Zülküf Kışanak

Zülküf Kışanak

Kürdün yeni dönem siyasetinden beklentisi…

Kürdün yeni dönem siyasetinden beklentisi…

Lafı geldiğinde bin yılların kardeşliğinden dem vurulur, kız alıp vermelerden, tavukların birbirlerine karışmalarından efsaneler yaratılır, Anadolu’nun kültürel birikimi, yetmiş iki milletin küllenmiş feraseti, can acıtmanın, dahası herkese, hepimize kaybettirmenin dışında hiçbir kıymeti harbiyesi olmayan etle tırnağın hikayesi göklere çıkartılır, günün sonunda ise acı ve gözyaşının, inkar ve imha siyasetinin dışında hiçbir şey kalmaz elde, illaki bitmek bilmeyen zulmü iliklerine kadar yaşamış, yaşamaya devam eden Kürdün elinde. Herkese, hepimize kaybettiren bu açmazdan kurtulmanın, bu lanetli cendereden çıkmanın yolu daha fazla askeri tahkim değildir, daha fazla ezmek, daha fazla kırmak, daha fazla yok etmek, daha fazla düşmanlaştırmak değildir, hele teslim almak hiç değildir. Kaldı ki gücünü “öl ve öldür” düşüncesinden alan bu politika ile sonuç almanın mümkünatı yoktur, olmayacaktır. Yüzyıllık çatışmalı ortam bunun en iyi kanıtıdır, yeter…

*

Evet yeter, “Biji Türkiye, biji Kürdistan, biji Amed…” diyebilmenin, diyebilecek bir cumhurbaşkanının tam zamanıdır, siyaset normalleşecekse eğer, yüzyılın ruhuna uygun adım atılacaksa eğer, normalleşme olarak adlandırılan AKP-CHP’nin bürokratik muhabbettinin ötesine geçilecekse eğer, mola rejimine meydan okuyan reformcu İranlı lider Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’nın seçim meydanında haykırdığı, “Biji İran, Biji Kürdistan, Biji Kirmanşah…” sözünü aşacak yeni bir siyaset üretecek kadar yürekli olunacaksa eğer. İstediği kadar Türklüğünden gurur duysun, istediği kadar kendi dünya görüşünü refere eden temenilerde bulunsun. Varsın seçim meydanında Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan gibi iki cümle Kürtçe konuşamasın, bir Kürt şehrinde doğmuş olmasın, yüzü suyuna hürmet duyduğu annesi Kürt olmasın ama Kürdü tehdit etmekten, Kürdü düşman görmekten vazgeçtiğini, Kürtle sahiden kardeş olduğunu, imhacı, inkarcı devlet siyasetini sonsuza kadar terk ettiğini, düşmanlığı reddettiğini ilan edecek, yeryüzünün neresinde olursa olsun Kürdün kazanımlarını kendi kazanımları olarak kabul ettiklerini ilan edecek bir iki cümle sarf etsin, yüreklice haykırsın ki Kürt de sahiden gövdesini taşın altına koyduğuna inansın, bunca acıya rağmen yüreğine taş bassın...

*

Kürtler her zaman yüreğine taş bastı, her zaman, “Bu defa anlayacak, bu defa kandırmayacak, bu defa pusuya düşürmeyecek, bu defa sırtımdan vurmayacak…” dedi, kulaklarını dünyaya kapatarak kıblesi haline getirdiği kardeşlik hukukunda ısrar etti, hala buna devam ediyor, barış siyasetinde ısrar ediyor. Onca saldırıya, onca şiddete, onca kırıma, dahası “sarı torba” siyasetinin yarattığı onca öfkeye rağmen kendisini anlayacak, terk etmediği kardeşlik hukukuna anlam verecek, ortak geleceklerine can olacak bir iradenin, bu topraklarda yaşayan yetmiş iki milletin illaki Kürdün hassasiyetine kulak kabartacak, dinleyecek, sıkıntılarıyla hemhal olacak bir cumhurbaşkanının ortaya çıkmasını bekliyor. Kürdün ülkedeki, bölgedeki, dünyadaki yeni dönem siyasetinden beklentisi bu yöndedir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Zülküf Kışanak Arşivi
SON YAZILAR