Yağmur insanlar
Adam üç yaşına gelen çocuğunun davranışlarının değişerek; göz temasından kaçtığını, kendileri ile iletişimden kaçındığını, anlamsız sözleri üst üste tekrarlamaya başladığını fark edince çocuk doktoruna götürür. Doktor çocuğu muayene ettikten sonra “ Otistik belirtiler” gösterdiğini ve çocuğu, çocuk nöroloji uzmanına götürmeleri gerektiğini söyler.
Doktorun bu ifadesi ile adam “ o gün babamı daha çok sevdim” der. Çünkü doktorun otizm hakkında bilgilendirmesinden, babasının da yıllarca kendilerine ilgisizliğinin sebebinin otizmli olmasından kaynaklandığını öğrenmiş olur. O günden sonra babası ile daha iyi anlaşır.
Yirminci yüz yıla kadar, “içine cin girmiş” deyip evlerimizin kuytu köşelerine bağlayıp hapsettiğimiz insanların, otizm denen bir rahatsızlıkları olduğunu 1940’lı yıllarda öğrendik.
Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını olumsuz etkileyen gelişim bozukluğudur.
Otizm genellikle yaşamın ilk 2-3 yılında ortaya çıkar. Bu özellikteki çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler. Çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zekâ geriliği görülse de, zekâ seviyeleri normal ve nadiren de olsa üstün zekâlı çocuklar da vardır.
Ancak, zekâ seviyesi ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta zorluk çekerler.
Otizmli insanların tipik davranışlarının bir kısmını paylaşmak istiyorum;
- Diğer insanlarla ilişki kurmakta zorluk çekerler,
- Uygunsuz ve sebepsiz güler ve ağlarlar,
- Tehlikeye karşı duyarsızdırlar,
- Göz temasları çok az ya da hiç yoktur,
- Cevap vermek yerine, kendisine söylenenleri aynen tekrar ederler,
- Temastan, kucaklanmaktan ya da sevilmekten hoşlanmazlar,
- Objeleri kendi etrafında çevirirler,
- Aşırı hareketli ya da aşırı hareketsizdirler,
- Normal öğrenme metotlarına karşı duyarsızdırlar,
- Bir sebep olmadan strese girer, üzüntü duyar, bağırıp çağırırlar,
- Vb.
Çocuğunuzda veya yakınlarınızdan herhangi birinde benzeri davranışların gözlenmesi halinde, en yakın nöroloji uzmanına başvurmanız yerinde bir davranış olacaktır.
ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) verilerine göre, otizmin ABD’deki oranları;1975’te 5000’de 1,1985’te 2500’de 1, 2007’de 150’de 1, 2021’de 44’te 1 şeklindedir.
Günümüzde, dünyada otizmin görülme sıklığının 59’da 1, ülkemizde ise her 69 çocuktan 1’inin otizmden etkilendiği düşünülmektedir. Ayrıca, otizmin erkek çocuklardaki yaygınlığının, kızlardan fazla olduğu değerlendirilmektedir.
Bu veriler, toplumdaki otizmli sayısının gün geçtikçe arttığını göstermektedir.
Otizm’in nedenleri kesin olarak bilinmemekle beraber; uzmanların tespitine göre, kısmen genetik olduğu veya daha ziyade ağır metal zehirlenmesinin (kurşun, cıva, vb) beyinde yarattığı hasarların sebep olduğu ifade edilmektedir.
Bu ağır metal zehirlenmelerinin temel kaynağının da, gün geçtikçe daha çok kirlenen, içtiğimiz su, soluduğumuz hava ve yediğimiz besinler olduğunu söylemeye gerek var mıdır?
Otizm tercih değil ama maalesef günümüzün gerçeğidir. Yaşamımızdaki mevcut kirliliklerin devamı halinde, gelecekte her ailede bir otizmli bireyin var olması kaçınılmaz olacaktır.
Öyle ise Otizmli bir çocuğumuz veya bir yakınımız var ise ne yapacağız?
- Öncelikle kendimizi, eşimizi veya bir yakınımızı otizmle ilgili suçlamamalı,
- Psikiyatri uzmanına gitmeli, önerdiği ilaç tedavisi ve yöntemlerini uygulamalı,
- Diğer otistik çocukların aileleri ve otizmle ilgili sivil toplum kuruluşları ile temas kurulmalı,
- Otizmli bireylere eğitim veren bir kuruluş ile irtibat kurulmalı, çünkü şu anda bilinen en etkili tedavi yöntemi erken tanı ve eğitimdir,
- Otizmi tanımaya ve öğrenmeye çalışmalı, bu şekilde otizmli ile daha iyi anlaşılabilir,
- Otizmli bireyi gizlememeli, toplumdan soyutlamamalı,
- İnsanların tepkilerinden çekinilmemeli,
- Otizmi kullanarak kazanç elde etmek isteyen fırsatçılara karşı uyanık olunmalı
- Dini inançları kullanarak bilimsel olmayan yöntemler öneren kişilere itibar edilmemelidir.
Birleşmiş Milletlerde 2008 yılından başlamak üzere, tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratmak ve sorunlara çözüm bulmak amacıyla, her yıl 2 Nisan tarihi ‘Dünya Otizm Günü’ olarak kabul edildi.
Türkiye’de de kabul edilen bu günden amaç; otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, tedavilerin ve çözüm yöntemlerin yaygınlaştırılması, otizmli bireylerle yaşamı paylaşanların yükünün hafifletilmesi, otizmli bireylerin yaşama katılmalarının sağlanmasıdır.
Yaşamı paylaştığımız insanların yüz binlercesinin otizmli olduğu bilinen bir gerçektir.
Fırsat yaratıldığında otizmli bireylerin yaşama katılmaları mümkündür. Bu fırsatı yaratacak olan da sosyal devlettir.
Bu haftaki yazımızda otizmi konu alarak, otizmin bilinir olması, dünya otizm günü ve otizmle ilgili etkinliklerin düzenleneceği bu haftaya katkı sunmayı amaç edindik.
Ayrıca, Otizmin bilinir olmasına önemli katkısı olduğunu düşündüğüm, Dustin Hoffman’ın otizmli bir şahsı oynadığı “Yağmur Adam” filminin izlenmesini öneririm.
Her insanın bir mucize olduğu gerçeği ve yağmur adam filminden esinlenerek otizmli insanlar için de “Yağmur İnsanlar” demek yerinde olur kanaatindeyim.
Çünkü otizmli insanlarla yaşamı paylaşmak size, sahip olduğunuz ve farkında olmadığınız hazineleri, insani değerlerin bolluğunu ve bereketini hatırlatır.
Otizm haftasındaki etkinliklerin değerinde karşılık bulması temennisi ile otizmli ünlülerden birkaçını paylaşmak istiyorum.
- Albert Einstein Bilim adamı ve matematikçi
- Bill Gates Microsoft’un kurucusu
- Michelangelo Heykeltıraş, ressam, mimar ve şair
- Isaac Newton Matematikçi, Gökbilimci ve Fizikçi
Saygılar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.