Bugün ne ürettim?
Temmuz Ayı’nın ortaları ikindiye doğruydu, badem fidelerini sulamaktan yorulmuştum, bahçe duvarının kenarındaki fideleri sularken duvarın diğer tarafında hayvanlarını otlatmaya bırakan ve gölgede oturan köylüm ayağa kalkarak benim için kolaylıklar diledi. Benim gibi altmışlı yaşlarda olan ve hala çobanlık yapan köylüm bana sitayişte bulununca aşağıdaki söyleşiyi yaşadık:
Köylüm: İkisi kız sekiz tane çocuğum var ve hala çalışıyorum, bu da bana zor geliyor,
Ben: Sen matematik bilir misin,
Köylüm: Nasıl Yani,
Ben : Canım iki kere iki dört, üç kere üç dokuz gibi,
Köylüm: He o kadarını biliyorum,
Ben : Senin Karın sekiz çocuk doğurdu bu etti bir kere, bu çocukları büyüttü etti iki kere, yemek yapar Seni besler etti üç kere, evini temizler etti dört kere, ahırı temizler etti beş kere, Karının her işinden dolayı evine katkısı üç bin lira ise üç kere beş eder on beş, yani Karının aylık ürettiği hizmetlerin bedeli on beş bin liradır. Şimdi diyelim ki; Sen zengin bir adamsın ve şehirde dükkânların, dairelerin var, aylık Sana elli bin lira para getiriyor ama Sen evde oturuyor ve üretmiyorsan,üretmediğin için keren sıfırdır, elli çarpı sıfır eşittir sıfır. Üç gün evde otursan dördüncü Gün Karın Sana diyecek ki “ Hele biraz davran altını temizleyeyim”,Bu yaşta altını temizletmek Sana zor gelmeyecek mi? Onun için çalışıp üretmeye devam et, ürettikçe kıymet bulur, huzurlu ve mutlu olursun. Tabiatta kıymet bulan varlıklar üreten varlıklardır. Bırak çocuklar ne yaparlar ise yapsınlar, Sen çalışmaya ve üretmeye devam et, o zaman keren sıfırdan büyük olur!
Köylüm : (Hak verir ve mutlu bir ifade ile) Sen biraz okumuş birine benziyorsun
Ben: Evet biraz okumuşum.
Dedim.
TÜİK verilerine göre; yetmişli yıllarda yaklaşık olarak Türkiye nüfusunun ortalama %60’ı kırsalda yani köylerde, %40’ı şehirlerde yaşamakta idi, köy nüfusu kendi coğrafyasında tarım veya hayvancılık alanında üretici şehirdekiler tüketici idi, 2020’liyıllardayaklaşık olarak nüfusun %6,8’i köylerde, % 93,2’i şehirlerde yaşamaktadır. Elli yılda üretici toplumdan tüketici topluma geçtik ve hala sermayeden tüketiyoruz. Eğer;bireyleri, aileleri, üniversiteleri, sivil toplum kuruluşlarını, kısacası üretebilecek iken sadece tüketen varlıklarımızı üretici durumuna getirmez isek bir gün birileri “hele biraz davranın altınızı temizleyelim” diyecek ve o gün bu günleri arar duruma geleceğiz. Allah, İki dünya savaşından yıkılarak çıkan Almanya ve Japonya vatandaşlarına da beş duyu vermemiş mi?.
Gelin akşam yatmadan önce kendimize şu soruyu soralım mı? “ Bu gün ne ürettim?”
Kendi kendimize yetebildiğimiz, ele güne muhtaç olmadığımız günlere kavuşmak dileği ile saygılar sunuyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.