Hasan Tahsin Gücüm

Hasan Tahsin Gücüm

Ağalık, Feodalizm veya Kral Çıplak

Ağalık, Feodalizm veya Kral Çıplak

Feodal sistemin ülkemizde özellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi illerinde sık karşılaşılan bir uzantısı olan ağalık sistemi, yaygınlığını yitirse de varlığını sürdürüyor.

Ağa sözcüğü başlangıçta askeri ve idari makam adlarıyla birleştirilerek yeniçeri ve sipahilerdeki belli rütbeleri, padişah ailesine mensup kimi kişileri ve padişahın haremini denetleyen görevlileri belirtmek için kullanılırdı. Sonra daha alt rütbelerdeki subaylara ve saygı belirtisi olarak aile reislerine, köy yöneticilerine, büyük toprak sahiplerine verilen bir ad oldu. Cumhuriyet döneminde resmi bir unvan olmaktan çıktıysa da halk arasında kullanılmaya devam etti.

Özellikle ülkemizin Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi gerek sosyo-ekonomik yapısı, gerekse geçmişten getirdiği gelenekleri doğrultusunda hala aşiret sisteminde varlığı devam etmektedir…

Ne acıdır ki bugün bile Doğu ve güneydoğuda yaşayan Kürt halkının hemen hemen tamamının, büyük sorunu toprak ağalığı düzenidir. Ta Osmanlı öncesinden var olan bu düzen Osmanlı’da da korunmuş, genç Türkiye Cumhuriyeti’ne miras kalmıştır.

Dünyada bir zaman var olan ve yoğun olması itibarı ile “Ortaçağ düzeni” olarak adlandırılan bu düzen Cumhuriyetin kuruluşunda bir şekilde kaldırılmaya çalışılmış ama başarılı olunamamıştır.

Doğu ve güneydoğu bölgelerinde ağalık sisteminin halen devam etmesinin temel sebebi sosyoekonomik nedenlerdir.

Zira Toprak mülkiyetinin geniş ailelerin hâkimiyetinde olması, geriye kalan halkın ağalık sistemine olan bağlılığını artırıyor.

Sıradan vatandaşın burada tapu hakkını alabilmesi mümkün değil, dolayısıyla aşiretin ağasından yararlanmak için ağanın söylediklerine uymak zorunda kalınıyor.

Ağalık sisteminin devam etmesinin bir diğer nedeni ise eğitim oranın düşük olmasıdır. Eğitim seviyesi arttıkça aşirete olan bağlılık azalır, aşiretler arası iletişim arttıkça tek kalıp düşünce yerini çağdaş ve demokratik düşünceye bırakır.

Ağalık sisteminin yaydığı zehirden toplumun tüm kesimi bir şekilde etkileniyor. Örneğin kadınlar asla eğitim görüp sosyal hayatta var olamaz. Bu, toplumun geri kalmasına en büyük etkendir. Ancak eğitimli bir kadın çocuklarını iyi yetiştirebilir ve eğitimli bir neslin yetişmesine olanak sağlar.

Ağalık gibi çürümüş bir sistemin çocuklar üzerinde de büyük bir etkisi var. Çünkü çocuk hayatı boyunca birilerinin himayesinde yaşamaya alışır. Böyle olunca da yeni nesil özgürlüğünü yaşayamaz.

Türkiye’de toprak ağalarının ellerindeki toprakların kaynağı incelendiği zaman karşılaşılan sonuç ve istatistik akla zarardır.

Zira ağa denilen bu hırsız ve gaspçı zerzevatların topraklarına nasıl sahip olduklarına bir bakalım.

— Bir kısmı Padişah fermanı ile toprak sahibi olmuşlar…
— Bir kısmı Çeşitli yollardan hazine topraklarına el koyarak…
— Bir kısmı Kurtuluş Savaşı’nda şehit olanların topraklarını gasp ederek…
— Bir kısmı 1915 yılında zorla göç ettirilen (tehcir) Ermenilerin veya İstiklâl Savaşı’ndan sonra göç eden Rumların topraklarına konarak…

— Bir kısmı Tefecilik yoluyla yoksul köylülerin topraklarını ele geçirerek…
— bir kısmı Güçlü ailelere dayanarak, toprakları zorbalıkla alarak…
— Bir kısmı Aşiret reislerinin, aşiret topraklarını kendi üzerlerine geçirerek…
— Bir kısmı Şeyhlik ve dini inançların sömürülmesi yoluyla toprak elde ederek…
— Bir kısmı Rüşvet ve tapu yolsuzlukları gibi yasadışı yollardan geniş toprakları ele geçirerek…

Velhasıl Karşımızda Hak Hakkaniyet ve Hukuki yoldan Namuslu bir şekilde ne ağalığı hak etmiş bir kesim var nede sosyal hayatta bıraktığı tahribatları onaracak bir oto kontrol mekanizması var.

Sağlıcakla Kalın

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hasan Tahsin Gücüm Arşivi
SON YAZILAR