Umut veriyor mu, şimdilik hayır!
Ülke seçim sath-ı mahaline girdi sanırım. Gittikçe yükselen siyasi tansiyon bunu gösteriyor. Sahneye belden aşağı vurmalar, yoğun tempolu sataşmalar, mide bulandırıcı provokasyonlar, ucuz kahramanlıklar sürülmeye başlanmışsa seçimin eli kulağındadır demektir.
Seçim erkene alınır mı, bilemem. Şimdilik görünen tüm emareler ve iktidarın muktedirleri ve paydaşları tarafından yapılan açıklamalar seçimin zamanında yapılacağını gösteriyor. Sanırım bu saatten sonra doğru olan da seçimin zamanında yapılmasıdır.
Diğer yandan altılı muhalefet de erken seçim vurgusundan vazgeçmiş görünüyor. Cumhurbaşkanının tekrar aday olup olamayacağı da gündemde yer tutmadığına göre ve ısrarlı bir şekilde dillendirilmediğine göre muhalefet tarafından kabul edilmiş ya da kerhen kanıksanmıştır diye düşünüyorum.
İktidar ve paydaşları zaten seçime hazır. Yıllardır yüksek tansiyonlu bir propaganda içinde gemiyi yüzdürüyor, treni yürütüyor. Sanki her gün seçim varmış gibi ve de sanki iktidar kendisi değilmiş gibi yoğun bir hız ve medya gücüyle kendini kendini hep yeniymiş gibi üretiyor ve sürekli olarak propaganda argümanlarını geliştiriyor. Bunda da başarılı olmadığını kimse iddia edemez.
Zira muhalefetin yönelttiği eleştirilerin başında gelen “yandaş medya1 kavramı aslında iktidarın bir bütün olarak medyayı yönlendirebilme kabiliyetinin itirafıdır. Gündem oluşturmak için, halka inebilmek için günümüz teknolojisi sayısız alternatif olanaklar sunuyor, iyiysen, yetenekliysen bundan yararlanırsın, değilsen mazeret uydurursun.
Seçim yaklaştıkça altılı masanın da çalışmalarında yoğun bir trafik oluşmaya başladı. Fakat kapalı kapılar arkasında yapılan görüşmelerden en küçük umut vaat eden bir açıklama dıları sızmıyor. Sanki gün sırasına girmiş gibi ziyaretler yapılıyor, pasta, kekler ikram ediliyor, sonrasında Millet İttifakı birliğinden söz eden yüzeysel açıklamalar yapılıyor.
En baştaki heyecan ve umut aşılayan duruş gittikçe aşınıyor. Bir an önce cumhurbaşkanı adayı artık netlik kazanmalı. Adayını açıklayama cesaret edemeyen bir muhalefetin iktidar olma şansı yoktur. Ya da Millet ittifakı son anda yeni bir Ekmelleddin ortaya çıkararak, yerseniz budur, diye dayatmada bulunacaksa bilinsin ki bu çok parçalı puzzzle muhalefet darmadağın olur. Zaten halk da teveccüh göstermez!
İlkeli bir çıkış olacaksa Millet İttifakı ya da diğer adıyla altılı masa; ekonomiye, milli eğitime, sağlık sistemine, ordu teşkilatına, tarım politikalarına ve ülkenin Kürtlerinin sorunları, Alevi inancını taşıyanların sorunları, işçilerin, memurların geçim sorunları gibi temel konularda bakış açısını çok net ve ikna edici biçimde ortaya koymalıdır.
Millet ittifakının adayının aurasının yüksekliği kim olursa olsun Erdoğan’ın seviyesini yakalaması çok zor olacaktır. Yılların getirdiği bir alışkanlık ve var olanın bilinirliği ile seçmen hareket eder. İnsan bilinir olana meyillidir, denenmemiş ve bilinmeyene karşı temkinlidir. Son üç ayda öne sürülecek bir cumhurbaşkanı adayına sırf Erdoğan karşıtlığı ile kimse yönelmez, bu zaten eşyanın doğasına aykırıdır.
Hele bir de Millet ittifakının arkasında bıraktığı toz duman, karmaşa ve de bazı paydaşların kirli bagajı başlı başına bir problem olacaktır. Günü gelince Erdoğan gibi kurt bir politikacı saklı bavulları açıp saçınca altılı masanın tüm ayakları sallanmaya başlayacaktır.
Bu yüzden altılı masa, Millet İttifakı bir an önce adayını açıklamak, kitlelerini konsolide etmek ve temel çözüm önerilerini açıklamak zorundadır. Kazanması durumunda sadece başkanlık sistemini değiştireceğiz, eski sistemi revize edip yeniden kullanacağız diyerek halkı ikna edemezsiniz.
Bunca ekonomik zorluğun, ülke içi ve uluslararası karışıklığın, sistemdeki tıkanmaların aşılması için yeni bir süper yetkili cumhurbaşkanına ihtiyaç yoktur, akılcı ve tutarlı çözüm önerilerine ihtiyaç vardır. Bu durumda muhalefet ve altılı masa umut veriyor mu, şimdilik hayır!