Selim Kaplan

Selim Kaplan

İçimiz dışımız çöplük

İçimiz dışımız çöplük

Almaya geldiği arkadaşının, kendisini rahatça görmesi için, arabası ile okulun çıkış kapısının önünde durdu. Arabasının kapısını açtı, içi dolu kül tablasını, tam da okulun kapısının önüne boşalttı.

Bu berbat manzarayı gören okulun müdürü, hizmetliden bir faraş ve süpürge alarak, arabanın yanına geldi ve az önce kül tablasını okulun kapısının önüne boşaltan vatandaşa;

  • “Bakın, siz okulumun kapısının önünü kirlettiniz ve ben de temizlemek zorunda kalıyorum” dedi

Takım elbise ve kravatlı okul müdürünün, kendisinin döktüğü çöpü temizlediğini gören vatandaş, sadece “özür dilerim diyebildi”

Şehir içi veya şehirlerarası yollarda, seyahat halindeki arabasından sigara küllüğünü yola boşaltanlara, içtiği suyun şişesini, yediği meyvenin kabuklarını atanlara şahit olmuştum amma çocuğunun kirli bezini atanı gördüğümde çevremizi korumakta(!) çağ atladığımıza şahit olmuştum.

Apartmanının bilmem kaçıncı katında oturan vatandaşımızın; yemek sofrasını aşağı silkeleyip, yediği balık veya tavuk kemiklerini, alt komşuların balkonlarına dökmesi, balkonların demirleri veya duvarlarını yıkarken alt balkonu veya sokaktan geçen vatandaşı beraberinde yıkaması, tarzındaki bilindik davranışlarımızı terk edemedik!

Boğazını parçalarcasına temizledikten sonra, ürettiği balgamı, sokağa tükürüp, beton veya asfalt zeminlerde, desen yaratma alışkanlığından da vazgeçemedik!

Çevremizi bireysel kirletirken, kurumsal kirletmenin bundan aşağı kalması mümkün müdür?

Özellikle bir kısım köy muhtarlıkları veya belde belediyelerinin, evsel atıkları yol veya dere kenarlarına döktüklerine bizzat veya medyadan şahit olmuşuzdur.

Daha da ötesi!

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat)’nin açıkladığı verilere göre, Avrupa Birliği ülkeleri, 2021 yılında, ülkelerinin tonlarca çöpünü başka ülkelere ihraç etmişken, İhraç edilen bu çöpleri en çok ithal eden ülkenin hangisi olduğunu merak etmeye gerek var mı?

Tabii ki Türkiye!

Son yirmi yılda, Avrupa’dan aldığımız çöp yıllara bağlı olarak artış gösterip, AB ülkelerinin 2021 yılındaki 33 milyon ton çöpünün 14,7 milyon tonunu Türkiye alarak, dünyada çöp ithal eden ülkeler arasında lider konuma yükseldi.

Çöp ithalatında Türkiye’yi 2,4 milyon tonla Hindistan, 1,9 milyon tonla Mısır takip ediyor.

İthal edilen çöplerden, özellikle plastik atıklar ile ilgili bir hususu belirtmekte fayda vardır!

Metal ve benzeri atıkları ithal ederken karşılığında para ödüyoruz ama plastik atıkları Avrupa’dan alırken, Avrupa üstüne bir de para veriyor! Nedenini değerli muhakemelerinize bırakıyorum?

İthal edilen çöplerin ne kadarının geri dönüşüm tesislerinde işlendiği ve ne kadarının da doğaya serpildiği bilinmiyor.

Çöp toplama tesislerinde, güya kaza ile çıkan yangınlarla, havayı kirleterek, çöplerin imha edilmesi de kamuoyunun bildiği bir başka yöntem.

Yaşam alanlarımız ile doğayı korumakla ilgili mevzuatımız, 2872 sayılı Çevre Kanununda açıklıkla yer almaktadır.

Bolu Belediyesi’nin canına tak edip; yere sigara izmariti, çekirdek kabuğu, çöp atan veya tüküren kişilere 14 bin 407 lira para cezası verilmesi uygulaması, diğer belde belediyeleri ile çevreyi korumakla yükümlü kurumlar için örnek bir uygulamadır.

Her seviyedeki vatandaşımız ile çevreyi korumaktan sorumlu başta belediyelerimiz olmak üzere yetkili kurumlarımızın, Bolu Belediyesindeki örnekte olduğu gibi, yasal mevzuatı uygulaması halinde;

  • Doğada, 300-500 yıl erimeden kalabilen pet şişe, çocuk bezi, pil, 1000 yıl erimeden kalan plastik, 4000 yıldan fazla kalabilen cam şişeler vb. arabalardan dışarıya, sokağa, ormana, parklara, sularımıza gelişi güzel atılmayacak.
  • Evsel, tıbbi, sanayi, plastik, metal, elektronik, cam v.b atıklar çevreyi kirletmeyecektir.

Kullanılan ve gelişigüzel doğaya atılan plastik poşetlerin, rüzgâr ve yağmur dolayısı ile sulara ulaşıp, her yıl milyonlarca deniz canlısının ölümüne sebep olduğunu biliyor muydunuz?

Öncelikle büyüklerimizin örnek olması koşulu ile okullarda öğretmenlerin öğrencileri, evlerde anne ve babaların çocukları, çevreyi kirletmemek konusunda bilinçlendirmesi, çocuklarımızın geleceği açısından, hayati önemdedir.

Bu bilinçlendirmeden basit birkaç önerimiz:

  • Alışverişte plastik poşet yerine bez çanta kullanılması,
  • Cam atıklarımızı biriktirip en yakınımızdaki cam kumbaralarına atılması,
  • Çay, kahve tüketiminde kâğıt ve plastik bardak yerine tekrar kullanılabilen bardakların kullanılması
  • Normal pil yerine şarj edilebilir pillerin kullanılması
  • Plastik, pil, kâğıt ve eski elektronik malzemelerin, çöplerde birbirinden ayrı biriktirilerek, geri dönüşüm kurumlarına ulaştırılmasının sağlanması,
  • Vb

Şeklindedir.

Kirlettiğimiz çevrenin; soluduğumuz hava, içtiğimiz su, tükettiğimiz hayvansal ve tarımsal ürünler vasıtası ile içimizi de kirlettiğini, dışımızı olduğu gibi içimizi de çöplüğe çevirdiğini ve bunun da yeni hastalıklara sebep olduğunun farkında mıyız?

Sağlığımız için kirletmeyelim, kirletenleri de nazikçe uyaralım ne dersiniz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Selim Kaplan Arşivi
SON YAZILAR