Murat AKBAŞ

Murat AKBAŞ

Yersizliğin Sessiz Direnişi

Yersizliğin Sessiz Direnişi

Modern insanın karşılaştığı en derin varoluşsal meselelerden biri, kendisini ait olmadığı bir yerde, ait olmayan bir rolün içinde bulmasıdır. Bu durum, yalnızca mekânsal ya da sosyal bir “uyumsuzluk” değildir; çok daha köklü bir biçimde, bireyin iç dünyası ile içinde bulunduğu yapı arasındaki çatışmayı yansıtır. Giderek daha standartlaşmış, ölçülebilir, performans odaklı hale gelen toplumsal düzenekler, bireyin anlam arayışını, değer üretme isteğini ve etik sezgilerini çoğu zaman dışarda bırakır.

Bu yabancılaşma, klasik anlamda yalnızca emek sürecine değil, bireyin tüm varoluşsal alanlarına yayılmış durumdadır. Bir yapının parçası olmak, o yapının değerleriyle özdeşleşmeyi gerektirir; ancak birçok durumda birey, bu özdeşleşmeyi kuramaz. Çünkü bulunduğu ortamda adalet, liyakat, derinlik ya da samimiyet gibi temel beklentiler sistematik biçimde ihmal edilir. Bu da bireyde giderek artan bir içsel çelişki ve uyumsuzluk hissine yol açar.

Yabancılaşma sadece dışsal bir durum değildir; içsel dünyada da bir çözülme yaratır. Kendisini küçülmüş, değersizleştirilmiş, görünmez kılınmış hisseden birey, zamanla sessizleşir. Ancak bu sessizlik çoğu zaman edilgin bir kabulleniş değil, derin bir direniş biçimidir. Çünkü insan, her şeye rağmen iç dünyasında bir çıkış yolu tahayyül edebiliyorsa, henüz tükenmemiştir.

Bu tür durumlarda, dış dünya ile iç gerçeklik arasında bir çatlak oluşur. Birey, çevresinden gelen beklentilere cevap verirken, içsel dünyasında başka bir dili, başka bir doğruluk ölçütünü taşır. Görünüşteki uyum, çoğu zaman bir içsel yabancılaşmanın örtüsüdür. Ancak bu çatışma, aynı zamanda dönüşümün de başlangıcıdır. Zira insan, rahatsızlık hissettiği sürece başka bir ihtimali düşünmeye başlar; bu düşünce ise dönüşümün ilk adımıdır.

Tam da bu nedenle, karanlığı tarif etmek bir amaç değil, ortak bir deneyimin dili haline gelir. Çünkü bazı anlar vardır; yalnızca içinde bulunduğumuz sıkışmayı değil, aynı zamanda o sıkışmışlık içinde göz göze geldiğimiz başkalarının varlığını da fark ederiz. Yabancılaşmayı derinden hisseden, değerleriyle yaşadığı çevre arasında kapanmaz bir mesafe bulan, buna rağmen içsel dünyasında bir çıkış yolu hayal edebilen herkes, aslında görünmez bir direnişin parçasıdır. Ve o direniş, sessizlikle değil, anlamla var olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Murat AKBAŞ Arşivi
SON YAZILAR