Zeigarnik etkisi ve yarım kalmış aşk
ZEİGARNİK etkisinin ortaya çıkış hikayesi tüm bilimlerin ortaya çıkışı gibi biraz ilginçtir, bir grup psikolog 1920'lerin ortalarında Berlin de bir restoranına gidip yemek yerler, çok tuhaf hareketleri olan bir garson gelip masanın siparişlerini hiçbiri kağıt kalem almadan alır ve grupta bütün psikologlar yemeklerini yedikten sonra restorandan ayrılırlar, ancak Rus psikolog bluma wifona zeigarnik garsonun bütün siparişleri nasıl aklında tuttabildigini merak edip geri döner ve garsonla konuşmaya başlar psikolog garsona kafasından merak ettiği soruları sorar siparişleri kağıt kalem almadan nasıl aklında tutabildigini sorar. Ancak garson bırak siparişleri, az önce gelen psikolog ve grubu bile hatırlayamaz
Garsonun söylediğine göre gelen müşterilerden siparişleri aldıktan sonra aklına yazıyor ve yemekleri masaya getirdikten sonra her şey aklında Silini veriyor
Bu olay zeigarnik etkisine ismini veren Rus psikolog zeigarnig,in yarım kalmış işlerin olayların Zihni sürekli meşgul ettiğini ancak tamamlanmış işlerin ise, hafızadan silinip gittiğini görüyor.
ZEİGARNİK temelinde yarım kalmış tamamlanmamış duygu'nun hissidir.
Aşağı yukarı hepimizin duygu ve iş dünyalarımız da yarım kalmış tamamlanmamış olay ve eylemlerimiz olmuştur
Buna ilişkin zeigarnik deneylerinden 60 yıl sonra kenneth graw deneye katılanlardan deneklerden belli bir ödül karşılığında zor bir yazbozu yapmalarını istemiş ,ancak deneyi düzenleyenler deney bitirmeden yaz-boz bitirilerek ,herkesin parası verilir ,ve deneyi düzenleyenler oradan ayrılırlar ve asıl deney ondan sonra başlar
Deneye katılanların büyük bir çoğunluğu kendilerinden istenmediği halde, deneyin yapıldığı ortamda ayrılmayarak yazbozu yapmaya başlarlar ve bu deneyde de görüldüğü gibi yarım kalmış bilincin ve olayın mutlak anlamda tamamlanmak istediğidir
Bilincimizi bu kadar meşgul eden yarım bırakılmış ,tamamlanmamış duygularımız zihnimizi neden bu kadar yorar?
Neden yarım kalmış arzularımız bizleri tamamlamaya zorluyor?
Yarım kalmışlık doyum , nasıl bir duygudur?
Kendini gerçekleştirme arzusunu kışkırtan hangi bilinçaltımızın duygusudur?
Yarım kalmış duygularımız doyuma ulaştıktan sonra neden onu
artık hatırlamak, anmak, özlemek istemeyiz?
Bizi cezbeden sarhoş eden doyuma ulaşmamış yarım kalmış duygularımız neden bu kadar Arzu yüklü olur?
Geçmişte yarım kalmış duygularımız gerçekleştirmek için harekete geçen bilincimiz neden bir direnç göstermeden duyguların talebine razı olur?
Her yarım kalmış Duygu neden kendini gerçekleştirme ihtiyacı duyar?
Zihnimiz ve bilincimiz yaptıklarımıza, başarılarımıza değil, yapamadıklarımıza başaramadıklarımıza odaklıdır beynimiz sonuç odaklı olduğu için yarım kalmış neyimiz varsa, onu gerçekleştirmek için çaba ve hayal kurarız ve en çokta beynimizi yoran ve meşgul eden yarım kalmış duygularımız dır içten içe bizi yiyip bitiren ve kemiren de bu duygudur.
Beynimiz ve zihnimiz çözdüklerimiz ve doyuma ulaştıklarımızla fazla meşgul olmaz, çünkü gerçekleştirilmiştir ve doyuma ulaşılmıştır.
sonuca ve doyuma ulaşmamış her duygu ve her davranış sıkıntılı ve nevrotik bir hal alır ,doyuma ulaşmadığı için ,arayış içinde olur,
Zihin ve bilinç, yaşanmamış yarım kalmış duygu'yu bilinç,de sürekli canlı tutar
Ve ondan ki,
Kürtlerde Bir atasözü vardır" mera pir dıbe dıl pir nane"yani insan yaşlanır ama yürek asla yaşlanmaz yürek her zaman unutmadığı için, aşkı onun için 15 yaşındadır
Hemen hemen hepimiz de yapmak isteyip de yapamadığımız yarım kalmış ilişkilerimiz aşklarımız olmuştur.
Belki de zihnimizi en çok meşgul eden ve yoran ,bu yarım kalmış aşklar ilişkiler olmuştur. Kimi İlişkilerimiz doyuma ve sonuca ulaşmadı için, sürekli bilinçaltımızın bir yerinde onu hatırlar ve anımsarız
Kavuşulmuş birlikte olunmuş ve evliliğe evrilmiş ilişkilerin ,aşkların ZEİGARNİK etkisi olmaz
Çünkü doyuma ve sonuca ulaşılmıştır doyuma ulaşmamış ,yarım kalmış aşkların ilişkilerin zeigarnik etkisi çok olur, bilinçimizi sürekli tetikler,canlı tutar
İnsan zihni kavuştuğu ve birlikte olduğu aşkı ilişkiyi öldürür , heyecan ve ,tutkusu Söner, ilişkiler sıradan ve bayağılaşır, hatırlanacak, özlenecek bir şey kalmaz ,Çünkü onun gizemi bilinmezliği kaybolup sıradan bir hal alır
Ve ondandır ki evliliğin Aşk,ı öldürdüğü söylenir
İnsan zihni Zeigarnik etkisiyle geçmişe odaklı olduğu zaman ,hafıza ve bilinç doyuma ulaşmadığı için bilinç sürekli kendini geriye Sarar
Geçmişe dönük yarım kalmış ve tamamlanmamış aşkların ilişkilerin hikayelerini çok dinlemiş ve okumuşum lise ve üniversite yıllarında yarım kalmış tamamlanmamış ilişkiler çok yaşanmış ve daha sonraki süreçte üzerinden, yıllar geçtikten sonra hala bilincin bir yerinde yarım kalmış o duygu'nun nasıl bir arayış içinde olduğunu görmüş ve dinlemişdim
Çünkü yarım kalmış her Duygu insana acı verir
Tamamlanmamış bilinç yarım kalmış arzu'yu gerçekleştirdiğini zaman acısını dindirebilirebileçektir
Sonuca ulaşmamış her Duygu eninde sonunda kendini tamamlamak ister
Öyle ki
kimi ilişkiler aradan yıllar geçtikten sonra yarım kalmış ve tamamlanmış bilinçi, doyuma ulaştırmıştır ve ilginç dir ki , bu insanlar bir daha birbirini aramamış ,sormamışlardır.
Çünkü
insan yaşamadığının yarım bıraktığının kavgasını mücadelesini verir.
Ramazan Özpamuk