Diyarbakır’da hamaset siyaseti
Diyarbakır’ın kayyum ve kayyumcukları kentte geriye kalan ne varsa, arsa, bağ, bahçe, gayrimenkul satışa çıkarmış ihale ile satıyor. Öyle hazır olan, bilinenler değil, onlar zaten gitti-gidiyor da gitti. Bilmediklerimiz, aklımıza gelmeyenler, hatta düşünsek bile aklımıza getiremeyeceğimiz arsalar, gayrimenkulleri satıyorlar.
Özeti; ‘Çocuklarımızın geleceğini, mirasını satıyorlar’ desek yeridir.
Bunun hesabı elbette sorulur da, bunları şimdiden hesaba katmayarak başka çocukların hesabını soran, hamasetçi siyasetçilere takıldım ben. Adalet Bakanı Bozdağ, Milletvekilleri Mehdi Eker, Ebubekir Bal, bir de Vali, aynı zamanda Büyükşehir Kayyumu Cuma günü HDP il binası önünde çocukları dağda olduğu iddia edilen ailelerle bir araya geldiler, o çocukların hesabını sordular.
HDP’yi, STK’ları, İnsan Hakları Derneklerini suçladılar, hızlarını alamayıp uluslararası kuruluşları da suçladılar. Hamaset siyaseti en kolayı, dön, dolaş ‘Diyarbakır anneleri’ ne sarıl, herkesi suçla, bu yaptıklarınla seçmeni etkilediğini zannet.
Yemezler!
Milletvekillerine soruyorum;
Büyükşehir Kayyumu yanı başınızda duruyor; ‘Bu kentin arsalarını, gayrimenkullerini, Diyarbakırlı çocukların geleceğini, mirasını neden satıyorsunuz’ diye sormuyorsunuz?
Dağa giden çocukların hesabını bu kentin dinamikleri zaten sordu, daha fazla malzeme yapmanıza hiç gerek yok.
Bu kent, her ikisinin de hesabını sordu, soruyor.
1-Kent, dağa giden-götürülen çocukların geri gönderilmesini, getirilmesini her zaman talep etti, hesabını da sordu.
2-Aynı şekilde çocuklarımızın geleceği, mirası olan arsa, gayri enkullerimizi gasp ederek satanlardan da hesabını sordu, sormaya devam ediyor.
Milletvekili olarak, geleceğimiz olan çocuklarımızın mirası olan gayrimenkuller satılıyor, kent parsellenmiş, sizin sesiniz neden çıkmıyor?
Soğuktan sesiniz mi kısıldı?
Sonuçta, konumuz çocuk!
O halde, sesiniz neden aynı oranda çıkmıyor?
Milletvekili olduğunuz kent adına neden bu hesabı sormuyorsunuz?
Ülke batmış, açlık, sefalet, işsizlik, pahalılık, parasızlık, bölünmüş, parçalanmış aileler, deprem sonrası sahipsiz bıraktığınız yüz binlerce insan enkazların altında bağırarak yaşamını yitirdi, bunlara neden sesiniz çıkmıyor.
Hamaset kolay!
Sıkıştıkça, dön-dolaş Diyarbakır’a gel, parlamentoda grubu bulunan, Türkiye'nin 3’üncü partisinin kapısında toplan, her türlü hakareti yap, algı yarat, yasal partiye ‘terörist’ yakıştırması yap.
Yakışıyor mu?
Bir ay önce parlamentoda HDP’yi ziyaret eden Bekir Bozdağ, ittifak anlaşması için gitmişti.
Anlaşma sağlansaydı, bugün Diyarbakır’da bu toplantıyı yapar mıydı?
Yapmazdı!
HDP’ye ‘Terörist’ der miydi?
Demezdi.
O zaman; sizin için yaşasın hamaset!
Siz sormayın, biz kayyumlardan da kayyumcuklardan da kente ait sattıkları ne varsa hepsinin hesabını soracağız. Kent olarak soracağız, bireysel hak olarak soracağız, Diyarbakır'ın Adliye koridorları kenti satanları ‘Ağırlayacak’ kadar geniştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.