Mümin Ağcakaya

İnsanların yüreği Bartın Amasra’daki maden kazasıyla bir kez daha yandı. Kırk bir madenci toprağın derinliklerinde hayatlarını kaybettiler. Karadeniz kömürün çıkarıldığı bir bölge ve geçmişten beri hafızalarımızda kazılarıyla derin izler bırakan bir yer. Ekranlarda kaza sonrası arkadaşlarını kurtarmak için çırpınan madencileri görünce insanın aklına hemen Soma’daki madencilerin görüntüleri gelmeye başlıyor. Kurtulan insanlar kurtulduğuna bile sevinemiyor. Ben de olabilirdim diyor. İçeride toprak altında kalan arkadaşını kurtarmak için elinden gelen her türlü çabayı gösteren madenci kurtulduğuna sevinemiyor bile, yorgunluktan bitap düşmüş bir halde, yanındaki görevli otur biraz dinlen diyor ama o hayır oturmayacağım diyor. Somada ki kazada da kurtulan madenci sedyeyi kirletmeyeyim diye sedyeye oturmak istememişti.

Çalışma koşulları insanları nasıl olgunlaştırıyor ve birbirine bağlıyor? Kendisinin de karşılaşacağı tehlikeye aldırmadan arkadaşını kurtarmak için yerin metrelerce altına giriyor. Onu kurtaramamanın acısını tüm benliğinde hissediyor. Ekrana yansıyan görüntülere bakıldığında bu duygu madencinin yüz ifadesinden davranışlarına ne kadar yansıdığı görülebilmektedir.

Acılar yine yüreklere gömülecek. Her doğal felaket ya da kazalardan sonra olayın sıcaklığı içinde birçok şey konuşuluyor tartışılıyor ama gereken tedbirler yeterince alınmadığı ve savsaklandığı için bir sonraki kazaya kadar unutuluyor. Her zaman bu son olsun deniyor ama olmuyor.

Madende çalışmak madenci olmak her halde dünyanın en riskli işlerinden biridir. Ama dünyanın birçok ülkesinde de benzer işler yapılmaktadır. Fakat bizde kaza ve kaza sonucu ölüm oranları çok yüksek olmaktadır.

Sadece madenlerde değil iş kazalarında da birçok insan hayatını kaybetmektedir. İşverenler maliyeti düşürmek için gereken tedbirleri almakta işleri ağırdan aldıklarından ya da bir şey olamaz diye önemsemediklerinden her gün birçok çalışan hayatını kaybetmektedir. Üretmek önemli ama çalışanların gereken güvenlikli ortamlarda çalıştırılmaları da önemlidir.

En değerli olan insan hayatı olmalıdır. Madenci için yer altında o koşullarda çalışması bakacağı ailesinin geçim derdinden. Madenci bu yüzden bir açmaz içindedir. Yer altında girerse ölüm yer üstünde kalırsa açlık. Madencinin hangisine mahkûm olacağına karar vermesi ise hepsinden zor olsa gerek.