Diyarbakır, gevşeği, gevşekliği sevmez!
Devlet Bahçeli ve partisi MHP’nin muhataplığı şu günlerde gereksiz bir tartışma konusu olarak gündemimizi işgal etmiş bulunmaktadır. Kentte varlığı yokluğu dahi konuşulmayan bir partinin Genel Başkanının adının kentin en kıymetli alanlarından biri olan Kırklardağında oluşturulacak ormana verilmiş olması ya da verilecek olması neden kentin gündemi oldu?
Gözümüzün içine bilerek, isteyerek sokuyorlar, ortamı kaşıyorlar!
MHP İl Başkanı, Genel Başkanlarının adına yapılan orman alanı tahsisi için Diyarbakır Valisi ve Orman Müdürüne teşekkür ediyor, sonra ‘Diyarbakır’ın sahibi kim’ sorusunu durup dururken tartışmaya açıyor.
Çok mu merak ediyorlar Diyarbakır’ın sahibinin kim olduğunu?
Ben kısaca anlatayım;
Kent, yani Diyarbakır, genetiği gereği birinin ya da birilerinin sahiplenmesini, sahiplik yapmasını, köle-efendi ilişkisini var olduğu tarihi süreci içerisinde hiçbir zaman kabul etmedi, bundan sonra da kabul etmez.
Diyarbakır’ın sahibi biziz, yani içinde yaşayanlar, kurallarına uyanlardır. Sadece içinde yaşamak yetmiyor, kentin kendine özgü kurallarını da göz ardı etmemek gerekiyor. Yani, saygısı, sevgisi, iradesi, yiğitliği, adamlığı, direnişçi ruhu gibi özelliklere de sahip olmak, ruhunu, bedenini, insani değerlerini başkalarının emrine vermemek gibi özelliklerini de hatırlatmak istiyorum.
Şimdi; adı bize, kentimize yazılacak, kazılacak kişilerin bu özelliklere sahip olup olmadığı konusundaki tartışmayı kamuoyunun dikkatlerine sunuyorum.
Öyle valiyle orman müdürünün ‘sahip’lik mantığı ile verilecek, sunulacak bir şey yok ortada.
O dağın tepesine ev yapanlara da şiddetle karşı çıkmıştı bu kent, şimdi de gereksiz isimlere karşı çıkıyor.
Kentin Türkiye Cumhuriyeti Devleti için önemli, kıymetli bir yerinin olduğunu şehrin iç dinamikleri çok iyi biliyor. Bunu bu kentte hiçbir karşılığı olmayan bir partinin il başkanının bize hatırlatmasına, popülizm yapmasına hiç gerek yok.
Bugün pervasızca yapılanların yarın değişmeyeceğini mi zannediyor bu devlet erkini arkasına aldıklarını zanneden zevatlar. Her türlü ismi istediğiniz yere verebilirsiniz, buyurun yapın. Kentin dinamiklerini basit tartışmalarınızın içine çekmeyin, ağır olun.
Ha bir şey daha hatırlatayım; Diyarbakır gevşekliği, gevşek davranış biçimini, gevşeklik sergileyen insanı sevmez, benimsemez.
12 bin yıllık uyumayan kent unvanını elinde bulundurmasının nedeni de ‘uyanık’ olmasından kaynaklıdır. Bence sizde ‘Ayık’ olun, gereksiz gevşeklikler yapmayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.