Turizm kenti olmaya ne kadar hazırız?
Diyarbakır bölgede turizmin gelişmeye aday illerinin başında gelmeye başladı. Zerzevan Kalesi kazılarıyla dünyada dikkatleri üzerine çeken ilimize yoğun bir akın başlamıştı. Pandemi dolayısıyla kesintiye uğrayan bu trafik şimdi yeniden başladı. Son zamanlarda özellikle içi turizm açısından gözle görülür bir yoğunluk yaşanmaya başladı. Bu ilgi önümüzdeki dönemlerde daha da gelişecektir. İnsanlık tarihinin başlangıcı kabul edilen bu toprakları ziyaret etmek istiyor. Çünkü insanlık geleceğe doğru yol alırken geçmişinin de nerelere dayandığını anlamak ve öğrenmek istiyor. Bu topraklara gelenler adeta zaman tüneline girerek geçmişe bir yolculuk yapıyorlar.
Bu açıdan insanlık değerleri olarak da kabul edilen bu eserleri korumak daha fazla önem kazanmaktadır.
Diyarbakır tarihin bütün dönemlerinde sadece siyasal ve ekonomik olarak değil; kültürel yaratımları açısından da önemli bir yere sahip olmuştur. Öyle ki kente ve çevresine dikkatlice bakan, inceleyen biri bu tarihi ve kültürel zenginlik karşısında şaşırmaması mümkün değil. Bu yüzden nereye baksan neye dokunsan her taraf tarih kokuyor. Tarih bilinci ve birikiminiz varsa seni alıp kendi dünyasına götürmektedir. İzleyene ve dokunana tarihi bir yolculuk yaptırmaktadır.
Öyle ki Diyarbakır ve çevresinde geçmişten kalan bu eserler üzerinden yüzlerce değil binlerce yıl geçmesine rağmen ihtişamından bir şey kaybetmeden ayakta duruyor. Günümüz teknolojisine göre inşa edilen binaların ortalama ömrünün yüz yılla sınırlı olduğu göz önüne alındığında bu tarihi yapılar yüzlerce hatta binlerce yıllara dayanan geçmişiyle ben varım diyorlar.
Ama geçmişte yaratılan bu zenginliği sonraki kuşaklar yeterince koruyamadığı için bir kısmının yok olmayla yüz yüze kaldığını görüyoruz. Bu konuda tarihe, tarihi değerlere yaklaşımda eksik ve yetmezlikler, değer bilememezlikler sonucu bazı eserler adeta can çekişiyor. Dünyanın birçok yerinden insanlar bu eserleri görmek, dokunmak ve geçmişte insanların buralarda nasıl yaşadığını ve neleri yarattığını anlamak için çok uzaklardan kalkıp geliyorlar. İnsanlığın gelişmesinde birçok şeye imza atan bu topraklarda bizlere miras kalan bu eserleri korumak gerekmektedir. Bu sadece turistler gelecek ve şehrimize para bırakacak olarak da bakmamak gerekmektedir. Bu her şeyden önce bütün insanlığın değerleri olarak bakarak korumak ve bunun bilincini oluşturmak önemli bir sorumluluktur.
Bu açıdan kent olarak ne kadar hazırız. Böyle tarihi bir kentte yaşıyor olmanın bilincini oluşması için kurumlara, kişilere, tur operatörlerine hatta esnafa daha fazla görev düşmektedir. Esnaf bunlar nasıl olsa bir daha gelmez diyerek fiyatları abartmaması gerekmektedir. Unutmamak gerekir ki, iyi izlenimlerle kentten ayrılanlar çevrelerindeki başka insanların da gelmesi için referans olmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.