Son ve geçiş oyuncağımız bisiklet
Bisiklet, oyuncak bilincinin işlevsel araçlara dönüşüm noktasıdır. Bisiklet özelinde oyuncakların hayatı nasıl etkilediğini ele almaya çalışacağım. İki tekerlekli bisiklet kullanımıyla beraber Oyuncaklar bir dönüşüm yaşar ve araç gereç, alet isimlerini almaya başlar; çocukluğumuzdaki oyuncaklık görevlerini tamamlamış, artık hayatımızı kolaylaştırmak için birer yardımcı rolüne bürünmüş olurlar. Bu durum bizim için güzel bir fırsat yaratır. Tabi şimdiye kadar pek faydalanamadığımız bir fırsat. Bu fırsat da bisiklet sürme çağına geldiğinde bir çocuğa verilebilecek doğru bir bisiklet eğitimiyle farklı alanlarda yaşadığımız bir çok sorunu kontrol altına alabilme şansıdır. Mesela trafik bilinci bu şekilde öğretilebilir. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün yayınlamış olduğu, 2021 Trafik İstatistik Bültenini inceledim. Yıl boyunca toplam 306.957 kazanın olduğu ülkemizde bu kazaların 73.172 tanesinin bisiklet ve motosiklet ile yapıldığını büyük bir üzüntüyle okudum. Toplam kazaların tam olarak %20'sidir. Sadece bu kazaları önlemek için bile olsa bisiklet kullanımı ile ilgili acil bir eğitim programı hazırlanmalı. bu kazaların %87'si de sürücü hatalarından kaynaklanıyor. Maalesef bu istatistik de "Eğitim Şart" dedirten türden. Küçük yaşlarda alınan eğitimler çok daha kalıcı olmaktadır. Bu nedenle trafik kurallarını bisiklete ve çocukluk yaşlarına indirmekte büyük bir yarar olacaktır. Okullarda bisiklet etkinlikleri yapılıp bisiklet dersleri konularak trafik kuralları hem ders hem de etkinliklerle çok kolay öğretilebilir. Bisiklet hemen hemen her çocukta olduğu için bu durumu avantaja dönüştürülebilir. “Neden?” diye sorarsanız; 2021 yılında trafik kazalarında, 5362 vatandaşımız ölürken 274.615 vatandaşımız da yaralanmıştır. Bir yılda bu kadar kişiye zarar veren bir olayı, olguyu kontrol altına almanın en basit yolu bisiklet ve bisiklet sevgisini kullanmaktır.
Son ve geçiş oyuncağımız olan bisiklet ile beraber yeşil kentlerin sayısı da artmaktadır. Bisiklet kullanımı; geniş yollar, egzozsuz ya da minimum kirlilik de vaat eder. Bisiklet kullanma alışkanlığı olan kentler daha yaşanabilir durumda olup insanları daha duyarlıdır. Ülkemizin birçok yerinde yapılan bisiklet yollarını görmek oldukça sevindirici. Bir çoğunuzun bisiklet yollarında yürüyen yayalardan ve park edilen arabalardan şikayet ettiğinizi duyar gibiyim. İşte verilecek olan bu derslerde bu sorunun da önüne geçilebilir. Bisiklet aynı zamanda her türlü kinestetik dikkat ve otokontrol de sağlar. Bireysel otokontrol zamanla toplumsal otokontrole de dönüşecektir. Trafikte en duyarlı sürücülerin bisiklet sürücüleri olduğunu unutmayalım. Bir birey sadece bir konuda bile duyarlılık geliştirse duyarlılığını başka yaşam alanlarına da transfer edebilmektedir. Bu durum bile başlı başına büyük bir kazanç olacaktır.
Son ve geçiş oyuncağımız bisiklet, çağımızın en büyük rahatsızlıklarından olan obeziteye de çare olacaktır. Ülkemizde yine Türk İstatistik Kurumu verilerine göre vatandaşlarımızın %21'i obezdir. Kadınların % 34'ü, erkeklerin de % 39'u obez ya da obezite öncesi sınırda bulunmaktadır. Bu istatistik aslında bize doğru bisiklet kullanımının dışında bisiklet kullanımını teşvik etmemiz gerektiğini de göstermektedir; çünkü bisiklet sağlıklı yaşam yolunda da büyük bir etkiye sahiptir.
Unutmayalım ki ağaç yaşken eğilir. Çocukluk döneminden itibaren insanlarımızı, doğru yaklaşımlarla hayata hazırlayabilir ve trafik kazaları, obezite, hava kirliliği gibi olası birçok problemin önüne geçebiliriz. Bunu başarabilirsek can, para ve zaman maliyetini en düşük seviyeye çekip daha duyarlı ve dayanışma içinde yaşayabilen bir toplum yaratmak mümkün olacaktır. Ebeveynlerin oyun ya da oyuncak deyip geçmemelerinde, çocukların oynadığı oyun ve oyuncakların onları geleceğe hazırladığının farkında olmalarında büyük fayda vardır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.