Yahya ÖGER

Yahya ÖGER

NARİN'İ ÖLDÜRDÜLER

NARİN'İ ÖLDÜRDÜLER

Toplum olarak herkesin acı duyduğu, akıbetini merak ettiği, vicdan sahibi bireylerin duaya durduğu bir olayı yaşadık. Diyarbakır yerelinde,Türkiye genelinde 7'den 75'e herkesin konuştuğu 8 yaşında Narin kardeşimizin vahşice öldürülmesi.
İşin doğrusu olay netleşmeden bir şey yazmak istemedim.Sis perdesinin aralanması, sağlıklı bir bilginin elde edilmesinden sonra yazıyı kaleme almak doğrusu olacaktı.Öyle görünüyor ki uzun bir süre neden öldürüldüğü gizemini koruyacaktır .

İnsanın olduğu her yerde olumsuzluğun olması kaçınılmazdır.Tarihin her safhasında şiddet,cinayet ve istismarın her türlüsü insanoğlunun eliyle, diliyle olmuştur.Kız çocuklarını diri diri gömen Arap toplumu, tarihimizde en uç nokta, tahtını korumak için çocuklarını ve kardeşlerini öldüren sultanlar okullarda okutulan masaldan ibaret değildir.Bunu yazarken batı hayranı birileri elini ovuşturmasın.Batı, tarihin her aşamasında katildir.Gittiği her yere beraberinde ölüm,gözyaşı, yıkım götürmüştür.Sömürge devletlerinin öldürdüğü milyonlarca masumu bilmiyorsanız kafanızı sosyal medyadan kaldırın derim. Bugün, Dünya'nın gözü önünde, siyonizmin gaddar tutumu, işlediği soykırım suçu, Filistin'de 42 bine yakın ki çocuk,kadın çoğunlukta sivillere karşı katliam yapıyor olması size batının gerçek yüzünü göstermiyorsa,zazaca deyimle 'hawajo hawajo'.

Bunu bir kenara not aldıktan sonra bir zamanlar Anadolu alicenaplığı, değerlere bağlılığı başta olmak üzere her konuda takdir edilerek anılan insanların yurduydu. Bize ne oldu? Bugün birçok Anadolu yerleşkesinde adi vakaların ayyuka çıkması sizleri endişelendiriyor mu?

Sosyal medya ve haber kanallarında izlediğimiz bir bardak suyu bahane ederek döve döve öldürülen, trafikte bir birine yol vermediği için darp edilen, birbirinin külüne muhtaç komşuların verdiği rahatsızlıktan dolayı darp edilen yaşlılar ve yüzlerce vaka. Tahammülsüzlük,toplumsal cinnet halini göz önüne sergiliyor.Gönül ister ki bu tür trajedilerin olmamasıdır.

Siz olayı nereye bağlarsanız bağlayın.Caydırıcı cezai müeyyideler, hukukî zaafiyetler,hukuk normları ile gelenek görenek çatışması maalesef dün de, bugün de yarın da bu tür olaylarla karşı karşıya kalacağımızın nişanesidir.

Psikolojik,sosyolojik ve ekonomik nedenleri araştırılmadan şiddeti tek başına ele almak çözümsüzlüktür. Adlî/adi vakaların emniyet ve adlî boyutu ile ele almak kamu vicdanını rahatlatmaktan uzak kalıyor.

Kamuoyu ile paylaşımda olayı genelleştirmek,reyting uğruna magazinsel bir haber haline getirmek vakaları azaltmaktan öte çoğalmasına sebebiyet verecektir.Tekirdağ'da cinsel istismara uğrayan iki yaşındaki bebeği bahane ederek bütün Tekirdağ'lıları suçlamak ne kadar abes ise, Narin kardeşimizin öldürülmesini bahane ederek Diyarbakır ve Kürtleri suçlamak ta abesle iştigaldir.

Hiçbir insanın şiddete maruz kalmaması, yaşam hakkının elinden alınmaması hukukî normlarda ve vahye dayalı inançlarda kabul edilen temel kaidelerdir.

