Neçirvan BOZKAPLAN

Neçirvan BOZKAPLAN

DİNDAR HOROZ

DİNDAR HOROZ

Şafi Kerim düze çıkmak için saf beyaz bir horoz arıyordu. Kırmızı, sarı, siyahı değil illaki beyaz olmalıydı. Yalnızca beyazı hem de süt beyazı en ufak bir lekesiolmayandan. Bunun için sokakta çocukların yakasına yapıştı. Kasabanın hırsızı topalın evine uğradı. Topalın eşi acaba alacaklı mı gelmiş diye onu uzun süre kapıda bekletti. Sonra kocamdan ne istiyorsun diye veriştirdi. Şafi Kerim hayırlı bir iş deyince kadın yumuşadı.Topal, eşini borca iki yumurta alması için komşuya yolladı. Şafi Kerim, Topal’ı methederek acilen beyaz bir horoza ihtiyaç duyduğunu parayı peşinen ödeyeceğini söyledi. Topal, horoza bir koç parası fiyatı biçip istediği horozu getireceğini söyledi. Topal,beli içine girmiş, ayakta değneksiz duramayan fukara Zeynep’in som beyaz horozunu çaldı. Şafi Kerim, horozu çuvala koyup kayalıklarda bekleyen defineci Cemal’in önünde dikildi. Terlemiş, kalp atışı hızlanmış, dili damağı kurumuştu. Horozu Cemal’in kucağına bıraktı.Cemal işaret parmağıyla yeşil kapaklı kutsal kitabın sayfalarını çevirdi.Kitaptan rastgele seçtiği sayfayı defalarca katlayıphorozun başına şapka gibi bağladı, boynuna uzunca kırmızı ip geçirdi. Horoz dut yemiş bülbül gibi sessizleşti. Dua edip ardından horozu serbest bıraktı. Horoz bir müddet kıpırdanmadı, tek ayaküstünde bir süre bekledi, sonra adımlarını seçerek tane arar gibi gezdi. Art arda tesirli dualar okundu. Horoz hızlandı bir kütük boyu kadar ilerledi, sonra boynunu koparırcasına uzattı, ötüş krizine girdi derkenkafa üstüküt diye düştü. Cemal, bayılan horozun ayılmasını beklemedenhorozun kafasını kesti.Horozun kesik başını boynuna astı. Horozun can verdiği yerde halka oluşturdular, bu halkadan çıkmayacak şekilde kazmayı, küreği de halkanın içine aldılar. Gün boyusırayla bir beden kadar çukur kazdılar. Akşama doğru acıkınca horozu kesip yediler.Beyaz kanadını sopaya geçirip bayrak niyetiyle astılar. Kavurucu sıcağın altında ara vermeden sertleşmiş toprağı kazdılar.

Şafi Kerim, sıkıştı. Halkanın dışına çıkarsa çarpılacağınısöyleyenCemal’den çare bulmasını istedi. Cemal yerden değnek aldı, ona patika uzunluğunda uzunca bir çizgi çizdi. Çizgi dışına çıkmaması için uyardı. Çizginin üstünde titreyen Şafi Kerim yarı sıçmış şekilde geri döndü. Kazı başında durdu, düşündü. İyi olduğunu anlayınca kazıya devam etti. Geceyi çukurun dibinde geçirdi. Güneşkuyu başında koçbaşı gibidikilince uyandı. Lahittaşına denk geldiler, lahittin kapağı ağırdı.Lahittin içinde tılsım olduğunu söyleyen Cemal, tılsımla başa çıkmak için Şafi Kerim’i kasabaya yolladı. Koşar adımda kasabaya giden Şafi Kerim güvendiği bir kaç kişiyle kayalıklaradöndüğünde lahittin ağzı açılmıştı. Cemal’in gömüyü kaçırdığını anlayınca yere kapaklandı.Kanatlı bayrağıalıp eve döndü.

Bu alçak ihaneti hiç unutmadı, kendine gelir gelmez tekrardan dağ taş aramaya koyuldu.Kars’tan bir adam getirdi. Bu adamgömüyerlerini bilen başka âlemlerden haberdar olanbiriydi. Akrabalardan yalvar yakar borç alıp tez zamanda Kars’a gidecek trene bindi. Bu adamçevrede tanınan biriydi, adresini kime sorduysa herkes şıp diye yerinigösterdi. Köhne, taş bir evin önünde durdu. Taş evin duvarları yıkıktı, duvar diplerinde gürleşen incir dalları duvarları kaplamıştı. Yan yatmış kapıyı çaldı. Sıskaca,gözleri çukurda bir adam belirdi. Şafi Kerim’i buyur etmeden kapıyı açık bıraktı. Tek gözlü odada karşılıklı oturdular. Gizemli adam önce sağa sonra sol omzuna bakarak bir şeyler mırıldandı. Şafi Kerim lafa girdi.Geldiği kasaba da onlarca uygarlığa ait nice hazinelerin yattığını, ukala fareleringeceleri yavrularıyla bu altınlarla oyun oynadığını bunları gün yüzüne çıkarıp memlekete fayda sağlamak istediğini söyledi. Adam başını salladı. Yaz sıcağında paltoyla dolaşan bu adamla iki günlük yolculuğa çıktı. Yolculuk boyunca adamın bir dediğini iki etmedi. Sigarasını, yemeğini, görünmeyen dostlarını her bir şeyiyle ilgilendi. Bu gizemli adam ermişin biriydi. Şafi Kerim’inkasabasını avuç içi gibi ezbere biliyordu. Kasabanın neresinde ne tür ağaçların, çeşmelerin, kayaların olduğunu tek tek sayıyordu. Kasabanın taşı toprağı üstüne yolculuk boyunca sır dolu konuştular.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Neçirvan BOZKAPLAN Arşivi
SON YAZILAR