Dik duruşlu olmak!
Siyasette, normal yaşamda, evde, sokakta, mahallede, okulda, bulunduğumuz semtte, kentte, yaşam alanında; yani özetle toplumsal değerlerin var olması gereken her alanda bireysel dik duruşlar son derece önemli. Önemliydi, önemli olmak zorunda, olmalı. Ancak, galiba kaybediyoruz, kayboluyor, kaybolacak ve yok olacak gibi.
Günümüz koşullarında çok az rastladığımız ‘Dik’ duruş meselesi aslında toplumsal bir mesele. Omurgası esnek, sağa sola yatacak şekilde organize edilmeye çalışılan bir nesil yaratılmaya çalışılıyor. Bu durum aslında yaratılmaya çalışılan yeni nesil için geçerli değil, bizim ve bizden sonraki kuşakların da sorunu. Büyük oranda korunmaya çalışılmış dik duruşlu, ilkeli, prensipli duruşlu, fikir ve düşüncelerinden ödün vermeyen kişiliklerin varlığı hala toplumu ayakta tutan ciddi dayanak olmasına rağmen, bu yapının arasına sızan bir takım zayıf kişiliklerin, makam, koltuk, para hesabı, geniş bir alanda maalesef kabul görüyor.
Benzeşmeyenler benzeşmeye başladı.
Olmaz dediklerimiz olmaya başladı.
Bir araya gelmez dediklerimiz, bir bakıyorsunuz can-ciğer-kuzu sarma.
Siyaset dünyasına da hâkim olan omurgasız duruş, doğal olarak iş dünyasına, okula, sokağa, mahalleye, aile yapısına sirayet edince, üstüne üstlük bir de ekonomik sıkıntılarda gelince, omurgasızlığa ‘Tüy’ dikti, tuz, biber oldu. Bazıları içinde elbette ki ‘Ballı kaymak’ niteliğinde oturdu.
Bunları niye yazdım?
Son bir hafta da yüz yüze ve telefonla görüştüğüm, sohbet ettiğim bazı dost ve arkadaşlarla siteme dönük karşılıklı yakınmalarımızdan kafama yazdıklarım olduğu için.
İnsan ilişkilerini, siyaset dünyasındaki ikircikli ve toplumu yanıltmaya dönük davranış biçimlerinin toplumsal yansımaları, bu yansımaların sonuçları konusunda kafamda biriktirdiklerim ‘Beyine manşet’ olmasın, diye yazdım.
Çok özel bir nedeni yok aslında bu yazının.
Ankara’dan, İstanbul’a, Mersin’e, Çanakkale’ye, Adana’ya kadar uzanan geniş bir ağda dost, arkadaş, eski ideolojik paylaşımlarımızın olduğu şahsiyetlerle sohbetlerimden çıkarsamalarımdır bu yazdıklarım.
Benim de düşündüklerime denk gelen sonuçlar üzerinden bir test yapıp, paylaşmak istedim, o kadar.
Biraz da içimde birikmesin, sıkıntıya neden olmasın diyedir.
Malum ya sıkıntı ve stres şeker azgınlığına neden oluyor.
Var olanı daha fazla azdırmamak adına piyasaysa mal edeyim istedim.
İyiler zaten iyi, onlar kendilerini biliyor, dik duruşu makam, mevki, para, pul için kaybedenler için de iyi örnekler sundum, ne kadarını aldılar, o da onların sorunu.
Bugün de sevgililer günüymüş.
Onun içinde dik duruş lazım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.