Yahya ÖGER

Yahya ÖGER

DEMEDİ DEMEYİN

DEMEDİ DEMEYİN

Toplum bir şiddet sarmalında. Son zamanlarda gençler arasında şiddete meyilli davranışların dışa vurumu, cinayete teşebbüs vakalarının arttığını haber kanallarında sizler gibi dehşetle takib ediyorum.

Bize neler oluyor? Sorusunu sormaktan ziyade kendi ektiğimizi biçiyor olmanın huzursuzluğu hâkim. Ülke olarak kabul etmeliyiz ki dindarlaştırmaya çalıştığımız, yapay gayretler sarf ederek nesli ıslah etme çabamız çocukları dindarlaştıramadı. Çiy söylemle okul, aile elbirliğinde, yoz bir ahlakla donatılmış nesil inşa ettik. Sosyal medya, oyun/kumar bağımlısı bireylerin, sanal dünyada maruz kaldıklarını gerçek hayata uygulamaya koyan fraksiyonla karşı karşıyayız.

Burada asla toptancı bir yaklaşımla gençleri suçlama gibi bir niyetim yok. Ayak izlerimizi takip eden çocuklarımızın ekranlarındaki yansımamız olduğunu lütfen bilin.

Kolaycılığa kaçan ebeveyn profili, zarar kendisine dokunduğunda feryad ü figan ediyor. Bu durum aile içinde madde bağımlılığın kabulünde de böyledir.Eve ekonomik yük olmayan hatta minik katkı sunan genç kızlarımıza ailede "Parayı nerede ne nasıl buldun?"sorusunun sorulmasından kaçınılarak kabul görmesi ailenin düştüğü vahameti göz önüne sergiliyor. Kimse kendini kandırıp suçu başkasına atmasın. Uzmanların bütün uyarılarına rağmen kontrolsüz kullandırılan teknolojiye karşı sessiz kalınması ebeveynin işine geliyor. Elindeki teknolojik alete odaklanan çocuk yaramazlık yapmaz, evi dağıtmaz,sorgulamaz,hatta yemek ve su bile istemez.

Sanal ortamda heba olup zombileşen nesil bizim eserimizdir. Şiddetin her türlüsüne maruz kalan körpe beyinler sadece davranışsal bağımlı olmakla kalmayacak; sentetiklerin etkisiyle duygusuz, hayata karşı duyarsız,mizantropi tilolojileridir.

Ezberci, kâğıt üzerinde verilen değerler eğitiminin tezahürüdür. Sizi tatmin ve mutlu edecekse gidişattan herkes suçludur.Bu bizim suçsuz olduğumuz anlamını çıkarmasın.Çocuklarımızın geleceklerini kurgulayıp atiye hazırlarken maddi kaygılarla yönlendirilen eğitim öğretim hayatı, kolay yoldan para kazanma hırsı ile hazırlamıyor muyuz ? Şizoid, Haz endeksli yaşamayı gaye edinen, zamanı hoyratça kullanan, gerçeklikten kopuk,her duyguyu sanalda yaşamaya zorlanan bu nesil bizim çabamızla oluştu.

Z- kuşağının bağımlılıklarından onlar kadar elbette ki sorumlu olan bizleriz. İnternet bağımlılığı zihinsel bağımlılıktır. Günün tamamına yakınını internette geçiren çocukların korumasız olduğunu hep unuttuk.oyuncu olarak görülen bu çocukların birçok davranışının dışa vurumunda başka faktörlerin olduğunu,davranışsal yönlendirmede ödül ve şantajla kendisinden istenildiğini göz ardı ediyoruz. Bu tür tehlikeleri Mavi Balina, Momo oyununda da dile getirirken birçok ebeveyn birbirini yerin dibine batıran her türlü çirkefliğin sergilendiğini üç öğün önlerine servis edilen,lağım kanallarında, zihin kirleten TV programlarından başını kaldırmaktan üşengeç davrandı.Narkozlanmış yetişkin, gençleri sorgulaması ne vahimdir. Evlerimizde kimin elinin kimin cebinde olduğu belli olmayan programlar hala reyting rekoru kırmaya devam ediyor. Ne alaka dediğinizi duyar gibiyim.Kzdığımız kuyuda debelenip duruyoruz. Anlayacağınız duygu durum bozukluğu şikâyetimiz devam ederken, durumun bizden kaynaklı olduğunu görememek akıl tutulmasıdır.

Genelde ABD'de ve Avrupa ülkelerinde görülen, kasten öldürmeye teşebbüs vaka örneklerinin yakın zamanda ülkemizde müşahede etmek bizleri ürkütmelidir. Biliyorum bunu yazmak bile suç sayacak ve diş belleyecek bir kesim olacaktır. Son bir ay içinde bir kaç vakıa, 25 Temmuz'da Bingöl’de Bahçelievler Mahallesi'nde Madde bağımlısı, elinde bıçakla sokakta habersiz dolaşan vatandaşlara saldırması sonucunda 5 vatandaşımızın vefat ettiğini okuduk.Olay tam unutuldu derken 14 Ağustos'ta Eskişehir’de oynadığı savaş oyununun etkisinde kalan,sosyal medya hesabında canlı yayın açarak bıçak ve balta ile kahvede oturan vatandaşlara saldıran 18 yaşındaki genç, 5 vatandaşımızı yaraladı.İfadesi dehşet vericiydi. Blog yazısında "Planım" diyerek anlattığı bölümde saldırıyı nasıl gerçekleştireceği ile ilgili, "Soğuk bir duş alıp kıyafetlerimi giyiyorum. Ekipmanlarımı alıp saldırı alanına gidiyorum. Müsait bir yerde ekipmanlarımı giyiyorum ve baltamı, bıçağımı yeleğime takıyorum. Ardından önüme gelen herkese saldırıyorum" diye paylaşmış

Bu konuyu yazmalı mıyım diye düşünürken önüme benzer bir haber daha düştü.16 Ağustos'ta

Yozgat'ta yaşandı. İddiaya göre, 17 yaşında Salih Paşa Camisi önünde sohbet ettiği 14 yaşındaki F.Ü. ve E.G'yi henüz bilinmeyen nedenle bıçakla yaralama olayı gerçekleşmiş. Gencecik bir çocuk öldü.

Yazımın bu bölümünde alınması gereken önlemlerden bahsedip zamanınızı heba etmek istemiyorum. Herkes her konuda benden çok daha fazla bilgiye sahiptir.

Önlemler alınmazsa bu ruh hâli toplumsal cinnet hâline dönüşecek demedi demeyin

Sağlıklı bir gelecek için, "De hadi kalın internetsizce"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yahya ÖGER Arşivi
SON YAZILAR