Yurttaş ne diyor?

‘Bir dokun bin ah işit’ modundayız.

Herkes şikâyet ediyor, serzenişte bulunuyor.

Toplum olarak içine çekildiğimiz girdap, şikâyet ve serzenişlere beşiklik ediyor.

Yönetenlerle yönetilenler arasında makas giderek açılıyor.

Devleti yaşatması gereken insanı yaşatma yetisini kaybeden yönetimler, kendisine emanet edilen o erki de doğaldır ki kaybeder, kaybetmeye mahkûmdur.

İktidarın yönetme ile ilgili bütün kabiliyetleri geride bırakacağımız yüzyılda gömülü kalacak. Eğitimden sağlığa kadar insan yaşamı ile ilgili ne varsa yerle bir ettiler. Cuma günü özel hastaneler ile ilgili yazdığım şikâyet yazısına, sayısız katkı geldi.

Onlara yer vermek istedim.

İnsan yaşamı ile ilgili olanı sorgulamak lazım.

Bakalım ne demişler?

*“Sen den ricam Dicle Üniversitesinde yoğun bakımın dar ve yetersiz olduğunu ve hastalara sürekli enfeksiyon bulaştığı yüksek mercilerin uyarılmasını sağlayacak yazı yazmanızı rica ediyorum. Hastane hekimleri Cimer’e yazmamızı söylüyorlar, bende yazdım. Hastamız beyin ve sinir bölümünde enfeksiyon kaptı, durumu ciddi, selamlar.”

*“Hocam devlet hastanelerinden şikâyet gelmiyor diyorsunuz da oralara randevu alıp gitmek nerdeyse imkânsız hale getirilmiş. Hoş gitseniz de istenilen emar türü tahliller için aylarca sonrasına gün veriliyor. Demem o ki, bir el hastaları özel hastanelere yönlendirmek için uğraşıyor. Saygılarımla.”

*“Emekli olmama rağmen 250 mg’lık serumu acilde 165 TL alıyorlar.”

Daha çok şikâyet var, ancak sadece sağlık alanında değil.

Liyakatsiz, yönetme kabiliyetinden yoksun yöneticilerin elinde ‘helak’ olduk.

Sağlıkla ilgili şikâyetleri derlerken, bakıyorum, başka alanlarda şikâyeti olanlar da durumu değerlendiriyor, şikâyet aktarıyor.

Yazacağımızı bildikleri içindir elbette.

Güven önemli.

Son dönemlerde toplumun en güvensiz meslek olarak değerlendirdiği medya ve gazeteciler olduğu için, bize gösterilen ilginin yanı sıra, güven için çok mutluyuz/mutluyum.

Halka dair ne varsa ilgileneceğim, yazacağım, ulaşabildiğim kadar geniş bir kesime anlatacağım.

Bir şikâyet daha var, sağlıkla ilgili değil, rantla ilgili.

Diyarbakır Bağlar Belediyesi'nin Mardin Yolu üzerinde derede bulunan 7 bin 409 metrekarelik bir tarlayı Merkezde Hashavar ve Bağcılar Mahallelerindeki imarlı 3 ayrı parselle trampa yaparak arsa malikine 7 milyonu aşkın rant sağladığı yönünde bir mesaj.

Var mı yok mu bilemiyorum, ancak vatandaş konulara ilgili. İddiaları takip etmek ise bizim sorumluluğumuzda. Kayyum belediyeleri ile ilgili bir iddia olduğunda ‘hayır olamaz’ diyemiyoruz, çünkü hepsi sabıkalı, şu ya da bu şekilde. Bazı iddialar olur ki, birilerine yakışmaz, yakıştıramazsınız. Ama bunlarla ilgili olunca yakışıyor, yakıştırabiliyoruz, bunların yaptıkları yapacaklarının teminatı çünkü.