NACİ SAPAN

NACİ SAPAN

Kendimle dertleştim!

Kendimle dertleştim!

Düşünüyorum, bir anda aklıma babam takılıyor. 10 yaşıma dönüyorum, mezarını hiç görmediğim, babamı düşünüyorum. ‘Babalar ve oğulları’…O yaşlarda basit bir nedenden kısa süre yattığı cezaevinde ziyaretimi hatırladım. Şimdiki zamanda babaların çocuklarını beklediği cezaevi önlerine doğru süratli bir trafik yürüttüm. Babalar, çocuklarının geleceğini sorguluyor.

Babama takılmışken devam edeyim.

Miras yok, saygı var.

Karakter var, adam gibi adam olmak var.

10 yaşında, çok az özelliğini tahlil ettiğim bir zaman diliminin esiri olduğumu fark ediyorum.

Dostları, arkadaşları, en önemlisi de annem… ‘Adam gibi adamdı’ dediler bana. Söylemler çelişmedi; Öyle olduğuna dair 10-11 yaşımda tanıklığım oldu. Çok iyi yazı yazma yeteneğim oluşsun diye kafama bir kaç kez cetvelle vurmuşluğu oldu, hiç kızmadım, işe de yaradı.

Çocuklarıma da bunu anlatmışlığım oldu, el yazıları çok kötü olduğu için eleştirdiğimden dolayı. Onlar sordu, el yazımın düzgünlüğünü babamın eğitime olan düşkünlüğü, dönemin şartlarına uygun yaptığı baskının nasıl olduğuna vurgu yaptım. Benim kafama bir kaç cetvel yememin dönemin koşullarına uygunluğunu kabul yaşı ile buluşturma eğilimine sahip bir baba olarak, çocuklarıma tek fiske dahi vurmadım. Kız kardeşim Meral’e böyle bir eksiğim oldu, onu da aramızda hallettik, bir daha konu olmadı. O da benim eksiğim olarak bende kaldı.

Ne anlatacağım, karıştırdım doğrusu. Aslında kendimizi anlatma çabamın yanı sıra bir de yaşam tarzımıza bir şeyler katmaya, yaşam hikâyemizin benzerliklerine vurgu yapmaya çalışıyorum.

Adam gibi adam, doğru adam, doğru insan, güvenilir insan, sözü özü bir, bireyler aradığımız bir dönemin esiri olduğumuz için böyle bir yazı çıktı. Karışık duyguların tam da orta yerindeyim, normalde böyle bir yazı çıkmaz, ama ben kendime göre bir hayat çizgisi oluşturduğum, değiştirmediğim, devamına karar verdiğim için dostlarımla, okuyucularımla dertleşiyorum, konuşuyorum. Bizi anlamayanlarla konuşmadık, konuşmayacağız, konuşsak da anlaşamayız.

Babamdan kendime, benden çocuklarımıza anlatım olsun istedim, hiç bir şey üretmeyenlere inat. Hayata, geleceğe dair bir şeylerin kanıtı olsun.

Biz, bizler; halkız, halkların çocuklarıyız. Yenilmeyiz.

68-78 kuşağına saygı duyan, ancak yetinmeyen bir coğrafya ve insan profili ciddi işler yaptı, bu güne örnek oldu.

Bakınız; 20-25 yaşındaki çocuklar sokakta, gelecek arıyor. Aileler de destek veriyor. Çünkü çocuklarının geleceğinden kaygılılar. 12 Eylül öncesi gençlik hareketine aileler destek vermedi, yâda çok azı verdi.

Babalar ve oğulları, anneleri; bugün sokaklarda hep birlikte gelecek arıyor. Son derece insani, bireysel bir hakkın arayışı, toplumsal arayışa dönüştüğünde muhataplarının canı daha fazla sıkılacak. Sonra demokrasiyi, insan hak ve Hürriyetlerini tartışıp, konuşacağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
NACİ SAPAN Arşivi
SON YAZILAR