Nereye gidiyoruz?
‘Nereye gidiyoruz?’
Ciddi bir yurttaş sorusu, en çok sorulan sorulardan biri, hatta en birincisi, aynı zamanda çok, ama çok umutsuz bir soru. Geleceğinden endişe duyan, nasıl olacağını bilmeyen yurttaşlar topluluğunun yönetenlere karşı güvensizliğinin en net ifadesi oldu, ‘nereye gidiyoruz’ sorusu!
Tek başına iktidarın 20 yılda bizi, ülkeyi sürüklediği nokta bu.
Nereye doğru gittiğimiz konusunda emin olamamak.
Toplumun büyük kesiminde bu endişe hâkim.
Bu soru, yani ‘nereye gidiyoruz’ sorusu, pahalılık, zam, geçim derdi, işsizlik, açlık gibi, zaten başımızda olan, her gün çekmek zorunda olduğumuz belalardan daha ağır bir bela.
Açlığın, susuzluğun, işsizliğin, zamların, geçim derdinin bir bilinirliği, alışkanlığı var hiç olmazsa. Aynı zamanda baş edilebilir meseleler olarak da değerlendirmek mümkün, hatta altından kalkılır. Bir de bilinmezlikler vardır ki, ne olduğu bilinmediği için altından kalkılamaz olanlar.
İşte; ‘nereye gidiyoruz?’ Sorusu o bilinmezi ifade ediyor.
*
Buna karşılık siyaset kurumu, yani iktidar kurumu bütün varlığı ve bileşenleriyle birlikte umursamaz, vurdumduymaz. Hiçbir şey umurlarında değil.
Ya nereye doğru gidildiğini çok iyi biliyorlar, ya da tercih ettikleri bir yol var, ya da onlar da bizim gibi, yurttaşların genelinin merak edip sorduğu gibi, ‘Nereye gidiyoruz’ sorusunun cevabını bilmiyorlar, ‘hep birlikte yuvarlanıp gidiyoruz işte’ mantığı ile bakıyorlar meseleye.
İyi de bu öyle, millet bahçelerinde eğlencesine yuvarlanmaya benzemez ki!
İpin ucu kaçınca nereye kadar yuvarlanacağımızı maazallah hiç birimiz hesaplayamayız.
*
Asıl mesele kaybedilen güven.
İçeride ve dışarıda güven kaybolduğu için, yatırım ve para piyasası da güvensizliğe kurban olmuş vaziyette.
Ülkenin güveninden söz ediyorum elbette.
O nedenle iktidar değişikliği şart.
Ülkenin güven tazelemesi gerekiyor.
Hem yurttaşına karşı hem de komşularına ve dünya ya karşı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.