Arap Baharıyla başlayan paylaşım savaşları, Ortadoğu savaşlarına dönüşerek devam ediyor. Üçüncü Dünya Savaşı olarak da değerlendirilen bu sürecin çok uzak olmayan gelecekte neye evrileceğini şimdiden oyun kurucu güçlerin dışında kimse tam olarak kestiremiyor. Esat yönetiminin devrilmesiyle güçler dengesi alt üst oldu. Ortaya çıkan kaotik durum nasıl düzelecek, iktidar boşluğu nasıl ve hangi güçler tarafından doldurulacak. Şimdiden net değil. Soru işaretleriyle dolu sıcak bir süreç başladı.

Esat rejimi halkın desteğini kazanamayan diktatoryal rejimlerin bir anda nasıl alt üst olduğunu bir kez daha gösterdi. Çünkü diktatörlerin sınırsız bir geleceği yoktur. Bunun o kadar yaşanmış örneği o kadar çoktur ki, son da olmayacaktır. Suriye’deki bu gelişmeleri Arap Baharıyla başlayan sürecin tamamlanmamış olan bir adımı olarak uygulamaya konuldu. Büyük güçler kendi aralarında anlaşarak verilen desteklerin çekildiğini gören ve halk tarafından da desteklenmeyen Esat rejimi kısa bir sürede tepe taklak oldu.

Şimdi Suriye’yi daha doğrusu Ortadoğu’yu nasıl gelecek bekliyor. Bu sorunun net yanıtı henüz belli değil. Çünkü Ortadoğu’da bu çatışmaların neye nasıl evrileceği net değil. Güçler dengesine ve çelişkilerin çözüm tarzlarına göre şekillenecektir. Ama şimdiden anlaşılan o ki, bu zorlu ve sıkıntılı bir süreç olacağı anlaşılıyor.

Suriye yakın gelecekte bir savaş girdabına mı girecek yoksa demokratik bir yapılanma mı oluşacak, gelişmelerin yönü tam olarak net değil. Ortadoğu’nun durulması ne kadar zaman alacağı belirsiz görülüyor. Yani görülen odur ki, yakın gelecek bilinemezliklerle dolu bir ortam ve gelecek söz konusu. Suriye’deki gruplar bu siyasi geçiş sürecinin bir parçası mı olacak, yoksa çatışmalı süreçlerle belirsizlikler devam mı edecek, bunu şimdilik oyun kurucuların dışında kimse bilmiyor.

Yaşanan bu alt üst oluşlar Ortadoğu’ya refah mı getirecek yoksa kıyametini mi yaşayacak? Önümüzdeki yüzyılın dünyasının güç dengelerini yeniden belirleyecek bu soruların ucu açık duruyor.