SEÇMENDE OLUŞ TRAVMA: DİL YARASI
Anadolu tarih boyunca birçok medeniyete beşik olmuş, birçok millete kucak açmıştır.
Verilere göre 32 etnik kökene sahip vatandaşımızın yurt edindiği yerdir Türkiye.
Tarihin her safhasında ağırlıklı olarak huzurun, barışın egemen olduğu, halkların kardeşliğinin ön plana çıktığı bir coğrafyadan bahsediyoruz.
KONDA şirketinin yapmış olduğu 2019 verilerine göre Etnik köken dağılımında 100 kişilik Türkiye'nin 79'u Türk, 14 kişi Kürt, 1'i Zaza, 3'ü Arap ve 3 kişi de başka etnik kökenden geliyor.
Bunu bir yere not aldıktan sonra meramımıza gelelim.
Türkiye'de seçimler, devletin altı pozisyonu için yapılır: Cumhurbaşkanlığı, parlamento ulusal seçim, belediye başkanlığı,ilçe belediye başkanlığı il ve belediye meclis üyeleri ile muhtarlar seçimi yereldir.
Bununla birlikte referandumlar da yapılmaktadır.
Seçimler; halkın hür iradesiyle 5 yılda genelde 2 defa sandığa tercihlerini yansıttığı zamanlardır.
Her ne hikmetse, seçimlere gitmekten ziyade, sanki bir savaşa gidiliyor gibi algılar oluşturulmaktadır.
Dilin inciticiliği, siyasi parti liderleri tarafından seçim propagandası olarak kullanıldığında, halkta travmalara sebebiyet vermektedir.
Seçimlerde, maalesef düşmanlar yaratılarak, Don Kişotlar atları yerine seçim propaganda araçlarına binerek Allah Allah nidalarının süslü gölgesinde, savaş naraları eşliğinde savaşa/seçim hazırlanıyor.
İşin vahim tarafı, seçim öncesi oluşturulan hayali düşmanla çatışmada sandıkta da başarılı olunabiliniyor.
Kullanılan dil, maalesef muhtarlık seçiminde dönem dönem şiddeti doğurmaktadır. Hatta kan dökülmesine ve cinayetlerin işlenmesine de zemin hazırlamaktadır.
Ülke olarak 31 Mart 2024 Pazar günü sandık başına gideceğiz. Önümüzde yerel seçimlerle alakalı sert bir dilin hâkim olacağını kestirebiliyorum. Zira Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir.
Alanlarda uçuşan vaatlerle beraber, siyasilerin birbirlerini bel altından vurması vatandaşlar tarafına hayretle ve merakla izlenilmektedir.
Ey halkım! Yapılacak yerel seçim; daha fazla ve kaliteli hizmetin kim tarafından yapılması yarışıdır.Yani işin aslı "Sizlere Hizmetkar Seçme Yarışıdır" diyene şimdiye kadar da rastladım.
Bu seçimde kullanılan dilinin, Türkiye toplumunu oluşturan azınlıkların dışlanması, ötekileştirilmesi, hakarete uğraması, onulmaz yaralara sebebiyet verdiğini göz önünde bulundurmak lazım. Unutmamak gerekir ki Seçim dilinin milliyetçilik ve dini değerler üzerinden yürütülmesi, bol renkliliğin olduğu toplumumuzda ayrışmaya ve kopuşmaya da yol açabilir.
Belediye başkanları ve encümelerden oluşun ekibin, muhtar ve azalarının afişe edilen vaatlerine baktığımızda toplumun tümüne hizmet ve genel kucaklama göz önünde tutulmaktadır. Burada çağrımız ve ricamızdır. Lütfen! Afişe ettiğiniz vaatlerinizi söylemleriniz ile destekleyiniz
Seçmen, her zaman olduğu âlîcenaplığını göstererek sandığa gitmeli, kendisine hizmet getirecek adaya oyunu vermelidir. Çetrefilli seçim öncesi düşmanlaştırma ve ötekileştirme dilini de hayatından çıkarmalıdır.
Ülke olarak, bütün etnik yapılarıyla Anadolu'nun kucaklayıcı kimliğinden vazgeçilmemelidir.
Türkiye'm 85 milyon 372 bin 377 insanın öz vatanı, yurdudur. Anadolu'nun her karış toprağı, üzerinde doğan, yaşayan ve ölen, kimliği ne olursa olsun bütün insanların evidir. Yurdudur Vatanıdır.
Hamasetvari heveslere kapılmadan, heyecanda pik yapmadan kaliteli hizmete talip olunmalı ve uygulanabilir vaatleri olanların, hizmetlerine reyimizi vermeliyiz
Seçimlerimiz kaderimizi belirler. 31 Mart seçimi de yaşadığımız yerin, gelişmişlik yarışında konumunu belirleyicidir.
Hizmet yarışı için sandığa gidiyoruz. Savaşa gitmiyoruz...
Hakkaniyetli demokrasi yarışı her zaman güzelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.