Murat Kan

Murat Kan

TOPLUMSAL KRİZ VE ETKİLERİ

TOPLUMSAL KRİZ VE ETKİLERİ

Pandeminin toplumsal yaşamı tehdit eden boyutlara varmasıyla beraber ülkedeki ekonomik kriz daha da derinleşmeye başladı.Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihinin en büyük kriziyle karşı karşıya.Bu kriz hiç kuşkusuz sadece ekonomi de yaşanan bir kriz değil.Benzer sorunları yaşamın her alanında görmek mümkün.

Pandemi sürecinin yarattığı sorunları;’’ yeni normalleşme’’ adı verilen bir süreç ile aşacağını düşünen egemenlerin beklentileri boşa çıktı.Aslında sürecin nereye evrileceğini bilen iktidar az da olsa psikolojik bir rahatlama yaratmak ve ciddi anlamda kriz de olan ekonomiyi kısmen rahatlatmak adına sonuçlarını kestiremediği bir yola koyuldu. Oysa koşullar çok farklıydı.Kırılgan olan Türkiye ekonomisi pandemi süreciyle daha da kırılgan bir hal alırken tamamen dış konjöktörel kimi gelişmelere bağlı bir politika izlendi bu süreçte. Ancak süreç izlenen politikaların pandemi ile ilgili yaşanan sosyal ,ekonomik,politik sorunları daha da derinleştirdi. İktidarın bu zaman diliminde yaptığı tek şey egemenlerin çıkarlarını koruyacak kimi tedbirlerin alınmasıydı. Bu tedbirler de günü kurtarmaya yetmediği için sorunlar toplumsal bir krize yol açtı.Yaşanan tam bir fiyaskoydu.Pandemi sürecinin başında ‘’gelişmiş batılı devletler’’e yardım ettiğini söyleyerek sağa sola caka atan iktidarın bugün bu tutumunun altında kaldığını söylemek abartılı olmasa kanımca.

Başta bölgeden olmak üzere ülkenin her tarafından yeni haberler gelmekte. Yaşanan durumun vahametine ilişkin farklı kaynaklardan alınan duyumlarla da sorunun boyutu daha net anlaşılmakta.Buna rağmen iktidar hala üç maymunları oynayarak yaşanan tabloyu inkar etme telaşında. Ancak yaşanan sorunlar toplumsal bir kriz halini aldı.Günlük yaşamda bunun etkileri fazlasıyla görülmekte.Mevcut durumu inkar ederek yol almaya çalışan iktidarın toplumu nasıl bir açmaza soktuğunu anlamak için yirmi dört saatlik bir zaman diliminde yaşananları şöyle bir gözlemlemek yeter de artar bile. Kadın cinayetlerinin arttığı,insanların günlük yaşamda en kolay yöntem olan şiddeti bir çözüm yöntemi olarak tercih ettiği bir toplumsal gerçek var karşımızda. Belirsizliğin ve toplumsal krizin yarattığı en önemli sonuçlardan birinin de çözümsüzlükten kaynaklı intihar vakalarında yaşanan artış.Ruh hali bozulan insanların yaşadıkları ruhsal çöküntüye çare olamayınca kolay olanı tercih edişi aslında yaşanan tablonun vahameti açısından çarpıcıdır.

Sadece kendi iktidarını sürdürme telaşında olan iktidarın bu dönemde izlediği politikalar belli bir kesimin çıkarlarını korumaktan öteye gitmediği için geniş toplumsal kesimlerin tepkisini de topladı. Yıllardır toplumun farklı kesimlerinin desteğini alarak iktidarını sürdürenAKP iktidarInın gerçekliği bir kez daha açığa çıkmış oldu. Türkiye’nin temel sorunlarını görmezden gelen iktidar bugünde yaşanan toplumsal krizi görmezden gelerek ülke gerçekliğine ne denli yabancılaştığını bir kez daha göstermiş oldu.Suni gündemler yaratarak yitirdiği toplumsal tabanı tekrardan kazanmaya çalışan iktidar bunu da başaramayınca yıllardır sığındığı bir politikayı bir kez daha hayata geçirmeye çalışarak ayakta kalmaya çalışmakta.İçerde,dışarda düşman yaratarak iktidarını sürdürmeyi hedefleyen iktidarın bu politikasının da giderek cazibesini yitirdiği,bunun da toplumsal bir karşılığının olmadığı aşikardır.Bu koşulları yaşayan iktidarın geleceğe dair hiç bir perspektifinin olmadığı,2023 vizyonunu da yitirdiği görülüyor.Vizyonsuz,politik öngörüden uzak,Türkiye’nin toplumsal gerçekliğini görmek istemeyen ve ülkeyi yönetemeyen bu iktidarın elinde topluma sunabileceği pek bir şeyinin de kalmadığı görülmekte. Bunca soruna doğru yaklaşma yerine hala kendi egolarından ve iktidar hırsından vazgeçmeyen bir anlayış içinde iktidar ve çevresindekiler.AKP ipin ucunu kaçırdı.Bugün ktidarı ayakta tutan derin devletin bir kesimi ve çeteleşen,ülkenin zenginlik kaynaklarını çalıp çırpan belli bir iş çevresi.Bunların da çeteleştiği,mafyalaştığı gün gibi ortada. Öyleki mevcut zenginlik kaynakları bu kesimlere yetmemekte.Toplumu,doğayı ve ülkenin zenginlik kaynaklarını daha fazla nasıl talan ederim hesaplarının ötesine gitmeyen bir gerçek var ortada.

’’Devlet aklı’’nın hiç bu denli yitirildiği bir başka dönemi hatırlamıyorum ben.İçeri de yaşanan krizin dışarda savaş politikaları ile de çözülemeyeceğinin daha net anlaşıldığı bir süreci yaşamaktayız. Ancak iktidar hala aynı politika da ısrar etmekte.Bu politikayı kendisinin kurtuluşu olarak görmektedir.Bu süreçte yaşanan ekonomik krizin önemli bir nedeninin de dışarda verilen vesayet savaşları olduğunun bilinciyle savaşı kabul etmeyen,savaşın,bölgede verilen savaşların ülke ekonomisine hiç bir katkısının olmadığını haykırmalıyız.AKP iktidarının göreli olarak ekonomi de başarılı görüldüğü süreçlerin de ülke de yaşanan savaşın ateşkes süreçlerine denk geldiğini unutmayalım. O halde mevcut durumdan rahatsız olan herkesin yapması gereken ilk şey savaş karşıtı bir pozisyonda olmaktır.Bu yapılmaz ise ya ülkenin dibe vuran ekonomisinin daha da batmasına seyirci kalınacaktır ya da yaşanan tablonun yarattığı açmazlar karşısında toplumsal ve bireysel tükenişler sıradan bir hal alarak devam edecektir.Bu tabloya seyirci kalınırsa yarın hiç birimizin söyleyecek bir sözü olmayacaktır kanımca.

Murat Kan

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Kan Arşivi
SON YAZILAR