Ortadoğu’da Kürtler, Kültür ve Medeniyete Katkısı
Ortadoğu'da Arapça, Farsça ve Türkçe ile beraber en çok konuşulan dillerden biri olan Kürtçenin edebiyat tarihine baktığımızda metinsel edebiyata kaynaklık eden bütün unsurları görmek mümkündür.
Yazılı Kürt edebiyatının ortaya çıktığı merkezlerin Cizre, Hemedan, Şam,Erdelan, İmadiye, Beyrut, Bitlis,Hakkari, Doğubeyazıt, Müküs, Hizan, Mayafarkin, Siirt, Diyarbakır gibi ortaçağ Kürt devlet ve beyliklerine başkentlik yapmış şehirler olduğu görülür.
Bu şehirlerde Kürt hükümdarlar/mirler tarafından kurulup finanse edilerek klasik dönem edebi patronaj sistemi içinde himaye edilen eğitim kurumları olan Kürt medreseleri bu yazılı edebiyata kaynaklık etmiştir.
İslam'ın 7. yüzyılda ortaya çıkmasından sonra Kürtler kendi toprakları dışındaki yerlerde krallıklar ve prenslikler şeklinde iktidara geldiler.
Batı İran toprakları ve daha sonra da bereketli Hilal Mezopotamya neredeyse birkaç bağımsız Kürt hanedanlığı hükümranlık bölgesi haline gelmiş, İslam'ın merkezi topraklarının siyasal tarihinde 10 yüzyıl ve 12 yüzyıl arasındaki dönemi İslam'ın Kürt yüzyıllı olarak adlandırmak yerinde bir tarihsel veri olur.
Zira İslam'ın merkezi topraklarını Bizanslılara, Ruslara ve son olarak da haçlılara karşı koruyan en önemli güç Kürtler olmuştur.
Kürtler bir taraftan Ortadoğu'nun kalbi olan bölgeleri örneğin Haçlı seferlerine karşı savunan güçlü hanedanlıklar kurarken diğer taraftan Kürt kültürü de altın çağını yaşamıştır.
Kürtler bu dönem boyunca tarih, felsefe, müzik, müzikoloji, mimari, mühendislik, matematik ve astronomi alanlarında ustalaşmışlardır. Dönemin önde gelen Kürtleri arasında Ebufida, İbni Aktar,İbni Şeddat ve İbni Kutayba gibi tarihçiler el Suhraverdi ve AynelQutadil-Hemedani gibi filozoflar gezgin ibni Fadlan,Seyfettin Urmevi, Muhammed ibni KatipErbili gibi müzikaloglar İbrahim ve İshak gibi Ebu Musuli, Ziryab gibi müzisyenler mimar ve mühendis Munis matematik ve gökbilimci Muhittini Ahlati biyografici ibni Hakan, ansiklopedist İbni Nedim sayılabilir.
Büheyvilerden sonra orta çağın en önemli Kürt hanedanlığı Eyyubiler Hanedanlığıdır. Kutsal toprakları Haçlı seferlerinden kurtarmak üzere Kürdistan'dan yola çıkan Eyyubi İmparatorluğu’nun kurucusu Sultan Selahattin aslan yürekli Richardı yenmiş ve Kürdistan'a ek olarak Batı Ermenistan, Suriye, Kutsal Topraklar, Arabistan, Mısır, Libya, Doğu Tunus, kuzeybatı Sudan, Hicaz ve Yemeni alarak hakimiyet bölgesini genişletmiştir.
Eyyübilerin çeşitli kolları bu toprakları milattan sonra 1169'dan 1260'a kadar, Suriye'nin bazı bölgelerini 1342'ye kadar ve Kürdistan'ın kendisini ise 15 yüzyıla kadar yönetmiştir.
Eyyubilerin son kalesi Diyarbakır bu tarihte 1402'de Şii Akkoyunlu Türkmenlerine yenilmiştir.Dönemin önemli bir kültür ve medeniyet başkenti olan Hasankeyf ise oradaki arkeolojik ve mimari zenginlikler ile beraber günümüzde Dicle üzerinde kurulan Ilısu barajı altında kalmıştır.
Ortaçağ Kürt otoritesi olan Hasan veyhi, şeddadi, mervani, eyyübiler ve Osmanlılarla başarılı ve iki tarafında kazançlı çıktığı Kürt Osmanlı ittifakı gerçekleştiren diğer Kürt prensliklerinin geneli, medreselerin kaynaklık ettiği söz konusu bu ortak dini kimlik üzerinde ortaya çıkmıştır.
Bu eğitim kurumları aynı zamanda yazılı Kürt edebiyatının Kürtçede Ana dilde eğitimin ve medreselerde okutulan Kürtçe ders kitaplarının da temel kaynağı olmuşlardır. Bu kurumlar kimliğin temel bileşeni olan inanç ve dil birliğini de sağlayan bir işlev görmüş olup Türkçede standart bir dilin ve bir şehir saray edebiyatının da bu dilde ortaya çıkmasına kaynaklık etmiştir.
Kürt otoriteleri orta çağ boyunca hakim oldukları coğrafyalardaki şehirlerde ve özellikle Hemedan Dinever, Bitlis, Meyafarkin, Cizre,Müküs, Doğu Beyazıt, Hakkari, Hizan, İmadiye, Erdelan, Harput, Palo gibi bu otoritelerle başkentlik yapmış merkezlerde Kürtçe medreseler vasıtasıyla eğitimde, edebiyatta, hukukta, ticarette, sarayda, siyasette kullanılan bir toplumsal iletişim dili haline gelmiştir.
Hasılı Kürtçe bir medeniyet dili olarak işlev gördü.Bu nedenle bu şehirlerdeki gayrimüslim ve Kürt olmayan süryani, Ermeni, Yahudi gibi topluluklarda kürtçe'yi doğal olarak günlük iletişim dili olarak kullanmışlardır hatta bir kısmı ibadethanelerindeki dini kitap ve dualarını da Kürtçe olarak yazıp okumuşlardır; bundandır ki bu bölgelerde eski tarihlerden beri Kürtçe şiir ve divanlar kaleme alınmış ve Kürtçe müzik icra etmiş birçok Süryani/Ermeni yazar ve dengbej ses sanatçısı çıkmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.