İncelen yerden
Ruhum diyorum, ruhum! Dehlizlerinde gezindiğim kalbimin tüm kıvrımlarında sancısını duyumsadığım ve kan kırmızı akşamlarda sancı sancı damıttığım
Ruhum diyorum, ruhum! Zamana kırık bir ezgiyle sunduğum sabahlarımın hırçın beklentisi ve suya inerken kanamaklı türküleri çocukluğumun
Ruhum diyorum, ruhum! Şimdi olan ve hep şimdi kalan, yağmurlu anılarda saçlarımda üşüyen suyun ıslaklığı
Ruhum diyorum, ruhum! Titreyen parmaklarımda beklemekten paslanmış kırık bir nikah yüzüğü ve ayarı bozuk ömrümün sokaklara dağılmış sessizliği
Ruhum diyorum, ruhum! Düğün dernek yaşanmışlıklardan yorgun düşmüş bir oğul hasreti ve kent meydanına bıraktığım uçarı gülümseme
Ruhum diyorum, ruhum! Uzun yolculuklara hazırlanmış yaşlı bir bilgenin kederiyle hüzünlü ve çantasında sincap besleyen bir kaçkının serencamına sebep
Ruhum diyorum, ruhum! Belki dizleri üzerine kapaklanmış onurlu bir savaşçının alnındaki ter ve kılıcının kabzasına işlenmiş iki harfli bir keder
Ruhum diyorum, ruhum! Boynumun sehpaya çıkmak için sabırsızlanan şuursuzluğu ve Ceylanpınar sokaklarında gezinen bir işçi çocuğunun açlık korkusu
Ruhum diyorum, ruhum! Karanlık anılarda yazılmış şiirlerin birbirini anımsatan iğrenç imgeleri ve dizelere düşen sözlerin hain gülümsemeleri
Ruhum diyorum, ruhum! Serin rüzgârlara göğsünü dayayıp yükselen bir uçurtmanın renksizi ve ipi kopmuş çocukluğumun şaşkını
Ruhum diyorum, ruhum! Ders çalışmaktan firar eden öğrencilerin aşk bahanesi ve bu kentin ara sokaklarına sıkışmış acemi sevişmelerin nefesi
Ruhum diyorum, ruhum! Son arabaya can havliyle atlayan yaşlı bir kadının çarpan göğsü ve bir ceylanın terli şakaklarında üşüyen mermi gürültüsü
Ruhum diyorum, ruhum! Birden yerinden kalkıp yârin ensesinden öpülen bir demet çiçek kokusu ve kucağında titrediğin Dicle’nin tedirgin türküsü
Ruhum diyorum, ruhum! Yüzüne tüm nefretimle tükürdüğüm hayal kırıklıklarımın utanmazı ve hüzünbaz sevilmeler sarhoşu
Ruhum diyorum, ruhum! Ansızın yere düşmelerin ve inatla ayağa kalkmaların ya da en deli yangınların arsızı
Ruhum diyorum, ruhum! Çarşılarda çaresiz yoksulların avuç açıp dilendiği uzun bir duanın şaklabanı ve yol boyunda unutulmuş ömrümün kalanı
Ruhum diyorum, ruhum! Ezbere okunan duanın nadası
Ruhum diyorum, ruhum! İnceldiği yerden…