‘Kıtılbıl’ Diyarbakır’ın girişinde kenti gören bir köy. Büyükşehir yasasından sonra mahalle oldu. İsim zor telaffuz edildiği gerekçesiyle Sur belediye meclisine atanmış iki memurun imzası, belediye başkanı Abdullah Çiftçinin onayı ile değiştirilip ‘Fetih’ yapılıyor.

Sayın çiftçi, ‘talep üzerine yaptık’ demiş.

639 yılında İslam ordularının Diyarbakır’a ‘Fetih’ için gelip konakladıkları yer imiş.

Asıl mesele de bu zaten, fetihçi anlayışı Diyarbakır’a oturtmak.

Telaffuz da işin tuzu biberi!

50 yıldır kıtılbıl diye telaffuz ediyoruz, hiç de zor değil.

Kim, niye talepte bulunmuş?

Muhtar, ‘haberim yok’ dedi.

Dönemin belediye başkanı ‘Onlar talep etti’ dedi.

Mesele karışık, bir adamın dediği gibi; ‘Hiçbir şey olmamışsa da bir şey olmuş’.

Olmuş olmasına da, algıya oturmuyor.

Refleksler anında tepki veriyor.

Yönetim biçimine, şekline itiraz var.

Samimiyetsizliği yaşayan Diyarbakırlılar, kayyumlu yönetim biçimlerinin yaptığı her işe tepki koyuyor.

Acabalar çok.

Nasıl olmasın?

Yenişehir Belediyesinin satışa sunduğu araziler ve gayrimenkulleri biliyoruz.

Yani bir de talan olduğu içindir tepkiler ve refleksler.

Herhangi bir ismin ya da coğrafyanın telaffuzu güç diye onu değiştirme hakkını hiç kimse kendinde bulmamalı. Bu şekilde hafıza yok olmuyor. İllaki hafızayı yok etmeye yönelik eylemlerimiz devam edecek, ısrarcıyız deniliyorsa da; ‘söyleyecek bir lafımız yok’ demiyoruz, aksine, söyleyecek çok lafımızın olduğunu her kes bilsin.

Diyarbakır, kendine aidiyeti olan bir kent, içinde yaşayanların, doğup, büyüyenlerinde o oranda aidiyetlerinin olduğu, dışarıdan gelip uzun süre yaşayanların da aidiyetlerinin oluştuğu bir kent. Yollar, sokaklar, çıkmazlar, hanlar, hamamlar yakılıp yıkılsa da, bulundukları alanlar dümdüz hale getirilse de kentin kendine özgü aidiyeti yok olmuyor. Hele ki Diyarbakır gibi kentlerin aidiyetleri hiçbir şekilde yok edilemiyor.

Diyarbakır böyle bir kent.

DİYARBAKIR ÇARPAR!

Bu kente yanlış yapanlar için dün bir slogan yarattım.

Beddua etmeyeceğiz, yakışmaz.

Diyeceğiz ki;

“Sizi Allah’a ve Diyarbakır’a havale ediyoruz.”

DİKKAT...!

DİYARBAKIR ÇARPAR!