CHP ve Türkiye siyaseti
5 Temmuz tarihli yazımda, HDP ve Türkiye siyaseti başlıklı yazımda, HDP’ye atfen özetle şöyle demiştim; ‘Siyasette ilkeli, prensipli, omurgalı yol yürüyüşü kazandırıyor.’
Bu bakış açısı, siyasette ilkeli duruş, şimdilik belki iktidarın yolunu açmıyor, ancak iktidara açılan kapının kilidi olma gibi son derece önemli bir konumu sağlıyor. Evet, HDP’yi kastediyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimi için ihtiyaç kapısı olma özelliği nedeniyle kapısı zorunlu olarak çalınacak.
Millet ittifakı da Cumhur ittifakı da bu kapıyı şimdilik direk çalmasalar da en direk tıklıyorlar. HDP’siz Kürt seçmeni nasıl kazanırız çabası var siyaset piyasasında.
Şu tespiti yapmıştım; HDP, Kürtlerin büyük çoğunluğunun, kendi tabanının, Türkiye genelinde ötekileştirilen, yok sayılan kesimlerin ortak bakışını tespit etmiş, çok net ve kararlı bir şekilde siyasete ağırlığını koyuyor. Şimdilik yüzde 13 görünen farklı kesimlerin ortak bakışı; ‘Silahtan uzak demokratik siyaset.’ HDP bunun üzerinden yürümelerini devam ettirdiği sürece, kapatma davalarının da bir anlamının olmadığını ilerleyen zamanlarda daha net göreceğiz.
CHP’ye atfen ise; Toplu katılım, toplu rozet takmaların ilkeli siyasette yerinin olmadığını sosyal demokrat bir parti olan CHP’nin de görmesi gerekiyor. Bir yerlere kayıtlı olanların katılımıyla değil, hiçbir yere kayıtlı olmayanları saflarınıza kattığınızda başarıyı elde edersiniz. Toplu halde gelen toplu halde gider.
Bu tespitlere katılan var, katılmayan var. Ancak, bu tespit, övmek ya da dövmek adına yapılan bir tespit değil. Sosyal demokrat, sol damarın iktidara ulaşma yoluna katkıda bulunmak için halkın içinden yansıyanlardan çıkarılan sonuçlar.
CHP’nin toplu katılım ve toplu rozet törenlerini, popülist düzeyde olduğu için eleştiriyoruz. Özellikle bölgede kalıcı olmayacağını bildiğimizden dolayı tespitleri açıktan yapıyoruz. O nedenle de ‘Toplu halde gelenler, toplu halde de giderler’ diyoruz. O kesim yıllardır aynen bu şekilde gidip-geliyor. İktidar-iktidara gelecek olan muhalefet arasında gerçekleşen bu gidiş gelişler, doğal olarak sosyal demokrat damarı zedeler nitelikte. Muhalefette kalmayı sevmeyenlerin kontrolünde yürüyen siyaset mekanizmasının çarkları arasında yok olan partileri hepimiz biliyoruz, DYP, ANAP, DSP, son olarak da AK Parti, iyi örneklerdir. HDP ise, bunlara karşı tek başına olumlu bir örnek olarak duruyor karşımızda. Sürekli muhalefet yapmanın da kazandırdıkları var.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve örgütlenmeden sorumlu Genel Başkan
Yardımcı Oğuz Kaan Salıcı, Güneydoğu bölgesinde bilinen ve tutulan bir şahsiyet. Son gezisinde katılımlara başkanlık yaptı. Bir örgütlenme başlangıcı var. Tespitlerim de bu nedenle zaten. Katılımlar, rozet takmalar devam eder, kimsenin yok deme, elinin tersiyle itme lüksü yok. Ancak, örgütlerin çok ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi ve güçlendirilmesi, içeriden birlik ve beraberliğin sağlanması gerekiyor. Üye olan herkese eşit, adil anlayışla yaklaşım gösterecek yönetim ve başkanlar görevlendirilmeli, seçimlere öyle hazırlanılmalıdır.
Yardımcı Oğuz Kaan Salıcı, Güneydoğu bölgesinde bilinen ve tutulan bir şahsiyet. Son gezisinde katılımlara başkanlık yaptı. Bir örgütlenme başlangıcı var. Tespitlerim de bu nedenle zaten. Katılımlar, rozet takmalar devam eder, kimsenin yok deme, elinin tersiyle itme lüksü yok. Ancak, örgütlerin çok ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi ve güçlendirilmesi, içeriden birlik ve beraberliğin sağlanması gerekiyor. Üye olan herkese eşit, adil anlayışla yaklaşım gösterecek yönetim ve başkanlar görevlendirilmeli, seçimlere öyle hazırlanılmalıdır.
Birbirini sevmeyen, ancak ‘hedefe varmak için her şey mubahtır’ anlayışı ile zorunlu olarak bir arada duruş sergileyenlerin zararı sadece partiye olmaz, topluma, ülkeye de zarar verirler. Birbiriyle kavgalı teşkilat yapılarının varlığını bilenler doğal olarak uzak duruyor. Genel merkez birbirlerini şikâyet edenleri dikkate almamalı, onlara yöneticilik vasfı sunmamalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.