Gülü rengiyle, aşkı acıyla tartan ustalar
BİLİR Kİ ARALIK AŞK VAKTİDİR!
Yüklenip acılarını çekip gitti sonbahar.Aralık bakakalır ardından göçen kırlangıçların.
Ağaçlar yalnız ve ürkek, kuşlar telaşlı ve yorgun uzanıyor gökyüzüne.
Aralık arada kalmıştır, bölünmüş uykularda sabırsız, yolunmuş dallarda zamansız kalmıştır.
Eskiyen nallarıyla toparlanıp gider Aralık, heybesinde koca bir yalnızlık.
Dalına küsen yaprak dökülür. Yaprağına darılan dal kırılır. Aralık yanlış bir alışkanlıktır.
Aralık yaşamın çıplak halidir, suyun çatlayan damarlarında kahır.
Kentlerin kalabalık, insanların yalnız olduğu zamandır Aralık.
Aralık, dağlardan yuvarlanan kaya parçaları kadar gürültülü, gibi yalnız, gibi yaralıdır.
Dağ başlarında üşüyen keklik, suboylarında titreyen üveyik sesidir Aralık.
El çırpan yapraklar sevgilinin parmaklarındabir fotoğraf karesidir bu Aralık.
Koşturduğum gökyüzü her Aralık daha yokuş, daha karanlık.
Bakışlarınher Aralık güneşin suya değen ilk ışıklarıgibi uzak bir yolculuktan geliyor.
Bazen insan bir aralıktan doğar, bazen bir yanılgıdan.
Her Aralık bu kentin lal sokakları can veriyor sensizlikten.
Gülü rengiyle, aşkı acıyla tartan ustalar bilir ki Aralık aşk vaktidir.
Aralık hüzünden kalbe giden bir patikadır.
Rüzgâr sahipsiz bir imgedir her Aralık çocuk anılarında.
Aralık sislerin ardına gizlenen bir rüyadır.
Pusulası kayıp bir mevsimin kapısıdır Aralık.
Kar ve ateşin dansıdır Aralık, kapı gıcırtısıdır soğuk avlularda.
Balkondan süzülüp düşen işlemeli bir mendilin gülümseyişidir Aralık, yar kucağında.
Aralık’ta indi Adem yeryüzüne bırakıp gülden beşiğini, diyorlar.
Kafesini seven kuştur Aralık’ta yârin dudaklarında çırpınan heves.
Aralık gurbetten dönüş yoludur.
Bulutun tenindeki yaradır Aralık yağmurla yıkanır.
Aralık, duvar diplerinde üşüyen çocuklardır.
Evsiz kalmış bir çığlıktır Aralık.
Aralık sondur.
Abdurrahim Kılıç