bile aklı yetmeyen demode olmuş bir faşist, bir ırkçı. Neyse ki beklenen yeni bir kabus dönemi başlamadan Saraçhane’de bitti, demokratik toplumu hedefleyen düşüncenin önündeki bir tuzak daha, bir hile daha aşıldı…
*
Hep buradaydık bay paçavra, pamuk şekeri. Çocuklarına kin kustuğun Kürtler, bu kadim halk, bugün değil, bin yıl önceden değil, hep buradaydı, hep buraların sahipleriydi, değerleri ise bin yılların mirasıdır, ne gücün, ne de yavaş çalışan o aklın, nede ırkçı paşa keyfin Kürtlerin değerlerini, renklerini, çocuklarını tukaka edemez, polise hedef gösteremez, dahası kötü gösteremez. Ağababaların bile uyguladıkları onca şiddete, yaptıkları onca katliama, işledikleri onca faili meçhul cinayete rağmen kötü gösteremediler, gözden düşüremediler bay paçavra, pamuk şekeri. Hasılı bay paçavra yeterince kinini kustuğuna göre, artık bir rahat uyuyabilir, pamuk şekerine layık gördüğü çocuklarının, torunlarının gözlerine bir huzurla bakabilir. Çünkü büyük oyun bitti, hazırlanan tezgah dağıldı. Velhasıl bay paçavraya, pamuk şekerine diyeceğim o ki, geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye. Ve bilinsin ki biz hep buradaydık, dahası hep burada olacağız, üstelik değerlerimizle, dilimizle, çocuklarımızla. Bay paçavra, pamuk şekeri ise bugün, yarın, bilemedin öbür gün, bir yıl, belki de birkaç yıl sonra ismiyle, cismiyle unutulacak, kötülükte ellerine su dökemediği diğerleri gibi tarihin çöp sepetinde kaybolup gidecek. Korkunun acele faydası yok, Kürtler burada var olmaya devam edecek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.