Depremin gösterdikleri
Coğrafya bazen kader, bazen kederdir. Ama doğruyu, yanlışı, helali, haramı seçmek iradedir. Depremle gündemimizde yer alan bir kısım yaşanan ve yaşanmışlıkları, sizin için görünür kılmak ta bizim görevimizdir.
Kadın dördüncü battaniyeyi almak için sıraya girdiğinde, görevli sorar,
- Teyze sen daha önce üç battaniye almadın mı?
Teyze cevap verir
- Doğrudur evladım, kızıma çeyiz diziyorum,
Der.
Deprem sonrasında, muhtaçlara yardım dağıtılırken, yaşanan bir diyaloğu paylaşarak, yanlış vicdanın örneğini görünür kılmak istedim.
Bunun yanında, kendisine uzatılan onluk deste halindeki çoraptan ihtiyacı olan iki tanesini alıp, “ diğerlerini muhtaç olanlara verin evladım ” diyen teyze de doğru vicdanın örneğidir.
1-Deprem ve benzeri felaketlerde aklını, vicdanını kiraya veren ve yukarıdaki yanlış vicdanı masum kılacak geçmişteki bazı örnekler paylaşmak istiyorum:
- Türkiye’yi derinden yaralayan geçen haftaki depremin yaralarını sarmak için herkes seferber olurken, Antakya’da bir şahsın, tırlarla gelen yardım malzemelerini, kendisini sosyal yardım kuruluşu görevlisi olarak tanıtıp, yardım malzemelerini bir depoda zulaladığı ortaya çıktı.
- 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de 6,9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 2020 yılının bu en büyük depreminde, ülkemizin çeşitli vilayetlerinden yaraları sarmak için İzmir’e gönderilen gıda yardım kolilerinin bir belediye başkanının adını taşıyan torbalara konularak Ramazan yardımı olarak dağıtıldığını gördük.
- ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Türkiye'ye gönderdiği teneke kutu içindeki 70 kutu margarin yağ, 24 Ocak 2020 tarihinde Elazığ’da meydana gelen depremde hasar gören ve tahliye edilen bir okulun çatı katından çıktı.
- Ulusal bir yardım kuruluşumuzun, depolarındaki yeni yardım malzemelerini hurdaya ayırarak satışa sunduğu ve deprem bölgesine gönderilmeyen yüzbinlerce malzemenin çürümeye terk edildiği bir televizyon programında halkın bilgisine arz edilmişti.
Benzeri birçok örneğin kamuoyunda duyulduğunu veya okunduğunu tahmin edebiliyorum.
2-Bu günlerde, haber kaynaklarında, yıkılan binaların müteahhitlerinin gözaltına alındığı haberlerini duyuyoruz. Binaların yapımında;
- Müteahhit iradeyi,
- Şantiye şefi İnşaat mühendisi vicdanı
- Binalara oturma ruhsatı veren belediyeler aklı temsil eder.
İradeyi gözaltına alırken akıl ve vicdanı görmezden gelmek sadece göz boyamak, günü kurtarmaktır.
3-Hani vatan sevgisi ruhları kirden kurtaran en kuvvetli rüzgârdı!
Hani komşusu aç iken tok yatan bizden değildi!
Hani insanı sevmek Allah'ı sevmekti!
Bu mu vatan sevgisi, bu mu insan sevgisi, bu mu Allah sevgisi!
En çok dayanışmaya, yardımlaşmaya muhtaç olduğumuz dönemlerde, bu şekilde davrananlar var ve cezasız kalıyorlarsa, memleketi soyanlara, memleketten çalıp çırpanlara, haram ve kul hakkı yiyenlere, söyleyecek bir şey bulamıyorum.
Allah’ın kul hakkıyla bana gelmeyin dediğini unuttuk mu?
Nasıl bir toplum olduk, nasıl kirlendik bu kadar?
Başkasının hakkını gasp edip, kızına çeyiz yapan ananın, kızının o çeyizle mutlu olacağını düşünebilmesi vicdanın ve aklın devre dışı kaldığının göstergesidir.
4-Bu günlerde, sivil bir yardım kuruluşunun yöneticisine sormuşlar;
- Elinizde daha çok imkânınız olsaydı ne yapardınız?
Cevap
- İnsanları eğitirdim,
Demiştir.
Sonuç: Yüzyılın depreminin, başta bireylerin olmak üzere sivil ve devlet kuruluşlarının akıllarının eğitilmesine vesile olmasını temenni ediyorum.
Kaybedilen canların ancak bu şekilde huzur bulacağına inanıyorum.
Deprem dolayısı ile yaşamını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, Yaralılara acil şifalar ve bu felaketten etkilenen tüm vatandaşlarımıza sabırlar diliyorum.
Allah Ülkemizi ve insanlarımızı her türlü beladan muhafaza etsin.
Saygılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.