Yaşımız uygun, müsait. İyi kötü Dünyanın Türkiye’nin gidişatına 50 yıllık bir tanıklığımız var, gördük/tek tük/ ama bu kadar da yoğunluklu sayıda kabadayı, posta koyan siyasetçi tipiyle tanışmamıştık. TV ekranlarında haber izlerken bir an eski kabadayı içerikli Türk filmlerinin replikleri canlanıyor gibi.

Filmlerdeki kabadayı narası ile siyasetçi narası arasında bir fark var;

Heeytttttt’ten eyyyyyy’e dönüştü.

Bu profildeki siyasetçi tarzı bile tek başına bize gelecekle ilgili yeterli bilgiyi veriyor nasıl yönetileceğimiz konusunda. Hakaret içerikli kabadayı naralarının atıldığı bir ortamda ülkenin geleceği için son kararımızı vereceğiz.

Şunun şurasında ne kaldı ki?

50 günde devri âlem!

EYYYY diye diye ortalığı inlettiler.

Ülkeyi nasıl yöneteceklerini anlatmalarını beklerken bize eskilerden söz ettiler, hiçbir şey anlatmadılar. Sadece Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedeflerine aldılar, çünkü anlatacakları başka bir şey yoktu. Konu aradılar, ülkenin tek sorunu SSK’ymış gibi bir referandum süreci yaşattılar. Hamasetle buluşan söylemlerinin kabul görme şansının olmadığını bildikleri halde bu konuya sarılmış olmaları, tehdit kokan kabadayı naraları kaybettiklerinin net göstergesi oldu.

Yüksek sesle bağırdılar, çağırdılar, yüksek sesi haklılığa yordular.

Sesi az çıkan haksız çok çıkan haklı mı oluyor?

Diyarbakır’da bir söz vardır, derler ki;

‘Arlı arından korkar arsız da benden korktu zanneder’

Arsızla sözle, tartışmakla, anlatmakla baş etmenin, ikna etmenin mümkün olmadığı tecrübelerle sabittir. Bağırır, çağırır, ağzına geleni söyler çeker gider, karşısındakini mat ettiğini zanneder ya da öyle kabul eder. Makul insanın/insanların bu tür insanlar karşısında yapacağı bir şey yoktur çünkü  aynı kulvarda olmak istemez.

Maalesef ülkenin hali bu, daha doğrusu bu hale getirdiler. Kabadayı mantığı, mafya usulü yöntemlerle karşısındakini sindirdiğini zannedenlerin borusu her zaman ötmez. O boru, bir kişiye, üç kişiye, sahipsize öter. Kalabalığa, demokrasi güçlerine, halka/halklara karşı ötmez.

Dün şöyle bir şey okudum, sanırım durumu özetliyor.

Hep birlikte okuyalım;  

Bir kuş canlı iken karıncaları yer.

Öldüğü zaman karıncalar kuşu yer.

Zamanla birlikte durum her an değişebilir.

Hayatta kimsenin canını yakmayın ve aşağılamayın.

Şu an güçlü olabilirsiniz.

Fakat unutmayın!

Zaman sizden daha güçlü!

İyi olun iyi şeyler yapın…