Abdullah Hoca, bir arkadaşının yaşadığı olaydan sonra kullandığı ve herkesin dilinde yaygınlaşan bir sözü bize söylüyor: ‘’ABİ, DÜĞÜN SALONU NEREDE?

Dicle kentte (Diyarbakır’da bir semt), cadde kenarına park ettiğim arabaya doğru yürüyordum ki kapıyı açıp bineyim. Bir arabanın Azrail gibi üstüme geldiğini gördüm. İstem dışı kendimi yana atarken, ellerim havaya kalktı, ne oluyor, dedim. Adam, keskin bir fren yaptı. Araba geri geri süratle yanıma geldi ve durdu. Arabanın içinden kaba saba adamlar indi. Beni yanlış anladınız: ‘’ABİ, DÜĞÜN SALONU NEREDE?’’ diye sormuştum, dedim. Adamlar, gülüp gittiler!

Abdullah Hoca, arkadaşımızın anlattığı bu olaydan sonra geriye adım atacağımız zaman ‘’ABİ. DÜĞÜN SALONU NEREDE?’’ diye soruyoruz, dedi. Valla, bir Türkçe hocası olarak söylüyorum. Bence bu yeni deyim. Ve bu deyimi benim gözüm tuttu! Kimin nesi olduğu bilinmeyen adamların cirit attığı bu yerde bu deyim, çok sık kullanılacak ve yerleşiklik kazanacak demektir!

GÖZLERİN SÖYLEDİĞİ

Düşler diyarından söz ediyorlar

Beni kendinle götür

Yolu yok

Taşıtı yok

Bir sen varsın kılavuz

İçim de öyle kabarık

Ha bire taşıyorum!

Gözlerinden anlıyorum

Bensiz oranın bile tadı yok!

Düşler diyarından söz ediyorlar

Beni kendinle götür

Kapılarını yüreğimizle açarız sevgili

Kahkahalar çok sesli uyumlu bir senfoni

Her şey rengini verirmiş, kırmızıysa kırmızı

Yalansız bakışlar öpücüğü, tertemiz alınlarda

Düşler diyarından söz ediyorlar

Beni kendinle götür

Kılavuzluğun yaman da olsa, pusulan değil miyim?

Kahkahalarım yankılanır, belki karşılık verirler!

Çağrılarına öyle, kanatlanırız el ele!

Bak gözlerin söylüyor, bensiz hiçbir yerin tadı yok!

27 Kasım 1985

AYDIN ALP - YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM (JJ YAYINLARI 2019)

Arkadaşım, benim boğulduğum sene diye söze başladı. Kahkaha attık. Sonra bu lafını niye kullandığını açıkladı:

Kaç yıl önce Van Gölü’ne yüzmeye gitmişler. Suya atlar atlamaz yüzmeyi unuttuğunu, yuttuğu sulardan anladığı an, artık vakit çok geçmiş! Gözünü bir açmış ki etrafında huriler! Ben cennete gelmişim demek ki dedim. Sonra öğrendim ki burası devlet hastanesi ve başıma üşüşenler de hemşirelermiş! Adam, milat olarak bu olayı görüyormuş. Sonra buna benzer bir olay da aklımıza geldi. Köyden biri de‘’Salaku diyamın biyâr bu!’’ (Annemin sevgilisi olduğu yıl!) diyormuş. Çocuğun babası ölmüş. Ve sonraki yılların birinde, annesi bir yıl, bir sevgili edinmişmiş! Çocuk da milat olarak bu yılı anıyormuş! Bizim kurban arayan politikacılar ve biz kurbanlıklar, bu kritik dönemleri, sonrasında nasıl anacağız acaba? 

PROFESYONEL…

Bir cehennemi baştan başa

Daha geçtik diyemiyorum

Korkular yaşıyoruz!

Çektiklerini asla unutmam

Profesyonel oluyorum

Dişe diş!

Gecenin zifiri anı

Tırnaklarımı biliyorum

Bakalım Azrail kime gülecek?

AYDIN ALP

YÜREĞİNİZİN KAPILARINI KIRACAĞIM (JJ YAYINLARI 2019)

Bir arkadaş anlatıyor. Bir gün bizi bir güzellik salonuna sürüklediler. Beni bir tartıya çıkardılar. 40 yaşlarında olan ben. 60 yaş gösteriyormuşum. Bana yüzlerce liralık bir koruyucu paket sattılar. Arkadaşım 60 yaşındaydı, tartıya çıkmak üzereyken, sakın çıkma, dedim. Şaşırdı. Ona sen o tartıya çıkarsan, ölü çıkarsın, dedim.

Dönüp bize de siz siz olun, her tartıya çıkmayın, dedi. İşin içinde çıkar varsa, yerden göğe haklı bence!

Kapitalizm, insanlığı ezip geçmiş. Düzene uyum sağlamış insanlar, çıkarları söz konusu olunca nasıl da tatlı dilli, güler yüzlü olabiliyor? Bazen keşke insanlar, birbirlerine karşı hep böyle çıkarları varmış gibi davranabilseler diyorum. Sonra söylediğime kendim kızıyorum. İçten olmayan tavırlara, yürekten söylenmeyen sözlere lanet olsun! Şimdi sözü edilen toplumsal barışın herkes için gerekli olduğuna içten inanılabilse ve ona göre bir seferberlik ilan edilebilse! Ya hep beraber kazanacağız ya da hep beraber kaybedeceğiz! Sevgiler, saygılarımla… AYDIN ALP