Toplumda dezavantajlı olarak bildiğimiz çocukların,kadınların ve yaşlıların şiddete maruz kalmaları, şiddeti uygulayanın yanına yapılanın kar kalması toplumsal yaralarımızı kaşındıranlar tarafından kanatılıyor.
Geçmişe takılıp kalanlar,şunu iyi bilmelidir ki toplumlar hızlı bir şekilde değişime uğruyor. Her şeye çok rahatlıkla ulaşabilmenin konforunu yaşıyor dünya.

Cinayet ve şiddete meyilliliği, eğitim seviyesine endeksli değerlendirmeye çalışanlar, şunu bilmeleri gerekir ki,Türkiye'de ve Diyarbakır'da ciddi manada kadın okuma oranı artış göstermektedir. Mesele sadece okuma yazma oranının yüksekliği olmasa gerek. Her kesimde kızların eğitim öğretim hayatına katılması ile ilgili ciddi manada bir çalışma vardır.Kız çocuklarının Türkiye'de erkek çocuklarından çok daha fazla sınavlarda başarı göstermesi gurur verici bir olaydır.

Saplantılı bir şekilde kafasını kuma gömenlerin şunu bilmeye ihtiyacı vardır.Geleneğin dinden daha baskın olduğu toplumlarda şiddet hep dine mal edilir. Bireysel şiddet ve olumsuz davranışların herhangi bir ırka veya dine atfedilerek, genelleştirmeye gidilmesi iyi niyet değildir.
Narin kardeşimiz öldürüldü. Nasıl öldürüldüğü önemli değil? Bir çocuğun öldürülmesi,hele hele organize bir şekilde, gücün ve korkunun hakim olduğu bir ortamda cinayetin gizlenmesi hastalıklı bir ruh halidir.Cinayeti işleyen,yardım yataklık eden, sessiz kalıp izleyenlerle ilgili cezai müeyyideler öbür tarafa bırakılmamalıdır.

Her ebeveyn gibi bizler de çocuklarımızın güvenli bir ortamda yaşamasını isteriz.
Çocukların öldürülmesi ve cinsel istismara uğramış olmaları siyasi saiklerden uzak iktidar,muhalefet el birliğiyle önlem alması istenilen bir durumdur.Siyasi arena'da birbirine karşı diş belleyen, eteklerinde biriktirdikleri taşları cinayetleri bahane ederek kimse orta yere dökmesin.
Toplumda bu tür vakaların hızlı bir şekilde artış göstermesi, caydırıcı yasalarla beraber denetim, eğitim, güvenlik çalışmalarının tekrar gözden geçirilmesini elzem kılmaktadır.
Suçun şahsiliği ilkesi doğrultusunda masumların cezalandırılması, itibar suikastine uğraması kabul edilebilir değildir.
Bu tür vakaların olduğu yerlerde Diyanet İşleri Başkanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı koordinesinde kurum ve kuruluşlar elbirliği ile alan çalışmaları yapmalı,psikososyal destek ve dini eğitim konusunda gerekli çalışmalar hızlandırılmalıdır.
Eğitim müfredatı tekrar gözden geçirilmeli,değerler eğitimine ağırlık verilmeli,çocuklar karşılaşabilecekleri olumsuzluklar konusunda bilinçlendirilmelidir.
Yazımın başında da yazdım. Şiddet ve cinayetlerin ekonomik, psikolojik ve sosyolojik sebepleri irdelenmeli,eğitimler bu alanda güçlendirilmelidir.
Bu tür olayları bahane ederek provoke eden,toplumu ayrıştıran çalışmalara öncülük eden kim olursa olsun adalet önünde en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

Narin'i öldürdüler.Önlemler alınmazsa daha nice Narinler hayattan koparılacaktır.Büyüklere kalan sadece acıyı paylaşmak ve bir başsağlığı dilemekten öteye de gitmeyecektir.Bir şeyi unuttu büyüklerimiz.Çocukların cennet kuşu olduğunu. Onlar zaten rahmet-i Rahman'ın şemsiyesi altındadırlar. Onları koruyamayan bizlere Allah rahmet eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yahya ÖGER Arşivi
SON YAZILAR