İŞ İŞTEN GEÇMEDEN BARIŞ…
Deniz kenarındasınız, denizin ve güneşin tadını çıkarmaya çalışıyorsunuz. Yanınızda ki şezlonga başka birileri geliyor. Bir süre sonra “ Buradasınız değil mi, biraz yüzeceğim ” deyip telefonunu ve gözlüğünü emanet ediyor. Geldikten sonra teşekkür etmekle başlayan muhabbet, nereli olduğunuzu sormaya gelecek kadar ilerliyor. İşte dananın kuyruğu da orda kopuyor. Diyarbakırlıyım dedikten sonra devamında hemen “ Kürt müsünüz ” sorusu geliyor.
“ Evet Kürdüm ” …
Bu cevabı duymaktan hoşlanmadığını gizlemeye çalışsa da çok da başarılı olamıyor. Az önce yüzünde ve sesinde var olan sempatiklik ve yumuşaklık gidiyor. Düşünmeyi bırakıyor, kafasında ki önyargılar devreye giriyor. O yüzden pot kırmaya başlıyor.
“ Aslında Kürtler iyi insanlardır, benim İstanbul ’ da da çok Kürt arkadaşım var ” diyor…
Ne pot ne gaf aslında değil mi ?... Basbayağı maksadını aşıyor …
Diyalogun devamı mı ?..
Sözün bittiği an o an. O yüzden söylenen her şey hem anlamsız hem de ne söylenirse söylensin kelimeler kifayetsiz kalıyor…
Ne hissettiğinize gelince … Çok kötü hissediyorsunuz kendinizi. Bu ne ya şimdi ?.. Ne demek “ Aslında Kürtler iyi insanlardır ” . Nasıl bir bakış açısı bu ? Ve aklınıza şimdiye kadar sizin hiçbir Türk’e “ Aslında Türkler iyi insanlardır ” demediğiniz geliyor… O kötü anda bile sizi mutlu eden tek şeyin böyle bir cahilliği, üslupsuzluğu, aymazlığı, hoyratlığı şimdiye kadar hiç yapmadığınızı bilmeniz oluyor…
İşte bu düşünce ve bu düşünceden doğan bakış açısı bu ülkede kardeş olduğu söylenen iki halk arasındaki mesafeyi hızla açıyor. Zaten bu bakış açısı yüzünden değil miydi geçen hafta ; Allahtan korkup, kuldan utanmadan , doğu illerinden giden mevsimlik Kürt İşçilere, batıda on yıllardır bir arada yaşadıkları Kürt kökenli vatandaşların iş yerlerine, doğu illerinin firmalarına ait yolcu otobüslerine saldırdılar…
Bence de insanlar “ İYİ – KÖTÜ ” diye ayrılmalılar. Ama bu ırkına, milliyetine, rengine, dinine göre değil insan olmanın gerektirdiği vasıfları taşıyıp taşımadığına göre …
İsteğim odur ki : Hepimizin ihtiyacı olan, insanca ve eşit koşullarda, huzur ve güven ortamında, yaşayabilmemiz için olması gereken barış , güzel ülkemin ana gündemiyken yapılan bazı saçma sapan hareketler, önü ve arkası düşünülmeden sarf edilen sözler yüzünden tehlikeye girmesin. Aklıselim ve sağduyu üstün gelsin. Ve barışın gelmesine de daha fazla darbe vurulmasın …
Barış ; Daha fazla insan ölmeden barış, daha fazla günaha girmeden barış, yüz yüze bakabilmek için barış, çok geç olmadan barış, iş işten geçmeden barış …
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.