NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Yeni bir süreç mi?

Yeni bir süreç mi?

Elias Canetti’nin Kitle ve iktidar kitabını tazeleyerek okuyorum, adeta başucu kitabım olmuş durumda. Canetti’nin bütün zamanlara, iktidarlara, güç yaratma, gücü kaybetme, insan ve toplum davranış biçimlerine hitap eden düşünce, görüş ve analizleri ufuk açıcı.

Bir bölümünde şunları okudum, paylaşmak istedim.

Şöyle diyor;

“İnsan her zaman avını doğrudan elde edecek kadar güçlü değildir. Edindiği av karşısında koşma becerisi ve deneyimi, her türden karmaşık tuzaklar geliştirmesine yol açmıştır. Kendi özel yeteneği olan dönüşüm gücünden sık sık yararlanır ve peşinden koştuğu avın kılığına girer. Bu rolü o kadar iyi oynar ki hayvan inanır. Bu tuzak kurma tarzına ‘dalkavukluk’ adı verilebilir. Hayvana şu mesaj verilmektedir; “Ben senin gibiyim. Ben senim. Yanına yaklaşmama izin verebilirsin.”

Aslan avını yakalamak için kendisini dönüştürmek zorunda değildir; Baştan sona kendisi olarak kalır. Ava çıkmadan önce kükreyerek varlığını hissettirir. O yalnız başına niyetini yüksek sesle, her yaratığın duyabileceği şekilde ilan edebilir. Buda hiç bir zaman caydırılmayacak, tam da bu nedenle daha büyük bir dehşet saçarak yayılan ve yok edilmeyecek bir azameti açığa vurur. Odağında ve doruğunda bulunan iktidar, dönüşümü küçümser.”

Bu özeti Türkiye’nin mevcut durumu ile eşleştirdiğimizde, yok etme, kazanma, kaybetme, dönüşümü küçümsemek, yok saymak, izin vermemek gibi izleri yakalamak mümkün.

Ekrem İmamoğlu’nun durumunu da özetleyen bir durumu anlamak mümkün bu kısacık pasajda. Şahsi direnişini toplumsal direnişe dönüştürme, geri adım atmama, iktidarın değişimine zemin yaratan bir sürece imza atmasını siyaseten değerlendirmek mümkün.

Türkiye’nin gündemi bir anda değişti. İBB’ye, kadrolarına, İmamoğlu’na yapılan operasyonların sonuçları nereye doğru uzanır, şimdiden net analiz edemezsek de yeni bir sürecin başladığına dair ipuçlarını yakalamak mümkün. Operasyonlar, sadece ana muhalefet partisinin kendi içinde kenetlenmesine neden olmadı, aynı zamanda CHP’li olmayanlarında aynı kulvarda buluşmasına zemin yarattı.

Geziden bu yana meydanlarda bu denli bir karşı çıkışa tanık olmadık. 81 ilde Ekrem İmamoğlu’na verilen destek, gösteriler, hak, hukuk, adalet arayışının ülke çapındaki etkisi sadece Türkiye’nin değil dünyanın da gündemini işgal etti. Toplumsal muhalefetin CHP’nin sınırlarını aşmasını, değişim, dönüşüm arzusu ve ısrarı olarak değerlendirmek gerekiyor.

Gelinen noktanın özeti; Demokrasi talebi. Bu talepten kaçış olacağını sanmıyorum. Çünkü 86 milyon yurttaşın, ülkenin geleceği gündemde. Gündem Demokrasi talebi ise, zeminini yaratmak yöneticilerin görevidir. Adli meseleler bundan ayrı değerlendirilir. İdari anlamda kimin/kimlerin suçları varsa yargılanır.

Bundan sonraki süreci CHP nasıl yönetecek?

Asıl mesele de burada.

Olağanüstü kurultayda çıkacak sonuçların nasıl olacağına bakmak gerekiyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR