Birlikte Yaşamanın Kıymeti: Toplumsal Barış İçin Ortak Hafızamız
Aziz ODABAŞI
Zaman zaman unuturuz; aynı sofrada oturduğumuzu, aynı toprağın çocuğu olduğumuzu, aynı acılara aynı gökyüzü altında ağladığımızı… Oysa bu topraklar, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arab’ıyla, Süryani’siyle bir büyük ailedir. Tarihimiz sadece savaşlarla değil, omuz omuza verilmiş mücadelelerle de doludur. Bugün ise ihtiyacımız olan şey; geçmişin izinde, geleceğe umutla bakmaktır. Toplumsal barış, sadece siyasi bir mesele değil; kalpte başlayan, mahallede büyüyen ve ülkede yeşeren bir bilinçtir.
⸻
Malazgirt’in Gölgesinde Doğan Kardeşlik
Tarih 1071… Malazgirt Ovası’nda sadece bir zafer değil, bir milletin doğumu yaşandı. Sultan Alparslan’ın ordusunda Türk de vardı, Kürt de… O gün kurulan bağ, yalnızca bir askerî ittifak değildi; bu topraklarda birlikte yaşamanın ilk büyük nişanesiydi. Sonraki yüzyıllarda bu kardeşlik; Haçlı seferlerine karşı, Moğollara karşı, işgallere karşı sürdü. 1915’te Van’da, Bitlis’te komşular birbirine sahip çıktı. Kurtuluş Savaşı’nda Maraş’ta, Antep’te, Urfa’da halkın etnik kimliği sorulmadı; herkes “vatan” dedi.
Bugün o tarihi kardeşliğin sesi, sadece hatıralarda değil, dillerde de yaşamalı. Bir halkın dili yaşarsa, kendisi de yaşar. Kürtçe’nin eğitim dili olarak varlığı, ayrılık değil; ortaklık duygusunun, birlikte yaşama iradesinin bir göstergesidir. Tıpkı Türkçeyle birlikte, bu toprakların çok sesli türküsü olmalıdır Kürtçe de… Çünkü kardeşliğin dili, yasakla değil, tanınmayla büyür.
⸻
Yaralı Hafızalar ve Sessiz Feryatlar
Ama sonra bir şeyler değişti. Yüreklerdeki samimiyet yerini öfkeye, sevgisizlik duvarlara bıraktı. 1980 sonrası özellikle Güneydoğu’da yaşanan acılar, hem Kürt halkını hem Türk halkını derinden sarstı. Köyler boşaldı, kardeşler ayrıldı, güven duygusu zedelendi. Ama bütün bunlara rağmen, sokakta bir cenazeye herkes omuz verdi. Bir hastaya herkes dua etti. Bu toprakların mayası, hâlâ kardeşlik kokuyor.
⸻
Günümüzde Toplumsal Barışa Ne Kadar Yakınız?
Bugün hâlâ “biz” demekte zorlanan bir toplumuz. Mahallelerde ayrışma, sosyal medyada nefret dili, siyasette kutuplaşma derinleşti. Oysa ortak hafızamız bu değil. Biz; düğünlerde halay çeken, taziyelerde omuz omuza duran bir milletiz. Diyarbakır’da bir Türk öğretmen çocuklara umut aşılıyorsa, Trabzon’da bir Kürt işçi ekmeğini alın teriyle kazanıyorsa bu toprak hâlâ umut taşıyor demektir.
⸻
Yarınlar İçin Sorumluluğumuz Var
Birlikte yaşamak sadece birlikte bulunmak değildir; birbirini anlamak, dinlemek, geçmişin yaralarını birlikte sarmaktır. Bugün bize düşen; ayrılığı değil, kardeşliği büyütmektir. Çocuklarımız önyargılarla değil, hikâyelerle büyüsün. Masallarımızda dağlar ortak olsun, türkülerimizde acılar da sevinçler de ortak söylensin. Çünkü biz birlikte olduğumuzda güzeliz. Ayrı düştüğümüzde değil, bir olduğumuzda güçlüyüz.
⸻
Son Söz
Tarih bizi birleştirdi, acılar bizi kaynaştırdı. Şimdi sıra bizde. Gönlümüzü de bu toprağın kalbi gibi yapalım: Sınır tanımasın, herkese yer olsun içinde. Gelin birlikte yaşamanın kıymetini yeniden hatırlayalım. Geçmişin kardeşliğini, geleceğin umuduna dönüştürelim. Çünkü bu ülkenin yarınları, ancak barışla yeşerebilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.