SEVGİLİLER GÜNÜ
Bu yılın sevgililer gününü 14 Şubat Çarşamba günü kutlayacağız.
Sevgililer gününü, tüketimi amaçlasa da seviyorum. Bana gençleri, akan giden gençliğimi hatırlatıyor. Farkına varamadığım, "sinema salonlarında dahi", ürkek davranıp sevgilimin elini tutamadığım; koyu töre, inanç, devlet, kendi kendimize koyduğumuz örgütsel yasakçı günleri hatırlatıyor.
Her sevgililer gününde, hüznü ve sevinci iç içe yaşıyorum.
Sonra gülüp geçiyorum. O günler öyleydi diyorum. Amed'e, Kürt coğrafyasına, Türkiye'ye devrimci tohumları attığımız günleri hatırlıyorum. Seviniyorum.
Bugün genç olsam dinlemem aile baskısını, mahalle, gelenek, görenek, töre baskısını; devlet, örgüt ve katı inanç baskısını. Tutarım sevgilimin elinden hiçbir kuruma, oluşuma, kişiye aldırış etmeden çıkarım sokaklara. Sevgilime gereksiz hediyeler almadan veririm ona kalbimi, en temiz en güzel duygularla seni seviyorum derim. Alırım bir öpücükle karşılığını. Gezerim sevgilimle el ele, yanak yanağa, bütçemizin yettiği kadarı ile otururuz uygun bir yerde sevdiğimiz yiyecekleri yer, sevdiğimiz içecekleri içeriz. Ona şiirler okurum. Kürtçe, Türkçe türküler söyler, fıkralar anlatırım. Birlikte güleriz.
Bütün olumsuz düşünceleri aklımdan silerim. Sevgilim ve ben baş başa, ne güzel bir gün derim. Günün ve sevgili olmanın keyfini çıkarırım.
Benim yapamadıklarımı kızımın, oğlumun, yakınlarımın, Kürt, Türk, tüm gençlerin yapmasını isterim. Onlara açık çağrımdır: Buyurun yapın. Gençliğinizin tadını çıkarın. Köhne değerlere, baskılara, mahallenizin, çevrenin belirlediği ahlâk kurallarına aldırış etmeyin. Gülün geçin. Çıkın sokağa!
Sevgililer gününü seviyorum. Bana gençliğimi ve gençleri hatırlatıyor.
Kardeşim Şadan hocamın tek yönlü iki güzel nesneye- kadına ve güle -yazdığı şiiri ile sevgililer gününü kutlayalım. Gününüz kutlu olsun!
Sevgilisi olmayan gençlere de üzülmeyin derim. Antenleri açık tutup çıkın sokağa, rastgele...
BİR SENİ, BİR DE BAHÇEMDEKİ GÜLLERİ SEVDİM.
Sabahın aydınlığı, gecenin karanlığını uğurlarken,
Yatağımda, bir seni, bir de bahçemdeki gülleri:
İki harika varlığı düşünüyorum.
Gözümün önünde varlığınız,
Zihnimde güzel kokunuz.
Kadın ve gül kokusu!
Dışarıda kuşların cıvıltıları,
Yatağımda koyu vermişim kendimi,
Sabahın tembelliğine.
Daldım gittim, geçmişe.
Siz ki:
Yıllarca destanlara, romanlara, hikâyelere konu oldunuz.
Çok canları sevindirdiniz,
çok canları da yaktınız.
Ey gül,
Sen ki:
Kırmızı renginle aşkın,
Sarı renginle marazlığın, hüznün,
Mavi renginle gökyüzünün,
Pembe renginle gençliğin, uçukluğun,
Beyaz renginle saflığın, temizliğin,
Kara renginle yasın,
Sembolü oldun.
Yeri geldi, genç bir kızın kasığında goncası,
Bir delikanlının elinde sevgiliye uzatılan bir sevgi bağı,
Heyecanlı bir gelinin elinde bir demet mutluluk belirtisi,
Sokak satıcısı Çingenelerin ekmek parası,
Evimizde masamızın en güzel varlığı,
Toprağa giden Canların, tabutunun süsü,
Mezarlarımızın ayrılmaz parçası oldun.
Bülbüller hep senin için öttü,
Nice yiğitler seninle,
Sevgilinin önünde diz çöktü;
Yılanlar senin gölgede,
Kokunla,
Uykuya kaldı,
Zehir akıtmayı unuttu.
Ey sevgili,
Sen ki:
Adem'i cennetten kovduran Hava,
Aşkıyla, Mem'i zindanda öldüren Zin,
Sezar'a karşı Mısır'ı koruyan Kleopatra,
Zeus'u çıldırtan Hera,
Troya'yı yerle bir eden Helen,
Yusuf'u zindana attıran Züleyha,
Kerem'e dağı deldirten Aslı,
Mecnun'nu çöle salan Leyla;
Kötülükleri saçan,
Umudu kutuda bekleten,
Yaşamı heyecanla devam ettiren,
Güzel Pandora oldun.
Sen değil misin,?
Krallara önünde diz çöktürten.
Ey sevgili,
Sen ki:
Bakışınla,
Gülüşünle,
Alımlı yürüyüşünle,
Göğsündeki bir çift güvercininle;
İnce bel,
Güzel ayak bileğinle,
Nice erkeği mest edersin.
Mucize sende:
Sen hayatsın!
Doğuran da sen,
Yaşatan da sen;
Gözleri kapalı,
Bir elinde keskin kılıç,
Diğer elinde terazi,
Adalet Saraylarında adaletin,
sembolü de sensin.
Ey sevgili,
Bil ki:
Ben,
Bir seni sevdim,
Bir de bahçemde kokan,
Rengarenk güllerimi.
Şadan Üzülmez
10.02.2024
Boğaziçi/Milas/Muğla
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.