Krizi hangi güçler fırsata çevirecek
Korona virüsünün bir versiyonu olan Covid-19 küresel düzeyde yarattığı tehdit alışılagelen düzenleri, ilişkileri, üretimleri etkiledi. Devletleri derinden etkileyen ve sistemleri sarsan küresel salgın insanların yaşamını, sağlığını, ev ekonomilerini sarstı. Ayrıca evlerde izole olmak zorunda kalan insanların psikolojilerini etkiledi.
İnsanoğlu birçok ülkeyi pençesine alan, birçok kıtada yayılan salgınla ilk defa karşılaşmıyor. Geçmiş tarihsel süreçlerde de dünyayı derinden etkileyen birçok salgınla karşı karşıya kaldı. Bu salgınlarda çok ağır bedeller ödedi. Ama sonunda bu beladan kurtulmayı başardı.
Tarihte insanlar savaşta verdikleri can kayıplarını bazen savaştan daha fazlasını salgınlarda vermişlerdir. Savaşlar ve salgınlar bazen iç içe yaşanmış, bazen de salgınlar savaşların peşi sıra ortaya çıkmıştır.
Yaşamı derinden etkileyen salgınların ağır can ve mal kayıplarına neden olduğu Savaşların ülkelere getirdiği fatura sadece can kaybı değildir. Ölen insanların yanında ekonomik yıkımlara da yol açmıştır. Aynı şekilde salgınlar da geride sadece insan hayatlarını almakla kalmamış, ülkelerin ekonomik düzenlerini de yerle bir etmiştir. Üretim yapamaz duruma gelindiği için kıtlıklar yaşanmıştır. Ortaya çıkan beslenme sorunu da salgın hastalıkları kadar zarar vermiş, ülkeleri darboğaza sokmuştur. Ülkelerin, hatta kıtaların siyasal tarihlerinin ve kaderlerinin değişmesinde önemli bir rol oynadıkları görülmektedir.
Tarihte ilk veba salgını MÖ.430’da Atina’da görülüyor. Bu salgında Atina halkının % 30’u ölüyor.
İkinci büyük veba salgını Roma İmparatoru Marcus Aurelius döneminde (M.S. 161-180) yaşanıyor. Salgının getirdiği bu yıkımdan sonra Roma imparatorluğu eski gücünü kaybetmeye başlıyor ve çöküşünün yolu açılıyor.
Tarihte ayrıca; İlk veba pandemisi tarihe Jüstinyen Vebası olarak kayda geçiyor. 541’de Akdeniz havzası ve Doğu Roma’da başlayan salgın 751’e kadar devam ediyor.
Daha sonraki süreçlerde pandemi düzeyinde birçok salgın meydana geliyor. Bu salgınlar da ağır kayıplarla atlatılıyor.
Avrupa’da 14.yy ortaya çıkan veba salgını nüfusun neredeyse üçte birinin ölümüne sebep oluyor. Salgında ağırlıkla köylüler öldüğü için tarlalarda işgücü açığı ortaya çıkıyor. Yaşanan bu felaketten sonra feodal sistem zayıflıyor. Ticari ilişkiler gelişmeye, iş gücü açığını kapatmak için teknolojiye yatırımlar artmaya başlıyor. Makinelerin gücü devreye girerek, insan gücüne bağımlılık azaltılmaya çalışılıyor. Gerileyen feodal sistemin boşluğunu geleceğin sistemi olan kapitalizmin öncüleri dolduruyor.
Salgın bir başka gelişmeyi daha ortaya çıkarıyor. Salgından kaçmak için güvenli topraklara gitmenin peşine düşen insanlar, başka ülkelere gidiyorlar. Bu göçler daha sonra Avrupa sömürgeciliğinin zeminini oluşturuyor.
Salgınlar bazen de bir ülkenin değil koca bir kıtanın kaderini değiştirmiştir. Bunun en tipik örneği Amerika ve Afrika’da yaşanmıştır.
15. yy da Avrupa’dan keşfedilen yeni kıta Amerika’ya gidenler, kıtanın daha önceden bilmediği çiçek hastalığını da taşıyorlar. Çiçek hastalığının yanında veba, sıtma, humma ve kolera salgınları ciddi can kayıplarına yol açıyor. 60 milyona varan kıtanın nüfusu 5-6 milyona düşüyor. Böylesi bir kayıptan sonra Amerika’nın sömürgeleştirilmesi daha kolay oluyor.
Yine 1800’lerde Avrupa sömürgecilerine karşı isyanların gelişmesi üzerine, kontrolü ele geçirmek için Napoleon Bonapatre yönetimindeki Fransa çok sayıda askerini Haiti’ye gönderiyor. Ortaya çıkan sarıhumma salgını durumun değişmesine neden oluyor. Bu hastalığa karşı çaresiz kalan Napolyon Haiti’yi ve Kuzey Amerika’daki tüm hedeflerinden vaz geçmek zorunda kalıyor.
Salgınlar Afrika’nın da kaderinin değişmesinde önemli bir rol oynuyor.
1884- 1885’te Berlin’de Afrika’nın sömürgeleştirilmesi için bir konferans düzenleniyor. Konferansa Birleşik krallık, Fransa, Almanya, Portekiz, Belçika ve İtalya’nın da olduğu Avrupa’dan 14 ülke katıldığı toplantıda Afrika’nın aralarında paylaşımı görüşüyorlar.
1887-1897 yılları arasında Afrika’da görülen sığır vebası virüsü Afrika’da sığırların %90’ını öldürüyor. Salgınlar üstüne gelen çekirge istilası Afrika Boynuzu, Batı Afrika ve Güneybatı Afrika bölgelerinde ciddi bir ekonomik çöküntü yaratıyor. İnsan kaybı ve kıtlık sonrası yaşananlar sonucu güçten düşen Afrika’nın sömürgeleştirilmesi daha kolay oluyor.
1870’lerde %10’u kontrol edilebilen Afrika bu planlamalardan sonra 1900’lere gelindiğinde kıtanın kontrolü %90’a çıkıyor.
Dünyanın diğer ucunda olan Çin’de ise; 164 yılında Çin’in Kuzeyinde başlayan veba salgını ve ardından başlayan çekirge istilası sonucu ölümlerin yanında, kıtlığa da neden oluyor. Ortaya çıkan bu kaosla birlikte iç savaş başlıyor. Çin’i 300 yıl yöneten Ming hanedanlığı yıkılıyor. Yerine Qing hanedanlığı kendi imparatorluğunu kuruyor.
Çin’de başlayıp Amerika’ya kadar küresel düzeyde bir tehdit haline gelen; görülmeyen düşman koronavirüs, başta dünyayı yöneten güç merkezlerini sarstı. Koronavirüs etkisiz hale getirilip yenildikten sonra, küresel güç dengelerinde nasıl değişiklikler olacak. Krizi hangi güçler, nasıl bir fırsata çevirecek?
Mümin Ağcakaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.