‘Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız’
Çok güzel bir ülke … Hepimize yetecek kadar büyük … Çok güzel özelliklere sahip … Havası, suyu, taşı, toprağı kıymetli diye övünürüz … İnsanları farklı farklı … Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Laz, Çerkes … Her biri ayrı bir değer ayrı bir renk … Tıpkı bir demette yer alan rengarenk çiçekler gibi… Bu bizim zenginliğimiz ve bu zenginliğin farkındayız …
Öyleyse nedir bir birimizle alıp veremediğimiz ?..
100 yıldır hep aynı güne uyanan bizden başka bir ülke daha var mı acep ?.. Söylemlerin, uygulamaların, politikaların, siyasetin hiç değişmediğinin farkında mısınız ?.. Korkuları bile değişmez mi insanların ?..
Oysa ki Ahmet Arif’ in de dediği gibi :
Kirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız
Karşıyaka köyleri, obalarıyla
Kız alıp vermişiz yüzyıllar boyu,
Komşuyuz yaka yakaya
Birbirine karışır tavuklarımız …
Eeee !!! Hiçbir şeyin hatırı, hukuku yok mu ?.. “ Bir fincan kahvenin bile kırk yıl hatırı olduğu damı yalan yoksa… En ufak bir olayda bunca yıldır bir arada yaşıyor olmayı, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü unutup saldırıya geçmek, yapılan haksızlıklara sessiz kalmak insan olmanın neresine sığar ki ?...
Neden hâlâ kardeş dediğimiz insanlarla, yaşamın getirdiği sorunlara karşı insanca çözümler üretemiyoruz ? İnsanların eşit olduğu Tanrı’nın buyruğu değimliydi. Dört kitapta bütün insanların kardeş olduğu, eşit olduğu, aynı kökten geldiği ve aynı Ademle aynı Havva’nın çocukları olduğu yazarken, üstünlük taslamak niye ki ? Yoksa kutsal kitaplara olan inancı da mı unuttu bu toplum.
Güler Koçyiğit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.