24 Kasım Öğretmenler Günü
Her 24 Kasımda olduğu gibi bu yıl da çok sayıda öğrencimizden, arkadaşımızdan, tanıdığımızdan, öğretmenler günü mesajları alacağız. Hepsine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Bu güne özel yaşananlara, herhangi bir otoriteye bağlı olmadan gerçekleşen karşılıklı kutlamaların yoğunluğuna ve bu amaçla düzenlenen etkinlikler aracılığıyla dayanışma sağlanıyor olmasına bakıldığında; ülke genelinde çok sayıda öğretmen ya da başka mesleklerden insanların ve toplumun ekseriyetinin 24 Kasım Öğretmenler Gününü benimsediği söylenebilir.
24 Kasım evrensel kabul görmeyen, Türkiye’ye özgü öğretmenler günüdür. Bu güne karar verenlerin amaçlarıyla, günü kutlayanların amaçlarının çok farklı olduğunun bilinmesinde yarar vardır.
Bilindiği üzere; "öğretmenler günü" 12 Eylül dikta rejiminin, en aşağılık işkencelerinin zirve yaptığı 1982’de kabul edildi. Bu karar alınırken; tüm diktatöryal rejimlerde olduğu gibi, olayın tarafı olan öğretmenlere sorulmadı, görüş ve düşünceleri alınmadı. Yani dayatıldı. Oysa Ülkemiz eğitim emekçilerinin ağırlıklı çoğunluğunu oluşturan öğretmenler; Encümen-i Muallim ile örgütlenme mücadelelerine başlamışlardı. Örgütlü mücadeleyi, 1950’li yıllarda; Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu (TÖDMF) ve Köy Öğretmen Dernekleri aracılığıyla sürdürdüler. 1965’den itibaren de; Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) ve Türkiye İlkokul Öğretmenler Sendikası aracılığıyla, örgütlü geleneğin sendikal formda temsilcileri oldular. 12 Mart 1971 askeri darbesiyle örgütlenme özgürlüğü ellerinden alınan öğretmenlerin; Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) çatısı altında örgütlenerek, 1970’li yıllarda, anti-faşist mücadelenin ön saflarında yerlerini aldılar.
12 Eylül 1980 darbesinin öncesinde, öğretmenlerin çoğunluğu TÖB-DER çatısı altında örgütlüydü. 12 Eylül faşist rejiminin yaptığı ilk uygulamalardan birisi TÖB-DER i kapatmak oldu. Başta TÖB-DER yöneticileri olmak üzere, çok sayıda öğretmeni işkencelerden geçirdi. Yıllarca süren hapis cezalarına çarptırdı. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu aracılığıyla, çok sayıda öğretmenin görevine son verdi. Öğretmenlerin örgüt kurmasını ve herhangi bir derneğe üye olmalarını yasakladı.
TÖS Genel Başkanlarından FAKİR BAYKURT'un ve TÖB-DER’in kapatıldığı dönemdeki Genel Başkanı GÜLTEKİN GAZİOĞLU’nun ülkeyi terk etmelerine neden oldular. GAZİOĞLU'nun vatandaşlık hakkı elinden alınarak mal varlığına el konuldu. Ülkemizin yüz akı yazarlarından FAKİR BAYKURT ise, 11 Ekim 1999’da Almanya’nın Essen şehrinde yaşamını yitirdi.
TÖB-DER in milyarlarca lira tutarındaki mal varlığına, taşınmazlarına hukuksuz bir şekilde el konuldu. Gasp edilen bu mal varlığımız halen devletin elinde bulunmaktadır. Kimlerin (cemaatler dahil) kullanımında olduğunu da bilmiyoruz. Bu konudaki hukuk mücadelemiz devam etmektedir.
12 EYLÜL 1980 faşist darbesinin baş sorumlusu Kenan EVREN; elinde KURAN, dilinde ATATÜRK meydanları dolaşarak yapılan insanlık dışı uygulamaların üzerini kapatmaya çalıştı. Öğretmenleri aşağıladı. Öğretmenleri cezalandıran, aşağılayan, aç-susuz bırakacak uygulamalarda beis görmeyen bu zihniyet, ATATÜRK'ün gölgesine sığınarak 24 Kasım’ı ÖĞRETMENLER GÜNÜ ilan etti. Bu uygulama ve amaç; eğitim emekçilerinin örgütlü mücadele geleneğinin mirasçıları olan bizlerin niyetlerimizle ve amaçlarımızla asla uyuşmaz.
12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin bu çağdışı uygulamalarına karşı, demokratik öğretmen hareketinin mücadele neferleri “abece Dergisi” adı altında örgütlendiler. Nisan 1986’da “abece” dergisinin ilk sayısı yayın hayatına başladı. Bu dergi etrafında yürütülen mücadele sayesinde, 16 Şubat 1988’de “Eğitimciler Derneği” (EĞİT-DER) kuruldu. EĞİT-DER tarafından sürdürülen çalışmalar sonucunda, eğitim emekçileri 28 Mayıs 1990‘da Eğitim İşkolu Kamu Görevlileri Sendikası‘nı (EĞİTİM-İŞ) ve 13 Kasım 1990‘da ise Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası‘nı (EĞİT-SEN) kurdular. Eğitim emekçileri meşru haklarını kullanarak örgütledikleri sendikalarıyla; diğer kamu emekçilerine de umut verdiler, yol gösterdiler. EĞİTİM-İŞ ve EĞİT-SEN 23 Ocak 1995‘te EĞİTİM SEN’de birleştiler. EĞİTİM-SEN; yüz yıllık örgütlü mücadele birikimine sahip eğitim emekçilerinin günümüzdeki temsilcisi ve sürdürücüsüdür.
Ülkemizin değerli eğitim emekçileri bu açıklamalar; iyi niyetli ve insani duygularla iletilen mesajları ve dayanışmamıza hizmet eden "ÖĞRETMENLER GÜNÜ" kutlamalarını eleştirmek amacıyla kaleme alınmadı. Amacımız; samimi ve örgütlü geleneğiyle demokrasi mücadelesine her zaman omuz veren öğretmenlerin, oldukça görkemli olan bu dayanışma gücünün, uluslararası boyuta taşınmasıdır. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO ve İLO tarafından kabul ve ilan edilen 5 EKİMLERDE Dünya öğretmenleriyle birlikte DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLAMANIN daha anlamlı olacağını hatırlatmaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.