Yaralı bilincin iktidarı
Tarihin en demokratik, en hoş görülü fikirlerini, aygıtlarını ve yönetim biçimlerini bir ezilmişe, bir yaralı bilince verin ve o, bir kaç ay içinde size dünyanın en despotik, en baskıcı aygıtlarıyla sizin ruhunuzu ve bilincinizi darağacında sallandırır, siyasi tarihimiz bunun trajik örnekleriyle doludur
Tarihte bu tip anlayışa Çingene paşalığı denilse de, gücü ve iktidarı nasıl kendi Yaralı, ezilmiş bilinçleri üzerinde bir intikam, üç alma duygusuyla yaşattıkları çokça hikâyelere konu olmuştur
Çünkü kültürel ve sosyal olarak kendini donatmamış, demokratik kültürün bilincini, özelliklerini kendi kişilik ve karakterinde oluşturmamış bu ezilmiş bilinç, iki farklı karakter taşır, hem kendisidir, hem de bilincinde ve yaşam tarzında ruhunun derinliklerinde içselleştirdiği ezenin bilinci ve karakterini taşır. Siz ona istediğiniz kadar en iyi demokratik aygıtları, yönetim biçimlerini teslim edin o size yine geleneksel toplumun argümanları ile ve yöntemleri ile yaklaşacaktır hele bir de ezilmiş dıştalanmış, sonradan görme ise despottan daha despot olur arkasında derin hasarlar ve yıpratıcı uygulamalar bırakır
Gücü ve iktidarı kendi yaşanmamışlığı için kullanılır, kendi karakter ve kişiliğini demokratik aygıtlara uyarlamaz.
Demokratik aygıt ve yöntemlerini kendi kişilik ve karakterine uyarladığı için kraldan çok kralcı olur, uygulamaları yöntemleri daha acımasız ve gaddar olur.
Egemenlik ve baskı altındaki bilinç, her zaman bölünmüş parçalanmış bir kişiliğe sahip olduğu için, tutarsız ve korku dolu bir dünya ile yaşar ve kendini her koşul altında ispatlama ve gösterme ihtiyacını duyar
Böylesi bir ezilmiş bilincin eline güç ve iktidar geçince sert ve buyurgan olması kaçınılmazdır baskı ikliminin bütün Kara bulutlarını nefesine kadar yansıtır
Bu ezilmiş bilincin kendine ait bir kişiliği ve karakteri olmayınca büründüğü karakter kendi cellâdı olur.
Tarihe damgasını vurmuş bütün diktatörler despot liderler çocukluk evrelerinde parçalanmış, doyuma ulaşmamış, ezilmiş bir bilincin ürünleridirler. Kendi bu sessizliklerinden büyük kükremeler meydana getirmişlerdir.
Demokratik aygıtlar ve yöntemler ancak kültürel ve sosyal olarak bilincinde yer edinmiş, bunu her koşul altında geliştirebilen bireyler elinde demokratik özüne kavuşur. Yoksa iktidar ve güç bir ezilmişin ve parçalanmış bilincin elinde yaşam cehenneme döner ruhlar ve yürekler darağacında sonlandırılır, hayatın bütün gözenekleri kapatılır, aykırı bir fikre düşünceye müsaade edilmez, narsist bir egonun duygularında, iktidar ve güç cellâda dönüşür...