Aziz Aydınalp

Aziz Aydınalp

Karınca Ezmez Bir Nesilden!

Karınca Ezmez Bir Nesilden!

Yürüyüş yaptığım parkurda küçük iki çocuğun iki şerit halinde heyecanlı bir şekilde gidip gelen karıncaların üzerine eğilmiş onları engellemeye çalıştıklarını görünce ‘yapmayın çocuklar, onlar size zarar vermez siz de onlara zarar vermeyin’ dedim.

İlerleyip dönüp bakınca beyhude konuştuğumu, çocukların beni hiç dinlemediğini, dinledilerse de önemsemediklerini anladım.

Bizim kuşak dediğimiz aynı yaş grubu arkadaşlarımız bilirler. Yürürken son anda fark ettiğimiz karıncaları ezmemek adına düşme tehlikesi atlattığımız çok olmuştur.

Aktif hekimlik yaptığım yıllarda muayenehaneme gelen bir hukuk öğrencisinin söylediği sözü hala hatırlarım.

O günkü çatışma ortamında toplumun yitirilen insanlara, canlara kayıtsızlıklarını ifade etmek için ‘insanlar Kuzey Kutbunda buz kütleleri arasına sıkışmış balinayı kurtarmak için buz kırıcı gemiler gönderdiklerini, oysa burada insanlar ölüyor’ demişti.

Ben de o gün söylediğimi bugün de tekrar etmek isterim, ‘keşke karıncaları ezmeyen, balinaları buz kütleleri arasında ölüme terk etmeyen insanlar yetiştirebilseydik, eminim dünya daha yaşanılası bir dünya olurdu’ diye söylemiştim.

Bugün Gazze de Filistinlileri acımasızca katleden Netenyahu ve yönetimi de, yıllar önce Şatilla Kampında katlettikleri insanlardan ötürü adı ‘kasap’a çıkan Ariel Şaron’da keşke ebeveynleri tarafından karıncaları, canlıları koruyan, onların yaşamına saygı duyan bireyler olarak yetiştirilselerdi.

Okulun birinde akranlarına şiddet uyguladığı gerekçesiyle okula davet ettiği öğrenci velisi tarafından yumruklanarak yere yığılan öğretmen hanımın durumu çocukların sevgiyi de, şiddeti de nereden ve nasıl öğrendiklerinin özet bir anlatımıydı sanki.

Geçenlerde çok önemli birkaç duruşma birer gün arayla gerçekleşti.

Ailelerin birlikte takip etmesiyle zaman aşımına uğratılması düşüncesinden erken vaz geçilmiş olmalı ki Çorlu Tren kazasında oğlunu kaybeden Mısra Öz karar sonrası, daha dingin bir ifadeyle oğlu Arda ve babasını kastederek ‘artık birbirinize sarılarak daha huzurla uyuyun’ derken kendisinin de huzura erdiğini ifade ediyordu bir anlamda.

Yine aynı kazada 14 yaşında kızını kaybeden bir anne kızının aldığı bir romanı göstererek ‘kapağını açıp okumaya cesaret edemedim. Arka kapağını okuyunca kızıma ‘bak bu kitap on yedi yaşına uygun yazılmış’ demiştim.

Kızım, ‘o zaman ben bir an önce on yedi yaşıma girmek için sabırsızlanıyorum’ demişti.

Tıpkı Berkin Elvan gibi, Ali Osman Korkmaz gibi, adını sayamayacağım bir çok günahsız gibi.

‘Şimdi o hep on dört yaşında kaldı’ derken çok ama çok üzgündü o anne, ama bir miktar da olsa adaletin yerini bulduğu, bulacağı ümidi yeşermişti yüzünde.

Tren faciasından sonraki gün Adıyaman İsias Oteli ile ilgili dava vardı.

Çocukları bir spor karşılaşması için Adıyaman’da, İsias Otel de bulunan çocukların aileleri Haziran ayına ertelenen dava için konuşuyorlardı. Her bir çocuğun adının yazıldığı pankartların önünde genç bir anne dokunaklı bir şekilde konuşuyor sanık avukatlarına mesajlar veriyordu.

‘Biz çocuklarımızın, sevdiklerimizin katillerinin peşini bırakmayacağız sanık avukatları boşuna heveslenmesin’ dedikten sonra avuçlarının içiyle artık tutamadığı göz yaşlarını silerken umutluydu.

Bu iki davayı özellikle aktarmak istedim, ülkemizde artık klasikleşen zaman aşımına uğratılan cezasızlık kavramlarının aynı akıbeti yaşayan insanlarca toplu olarak takip edilmesiyle bu uygulamalar mutlaka tarih olacaktır.

Ya aynı akıbeti yaşayanlar toplu olarak adalet dileyecekler ya da İki oğlu ve eşini kaybeden Emine Şenyaşar gibi tek kalınsa bile ısrarla adalet isteyerek adalet sürecini başlatabilecekler.

Ülkemizde ekonomik olarak çok zor şartlar yaşanıyor ancak gelecek ve refah vaat eden siyasetçiler bilmeliler ki ülkenin ekmek kadar su kadar hatta alınan nefes kadar adalete ihtiyacı var.

Aziz AYDINALP

27.04.2024

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Aydınalp Arşivi

KAPI

28 Mart 2024 Perşembe 00:03
SON YAZILAR