Aydın Alp

Aydın Alp

ANLAMAK VE ANLATABİLMEK, İŞTE ÖNEMLİ BİR MESELE! (2)

ANLAMAK VE ANLATABİLMEK, İŞTE ÖNEMLİ BİR MESELE! (2)

Binlerce yıl öncesinin sözlü kültürünü, yüzlerce yıl önce kaleme almış Homeros’un, o dev yapıtı İliada ve Odeyyseia ki Avrupa kültürünün referans aldığı yapıtlardır, Türkçeye de çevrilmiştir. Kitabın kapağını açıyorsunuz ve “Gül parmaklı şafak sökünce ufuklardan” diye başlıyor. Yapıt, öyle etkileyici ki sanki 21. yüzyılın çok yetenekli bir şairiyle karşı karşıyaymışsınız duygusu uyanıyor insanda.

350 yıl öncelerden, koca Anadolu’dan bütün dünyaya seslenen güzelim Yunus Emre, muhteşem bir lirizm ve hümanizmle yüreklere vurmaya devam ediyor. Günümüzde yaşanan acı olaylara denk düşen bir dörtlüğünü aktarayım:

“Yanar özüm, göynür özüm

Yiğit iken ölenlere

Genç iken ölenlere

Gök ekini biçmiş gibi”

Diyelim coğrafya kitabının İstanbul’u anlatan bölümüne Orhan Veli’nin:

“Bir kadının suya değiyor ayakları

İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı”

Diyarbakır’ın anlatıldığı bölüme büyük şairimiz Ahmed Arif’in:

“Bir de ağzı var dili yok Diyarbekir Kalesi

Oy sevmişem ben seni!”

Dizelerini yerleştirirsek çölde bir vahaya rastlamış gibi oluruz.” AŞKI OLMAYANIN ŞİİRİ OLMAZ(1994-2018 Gazete ve Edebiyat Dergileri Yazıları) J&J YAYINLARI-2018

ONLARDAN GELİRSE

Ben büyük bir geçmişin maviliğini taşıyorum

Sahi söylemedim mi size?

Sık sık sular olurum

Silkelenirim sonra

Güvercinler havalanır dünyada

Ve en önce Diyarbakır’da

Bana ölüm onlardan gelirse hep yaşarım!

Aydın Alp-YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM- (Eylül-2019/ J&J Yayınları)

Edebiyatla ilgili olanlar; neyi, nasıl söylemeli sorununun farkındadırlar.

NASIL SÖYLEMELİ? Anlatım, ifade etme, dile getirme, söylem, biçem, stil, tarz, üslup; yani anlatım biçimi, şekli…

NE, NEYİ SÖYLEMELİ? Anlam, mana, tema, ileti, bildiri, düşünce, fikir, konu, mahiyet, kapsam; yani içerik…

Şimdi bu iki kavramı, öğrencilerime anlattığım biçimiyle biraz deşelim. Birbirinden farklı iki anlatım biçimi vardır:

DÜZ ANLATIM: Bilimsel yazılarda ve ders kitaplarında kullanılır. ‘Neyi söylemeli?’ sorunu önemsenir. Bildiriler ve siyasi polemiklerde de ‘’düz anlatım’’ ağır basar. Makalelerde de bu böyledir. Düz anlatımdaki temel amaç, okuru bilgilendirmektir. Sözcükler, gerçek anlamda kullanılır. Anlatım nesneldir. Özellikle ‘ne söylendiği’ (içerik) önemsenir. Bilimsel ve objektiftir.

Örn/ Sınıfımızda 20 adet sıra var./ Bugün rüzgâr yok.

SANATSAL ANLATIM: Bütün edebi türlerdeki anlatım ( roman, öykü, şiir, masal, efsane, mitoloji, destan, fıkra, söyleşi… vb.) genel olarak sanatsal anlatımdır. ‘Nasıl söylemeli?’ sorunu önemsenir. Etkileyici bir anlatım biçimidir. Duyulan, görülen olay ve varlıklar yazarın yorumuyla aktarılır. Sözcükler, genellikle günlük kullanımın dışındaki anlamlarda kullanılır. Yargılar ve yorumlar özneldir. ‘’Biçim’’, ‘’beğeni’’, ‘ ‘’haz verme’’, ‘’güzellik duygusu aşılama’’, ‘’şaşırtma’’, ‘’düş gücü’’, ‘’fantazya’’, ‘’kurgu’’ söz konusudur. Edebiyat, ruhun derinliklerine de sokulduğu için soyutlamaya dayalı ve sonuçta bireyseldir. (öznel, şahsi, kişisel) Sanatsal anlatımda ‘nasıl söylenmeli’ sorunu önemsenir.

Örn/ Sınıfımızdaki sıralar, kan kaybından bitkin düşmüş, yaralı hayvanları andırıyor. (karamsar oldu) /Sınıfımızdaki sıralar, uçmaya hazırlanan martıların güzelliğini taşıyordu.

Şiirimden bir dize: “Kulağımızda rüzgârın yönettiği yapraklar hışırtısı.” (Mübarek rüzgâr; rüzgâr olmaktan çıkmış, orkestra şefi olmuş.)

UYARI: Hiçbir anlatım biçimi katışıksız (saf, arı) değildir. Bir anlatım biçiminde başka anlatım biçimlerinin ögeleri de vardır. Hangi öge baskınsa, o anlatım biçimiyle adlandırılır.

BARAVA ÂŞKINA!

Bozguna mı uğradım?/ Yüreğim çok kaygılı ana!/ Barava âşkına söyle!/ Dicle’nin ikiye biçtiği o yeşil ova âşkına!/ Gözlerimde böyle keder görülmüş müydü?/ Tanımadığım duygular kavuruyor içimi/ Söylenen her şarkıyla kanıyorum/ Küskün gözler giriyor rüyama/ Ben böyle ne yaptım ana?/ Yüreğimde keyifli mi ne?/ Ha bire harıl harıl bir şömine!

Aydın ALP -YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM- (Eylül-2019/ J&J Yayınları) 

Mutlak “EVDE KAL”ın diyorum da ah, herkesin kalabileceği uygun bir evi ve olanakları olabilse!

Puslu, bulanık, belirsiz, ölümcül, bu virüslü ortamı; Diyarbakır’ın yakıcı, kavurucu sevgisiyle dağıtmak dileğiyle… Sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aydın Alp Arşivi
SON YAZILAR