TABİATIN DİLİ: MATEMATİK
İnsanlık tarihinin en eski bilimlerinden biri olan matematik sayıların ve şekillerin bilimi olarak kabul edildi ve diğer bilim dalları gibi; matematik de tarihsel seyir içinde gelişmesini sürdürdü. Kendine özgü bir dil oluşturarak; tıpkı resim, müzik gibi; bir sanat olarak da kendini kabul ettirdi.
Matematik; ortaya çıkan belgelere göre; M.Ö.3000-2000 yılları arasında Mısır ve Mezopotamya‟da başladığı kabul edilmektedir. Heredot‟a (M.Ö.485415) göre ise; Matematik Mısır‟da başlamıştır. Mısır‟a hayat veren, Nil Deltasının ekilebilen toprakların sınırları her taşkından sonra kaybolmaktaydı. Ekilen arazi miktarına göre vergi veren toprak sahiplerinin, topraklarını yeniden ekilmesi için ölçümler yapılmaktaydı. Ekilebilir toprakların yeniden ölçüm ve hesaplama ihtiyacı geometrinin doğmasını sağlamıştır.
Matematiğin doğuşu hakkında Aristo(M.Ö.384-322) ise; matematiğin Nil taşmalarının neden olduğu ölçme-hesaplama ihtiyacından değil; geçimleri halk ve devlet tarafından karşılanan; entelektüel uğraşılara çok zamanı olan, din adamları ve rahiplerin can sıkıntısından doğduğunu ileri sürmüştür.
Matematiğin tarihini bilimciler beş döneme ayırarak incelemişlerdir.
Birinci dönem olup; bu dönem M.Ö. 2500 li yıllar ile M.Ö.500 lü yıllar arasında kalan Mısır ve Mezopotamya dönemi.
İkinci dönem, M.Ö. 500 - M.S. 500 yılları arasında kalan; Yunan Matematiği dönemi.
Üçüncü dönem, M.S. 500‟lerden itibaren Hind, İslam ve Rönesans dönemi.
Dördüncü dönem,1700-1900 yıları arasında kalan, Matematiğin altın çağı olarak herkes tarafından bilinen, Klasik Matematik dönemi
Beşinci dönem ise,1900 yıllarının başından günümüze, Modern Matematik çağı biçiminde ele alınmıştır.
Eski Mısır Matematiği ile ilgili yazılı belgeler yok denecek kadar azdır. Bunun nedeni ise; 300 yıl ortalama ömrü olan Papirüsün, nem, ısı ve benzeri nedenler ile dökülmeleri ve özelliğini kaybetmeleri ve 641 yılında Mısır‟ın fethi sırasında İskenderiye kütüphanelerinde çıkarılan yangınlar sonucu bu döneme ait yazılı belgeler yok edildiği için günümüze ulaşamıyor.
Günümüze, Mısır‟ da kullanılan matematik ile ilgili, özel olarak muhafaza edilen sadece iki papirüs kalmıştır. Bunlardan biri 6 metre uzunluğunda ve 35 cm kadar genişliğinde olan ve M.Ö.1850’ li yıllarda yazılmış olan bir papirüstür. Bu papirüsün giriş kısmında, kesirli sayılarla işlemleri öğretmek gayesiyle verilen birkaç alıştırmadan sonra, çözümleri ile birlikte 87 soruyu kapsamaktadır. Bu sorular, paylaşım hesabı, faiz hesabı veya bazı geometrik şekillerin alanını bulmak gibi, insanların günlük hayatta karşılaşabileceği türden sorulardır
İkinci papirüs ise M.Ö. 1600 yıllarında yazılmış olan bir kitapçıktır. Bu papirüste de 25 soru vardır. Bunda da elde bulunan papirüsteki soru içeriklerin benzeri olmakla birlikte ek olarak; bir düzlem ile kesilen küre parçasının hacmi ve yüzeyinin alanının hesaplanması ve bir düzlem ile kesilen bir piramidin hacminin bulunması soruları vardır. Her iki soruda doğru olarak çözülmüştür. Ve bu iki soru Mısır matematiğinin zirvesi olarak kabul edilmiştir.
Mısır’lılar, dairenin alanının çapına orantılı olduğunun farkına varmışlar ve Pi sayısını bulmuşlardır. Mısır matematiğini 2000 yıl boyunca bu düzeyde seyrediyor.
Mezopotamya‟da yaşamış medeniyetlerden; Sümerler, Akatlar, Babilliler, Kaldeler, Asurlar, Urlar, Huriler, Hititler, Perslerden zamanımıza, Mısır’dan daha fazla yazılı belge kalmıştır. Bunun nedeni, Mezopotamyalıların yazı aracı olarak kil tabletleri kullanmalarıdır. Bu tabletlerden 500 kadarında matematiğe rastlanıyor. Bu belgeler Mezopotamya‟da matematiğin, Mısır Matematiğinden daha ileri düzeyde olduğunu ortaya koymaktadır. Mısır matematiği günümüz ortaokul düzeyinde iken, Mezopotamya matematiği Lise düzeyinde gelişme göstermiştir.
Mezopotamyalılar, daha sonra Pisagor teoremi olarak Pi sayısını buluyorlar. Önceleri, karesi 10 olan sayı kullanılırken daha sonra Pi sayısını 3.15 olarak kullanıyorlar.
a) Bu dönem Matematiğinde bulgular deneysel, işlemler sayısaldı. Çünkü o dönemde matematik, simgesel olarak değil, sözel olarak ifade edilmekteydi.
b) Bu dönemin matematiği zanaat düzeyinde bir matematiktir. Matematik, günlük yaşamın ihtiyaçları için kullanılıyordu. Zaman-takvim belirlemek, muhasebe işleri ve günlük hayatın, inşaat, miras dağıtımı gibi diğer işleridir. Dini ve milli günlerin, ibadet saatlerinin, deniz yolculuklarının ve tarıma uygun dönemlerin belirlenmesi için, doğru bir takvim yapmak son derecede önemliydi.
Devlet gelir-giderinin hesaplanması, mal varlıklarının tespit, kayıt ve muhasebesi de devlet düzeni için elzem olan ve matematiğin kullanıldığı diğer bir alandır. Bu da matematiğin öğretilmesine ve dolayısı ile gelişmesine neden olan ikinci bir temel ihtiyaç ve etmendir. Bu dönem matematiği ve bu bölge ülkelerinin kültürel varlıkları, Pers istilası sonucunda tamamen yok olur.
Bu konuda Prof. Dr. Ali Ülger’in bu konuda yararlandığım ve daha geniş bilgilenme için başvurulacak olan çok değerli çalışmaları vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.