Zülküf Kışanak

Zülküf Kışanak

Kemal Kılıç, son nefesine kadar Kurdî yaşayan gazeteci…

Kemal Kılıç, son nefesine kadar Kurdî yaşayan gazeteci…

Özgür Gündem gazetesinin Urfa temsilcisi gazeteci arkadaşım sevgili Kemal Kılıç’ı otuz iki yıl önce bugün 18 Şubatta, Harran ovasında, doğup büyüdüğü, son nefesine kadar yaşadığı Külünçe köyünün girişinde vurdular. Önce onu kaçırmak istediler, ellerini bağladılar, ağzını bantladılar yine de kaçıramadılar. Yaka paça kaçırılmak istenen Kemal, katilleriyle var gücüyle boğuştu, direndi, beyaz torosa binmedi, bindiremediler. Güneş batmak üzereydi, karanlık yavaş yavaş Harran ovasına abanıyordu. Az ötede, onu tanıyan petrol ofisinin bekçisi Kemal’e seslenince katiller panikledi, elli kolu bağlı, ağzı bantlı var gücüyle katillere direnen Kemal’in kafasına sıktılar, yere yığılan cansız bedenini oracıkta, kan içinde bırakıp kaçtılar. Odur budur Kemal’in katillerinin peşindeyiz…
*
Günlük Özgür Gündem gazetesi geçici olarak yayınına ara vermişti, haftalık Yeni Ülke gazetesi ise devam ediyordu. Urfa İHD Yönetim Kurulu üyesi de olan Kemal Kılıç arkadaşımız her iki gazetenin de Urfa temsilciliğini yapıyordu. Ben de Adana büroda çalışıyordum. Sık sık görüşüyorduk. O gün telefonda uzun uzun konuşmuştuk, daha çok kendimize dikkat edecektik, olur olmaz yerlere gitmeyecektik, mümkün oldukça tek dolaşmayacaktık, son bir defa daha sözleştik, telefonu kapattık. Olmadı, o akşam, konuşmamızdan bir iki saat sonra Kemal’i vurdular. Akşam haberlerini dinleyen muhabirimiz Halil, Kemal'in vurulma haberini vermişti, ona inanmadım. Urfa büroyu aradım, telefona çıkan olmayınca bu defa İstanbul’u aradım, Kenan Azizoğlu ile konuştum, gerçekten Kemal vurulmuştu. Bir grup arkadaşla gece yarısı Adana’dan yola çıktık, sabaha doğru Urfa Devlet Hastanesi’ne vardık, bizi Bayram Balcı, bölge bürolarından gelen arkadaşlar karşıladı. Bir süre hastanenin önünde bekledikten sonra hep birlikte büroya geçtik. Gün ağarır ağarmaz Kemal’in polisler tarafından hastaneden alındığını, köye doğru yola çıkarıldığını öğrendik. Daha sonra Urfa’da vurulacak olan DEP İl Başkanı Muhsin Melik’le buluşup Külünçe köyüne doğru yola çıktık, son anda Kemal’in cenaze merasimine yetiştik. Sevgili Muhsin Melik’ten sonra gazete adına söz aldım, hala tam olarak ne konuştuğumu, ilk defa gittiğim Harran ovasında ne haykırdığımı hatırlamasam da onu unutmayacağımızın, anısına bağlı kalacağımızın sözünü verdiğimi, verdiğimizi biliyorum…
*
Gazeteciliğe başladığım günden bu yana gazeteci vuruyorlar, hayatım boyunca buna tanık oldum, hikayeleriyle yaşadım. Gazeteci vurmaktan doymadılar, gazeteci öldürmekten bıkmadılar, hala gazeteci vuruyorlar. Şimdi ise sokağa saldıkları tetikçi paramiliter güçlerin yerini alan silahlı insansız hava araçlarıyla vuruyorlar. Her gün yeni bir gazeteci infazı yaşıyoruz, her gün bir gazetecinin vurulmasıyla uyanıyoruz. Musa Anter’i, Kemal’i, Hüseyin’i, Burhan’ı, Hafız’ı, Yahya’yı, Adnan’ı, Orhan’ı vuranların, Ferhat’ı kaçırıp katl edenlerin, Nazım’ı kaybedenlerin, silahlı insansız hava araçlarıyla, Aziz’i, Nazım’ı, Cihan’ı, Egid’i vuranların aynı kaynaktan beslenlendiklerini, aynı yolun yolcusu olduklarını bilmek ne kötü, bitmek bilmeyen gazeteci kırımına tanık olmak ne ağır. Özgür basının her şehidi gibi son nefesine kadar Kurdî yaşayan, son nefesine kadar insan kalabilen sevgili Kemal Kılıç’ı unutmadım, onunla çalışmış olmanın verdiği onuru sonsuza kadar taşıyacağıma, ona layık olmaya, ona layık yaşamaya çalışacağıma olan inancımla, özlemimle, hasretimle onu bir defa daha anıyorum…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zülküf Kışanak Arşivi
SON YAZILAR